Yunanistan‘da muhalefet partileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın 7 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirdiği Atina ziyareti hakkında çeşitli açıklamalarda bulundu.
Tahmini okuma süresi 3 dakika
Ziyaret, özellikle Yunan hükümetinin Erdoğan ile yaptığı görüşmeler ve imzalanan anlaşmalar konusunda muhalefetin bilgilendirilmesi talebini gündeme getirildi.
PASOK Partisi’nden Dimitris Mancos açıklamalarında, Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın metni ve bağlayıcılığı üzerinde durdu, özellikle de anlaşmanın farklı yorumlara açık olup olmadığı konusunda endişelerini dile getirdi. Mancos, Türkiye’nin “Müslüman” yerine “Türk” azınlığa dönme girişimi olduğunu öne sürdü.
PASOK parlamento sözcüsü Dimitris Mancos yaptığı yorumda “Gerçek her zaman resimlerin ve görgü kurallarına ilişkin açıklamaların arkasındadır” dedi. PASOK’un “Anlaşma metnine, bağlayıcılığına ve genel ifadelerinin farklı yorumlara yer bırakıp bırakmayacağına” odaklanacağını kaydetti. PASOK Parlamento Grubu Sözcüsü Mancos temkinli bir tavır sergileyerek “güven inşa etmek için sadece açıklamalara değil, Sayın Erdoğan’ın Müslüman azınlık yerine ‘Türk’ azınlığa dönme girişiminin de gösterdiği gibi, sahada ilerleme kaydetmeye ihtiyaç var” dedi. Bununla birlikte PASOK’un “uluslararası hukuka karşılıklı ve doğrulanabilir saygı ve Ankara’nın revizyonist stratejisinin tamamen terk edilmesiyle Türkiye’ye yönelik ilkeli bir politikaya bağlı kaldığını” vurguladı.
SYRIZA, Kiryakos Miçotakis ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan deklarasyonun belirli maddelerine odaklanarak, bu maddelerin Yunanistan’ın egemenlik haklarına etki etmemesi gerektiğini vurguladı. Stefanos Kasselakis, Miçotakis’in Batı Trakya‘daki azınlık konusundaki ifadelerini eleştirdi.
Stefanos Kasselakis yazısında Kiryakos Miçotakis’i Türk Cumhurbaşkanı’na bir önceki ziyareti sırasında Batı Trakya’da “Türk” değil “Müslüman” bir azınlıktan bahsettiğini hatırlatmamakla suçladı.
KKE ise “acı verici uzlaşmalar” öngörerek, Türk-Yunan ilişkilerinin yeniden başlamasının NATO’nun bölgesel planlarının bir parçası olduğunu iddia etti. KKE, Miçotakis’in “uluslararası yargıya konu olabilecek anlaşmazlıklar” hakkında yaptığı açıklamaların soru işaretleri yarattığını belirtti.
Yunanistan Komünist Partisi KKE en büyük çekincelere sahip gibi görünüyor ve hatta yaptığı açıklamada “acı verici uzlaşmalar” öngörüyor. Açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: “Hükümetin ‘sakin sular’ konusunda bir rehavet ortamı yaratma çabalarına rağmen, gerçek şu ki Türk-Yunan ilişkilerinin sözde ‘yeniden başlaması’, NATO’nun Ege ve Doğu Akdeniz’de sancılı çözüm planlarının oluşturduğu çok tehlikeli bir bağlamda gerçekleşiyor. Ve bu, her zaman agresif ya da aşırı retorik ifadelerle yansıtılmasından bağımsız olarak gerçekleşiyor.” Aslında, “Sayın Miçotakis’in ‘uluslararası yargıya konu olabilecek bir anlaşmazlık’ olduğuna atıfta bulunmasının, başka bir şekilde çözülebilecek başka anlaşmazlıklar olduğu yorumlarına yer bırakması soru işaretlerine yol açmaktadır.”
Yeni Sol ise, Yunanistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önemine işaret etti. Parti milletvekili Sia Anagnostopoulou, barış, istikrar ve demokrasiye olan bağlılıklarını vurgulayarak, egemenlik haklarına saygı gösterildiği ve ulusal çıkarların desteklendiği sürece olumlu girişimleri destekleyeceklerini ifade etti.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et