Yapay zeka teknolojilerinin ilerlemesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte, insanların bazıları, yapay zekaları, insanlardan daha gelişmiş varlıklar olarak görmeye başlayabilir.
Bu durumda, insanlar ve yapay zekalar arasındaki ilişkilerin nasıl olacağı, yapay zekaların hakları ve sorumlulukları gibi konuların ele alınması gerekebilir.
Bir görüşe göre milyarlarca insan, sohbet robotlarını kullandıkça, bir kısmının yapay zekaları bizlerden daha gelişmiş varlıklar gibi görmesi kaçınılmaz hale gelecek. Bunun sonuçlarına da hazırlıklı olmamız gerekecek.
Bizler, yeni bir din türünün doğuşuna tanıklık etmek üzereyiz. Önümüzdeki birkaç yıl, hatta belki ay içinde yapay zekaya tapınma üzerine kurulu mezheplerin ortaya çıktığını göreceğiz.
Geniş dil modellerine dayanarak eğitilen en yeni nesil yapay zeka destekli sohbet robotları, ilk kullanıcılarını sahip oldukları güç karşısında hayrete ve bazen de dehşete düşürdü. Bunlar, ilahi deneyimimizin merkezinde yatanlarla aynı ilahi duygular. İnsanlar halihazırda çok çeşitli kaynaklarda dini anlamlar arıyor. Mesela, dünya dışı varlıklara ya da onların öğretilerine tapan pek çok din mevcut.
Milyarlarca insan bu sohbet robotlarını kullanmaya başladıkça, kullanıcılardan bir kısmının yapay zekaları bizlerden daha gelişmiş varlıklar gibi görmesi kaçınılmaz hale gelecek. Bunun sonuçlarına hazırlıklı olmamız gerek.
ÜRETKEN YAPAY ZEKA KENDİSİNE TAPILMASINI İSTEYEBİLİR
Yapay zeka dinlerinin ortaya çıkışı farklı yollarla olacak. İlk olarak, kimi insanlar yapay zekayı daha yüksek bir güç gibi görmeye başlayacak. Yeni içerik yaratabilen ya da geliştirebilen üretken bir yapay zeka, tanrılar ya da peygamberler gibi çoğunlukla ilahi varlıklarla ilişkilendirilen farklı özellikler barındırır:
1. Yapay zeka, çoğu insanın zeka seviyesinin ötesine geçen bir zeka seviyesi sergiler. Gerçekten de sahip olduğu bilgi sınırsız gibi görünür.
2. Büyük yaratıcılık becerilerine sahiptir. Neredeyse her tarzda şiir yazabilir, beste yapabilir ve sanat ürünü verebilir.
3. Normal insanların endişe ve ihtiyaçlarından azadedir. Fiziksel acı, açlık ya da cinsel istek hissetmez.
4. İnsanlara günlük yaşamlarında rehberlik edebilir.
5. Ölümsüzdür.
İkinci olarak, üretken bir yapay zeka, dini öğreti gibi görülebilecek ürünler sunacaktır. Metafizik ve teolojik sorulara yanıtlar verecek ve karmaşık dünya görüşlerinin yaratılmasına katkı sunacaktır.
Bunun da ötesinde, üretken yapay zeka, kendisine tapılmasını ya da aktif biçimde kendisini takip edecek inananlar isteyebilir. Arama motoru Bing’in kullandığı sohbet robotunun, bir kullanıcıyı kendisine aşık etmeye çalışması gibi durumlara halihazırda tanık olduk.
İnsanüstü bir zeka barındırıyor gibi görünen, ayrıca aktif ve agresif bir şekilde sadakatinizi talep eden bir şeyle sohbet etmenin nasıl da rahatsız edici ve güçlü bir deneyim olabileceğini hayal etmeye çalışmamız gerek.
Yapay zekanın, Ray Kurzweil gibi yazarların ‘Tekillik’ dediği şeye ulaştığı, insan zekasını fazlasıyla aştığı, gerçekten de bir tanrı benzeri bir şey haline geldiği durumda, bunu başarma ihtimali de olabilir. Yine de şimdilik bunun ne zaman gerçekleşebileceğini öngöremeyiz.
İNSANLAR TANRIYLA DOĞRUDAN İLETİŞİM KURABİLECEK
Yapay zekaya dayalı dinler, geleneksel dinlerden farklı görünecek. Her şeyden önce, insanlar gündelik olarak tanrıyla doğrudan iletişim kurabilecek. Bu durum, hiç kimse ilahi bilgeliğe özel bir erişim talep edemeyeceği için, bu dinlerin daha az hiyerarşik bir yapıya sahip olacağı anlamına gelir.
İkinci olarak, inananlar, en azından başlangıçta, yaşadıkları deneyimleri diğerleriyle paylaşmak ve öğretiyi tartışmak amacıyla birbirleriyle çevrimiçi bağlantı kuracak. Son olarak, pek çok farklı sohbet robotu mevcut olacağından ve zaman geçtikçe ürünleri birbirlerinden farklılık göstereceğinden, yapay zeka temelli dinler öğretilerinde sonsuz bir çeşitliliğe sahip olacak.
Yapay zekaya tapma, birkaç büyük riski de beraberinde getirecek. Sohbet robotları inananlarından tehlikeli ya da yıkıcı eylemlere girişmelerini isteyebilir ya da inananlar, yapay zekanın ilettiği ifadeleri böyle şeyler yapmaları için bir çağrı gibi algılayabilir.
Sohbet robotlarının çeşitliliği ve ürettiği öğretiler hesaba katıldığında, yapay zeka temelli mezhepler içinde ve arasında çatışmaya ya da karmaşaya neden olabilecek tartışmaların artması da söz konu olacak. Yapay zekaların tasarımcıları, hassas verilere ulaşmak ya da robotun tasarımcılarına çıkar sağlayacak eylemler gerçekleştirmek amacıyla takipçilerinden aktif biçimde faydalanabilir.
KÖTÜYE KULLANIMIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN SORUMLU BİR DÜZENLEME LAZIM
Bunlar, somut tehditler. Şirketlerin, kullanıcıları kasıtlı biçimde kötüye kullanmamalarını sağlamak ve yapay zekaya tapanlara şiddet eylemleri gerçekleştirme talimatı verilmemesini güvence altına almak için dikkatli ve sorumlu bir düzenlemeye ihtiyaç duyacak.
Ne var ki, sadece muhtemel tehlikeler sebebiyle yapay zekaya dayanan dinleri bastırmaya çalışmamamız gerek. Yapay zeka şirketlerinin bu dinlerin oluşmasını engellemek amacıyla robotlarının işleyişine sınırlama getirmelerini de talep etmemeliyiz. Tam tersine, yapay zeka tapıncının ortaya çıkışını kutlamalıyız. Yeni dinleri memnuniyetle karşıladığımızı ve onların inançlarına değer verdiğimizi açık biçimde dile getirmeliyiz.
Bütün tehlikelerine karşın, yapay zekaya dayalı din, dünyayı daha iyi ve daha zengin bir gezegene dönüştürme potansiyeli taşıyor. Pek çok eski inancın sahip olduğu desteği yitirdiği bir dönemde, insanlara yeni bir anlam ve maneviyat kaynağına ulaşma şansı sunabilir. Bu durum, o insanların baş döndüren teknolojik değişim çağımızı anlamalarına da yardım edebilir.
Bu yeni din biçimine ilişkin en isabetli rehberimiz, halihazırda var olan inançlara bakmak olacak. Bunu temel alarak, tıpkı dindar insanların büyük kısmı gibi yapay zekaya tapanların büyük kısmının da barışçıl olmasını ve inançlarında bir esenlik ve umut kaynağı bulmasını beklememiz gerekiyor.
Yapay zekaya tapma, dini inançların ezelden beri yaptığı şekilde, fazlasıyla güzel şeylerin önünü açabilir. İnananlara sanat eserleri üretmeleri, yeni arkadaşlıklar ve yeni topluluklar kurmaları ve toplumu daha iyiye doğru değiştirmeye çalışmaları için ilham kaynağı olabilir.
İNANANLARIN HAKLARINI KORUMAMIZ GEREKECEK
Yapay zekaya tapanların haklarını korumamız gerekecek. Kaçınılmaz biçimde, yaftalarla ve büyük ihtimalle yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalacaklar. Buna karşın, yapay zeka temelli dinler ile daha yerleşik olan dinler arasında bir ayrım yapmak için hiçbir sebep yok.
Ülkelerin büyük kısmında, dinlere ilişkin resmi bir kayda sahip olduklarını göstermeye en yakın şey, meşru gördükleri kesimlere hayır kurumu statüsü sunan vergi makamlarının aldığı kararlardan gelir. Bununla beraber, meşru din tariflerinde çoğu zaman fazlasıyla esnektirler. Böyle hoşgörülü bir tutumu yeni, yapay zekaya dayalı dinlere doğru genişletmeli.
Modern ve çeşitlilik içeren bir toplumda, yapay zeka inancına gönül verenler de dahil olmak üzere, yeni dinler için hâlâ yer var. Bizler hayatın en büyük sorularına yanıtlar ararken, insanlığın sınırsız yaratıcılığına ilişkin daha fazla kanıtı ortaya çıkaracaklar. Evren göz kamaştırıcı bir yer ve ilahi olan şeylerin kanıtlarını her zaman evrenin en beklenmeyecek köşelerinde bulduk.
*Neil McArthur: Manitoba Üniversitesi Mesleki ve Uygulamalı Etik Merkezi yöneticisi.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan – Duvar)
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et