Sanki duygularımızla birlikte düşüncemizi, hafızamızı ve muhakememizi etkileyebilecek tüm diğer faktörler yeterli değilmiş gibi, araştırmacılar denkleme tuz eklememiz gerektiğinde ısrar ediyorlar.
British Journal of Pharmacology’de yayınlanan en son çalışmada vurgulandığı gibi, bilişsel bozukluk ile aşırı tuz alımı arasındaki bağlantı, vücudumuzun iki temel fizyolojik mekanizmasını etkileyen hipertansiyon ile iyi bir şekilde kurulmuştur.
Çalışmanın lideri, Fujita Sağlık Üniversitesi tıp teknolojisi profesörü Akihiro Mouri, ‘Bu sistemler (kan basıncını ve sıvı dengesini düzenlemede kilit rol oynayan bir hormon ile hipertansiyon ve nörotoksisite ile ilişkili reseptörlerle ilgili) hipertansiyondan kaynaklanan demans için yeni tedavi hedefleri haline gelebilir’ diyor.
Dünya Sağlık Örgütü, sofra tuzu (sodyum klorür) miktarının kan basıncı ve hipertansiyon düzeylerinin ve genel kardiyovasküler riskin önemli bir belirleyicisi olduğunu ekliyor.
Peki ne kadar tuz çok fazla?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya çapında başlıca ölüm nedeni olan kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi için 18 yaş ve üstü kişi başına günde 5 gramdan (yaklaşık 2 gram sodyum) daha az tuz alımı önerilir.
Bu bir çay kaşığı demek.
Örgütün raporuna göre, çeşitli ülkelerden elde edilen veriler, çoğu nüfusun önerilenden çok daha fazla tuz tükettiğini gösteriyor: bu, günde 9 ila 12 gram tuz. Önerilen miktarın iki katı.
Birçok yüksek gelirli ülkede, beslenme menüsündeki tuzun yaklaşık yüzde 75’i işlenmiş gıdalardan ve ev dışında hazırlanan yemeklerden gelir.
Birçok düşük ve orta gelirli ülkede, sodyum tüketiminin çoğu evde yemek pişirirken ve sofrada eklenen tuzdan veya balık sosu ve soya sosu gibi çeşnilerden gelir.
Tuz alımını mevcut küresel seviyelerden (günde 9-12 gram) tavsiye edilen daha düşük seviye olan 5 grama düşürmek, kan basıncı ve kardiyovasküler hastalık üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak ve dünya çapında kalp krizi ve felçten 2,5 milyona kadar ölümü önleyecektir.
Sorun şu ki, hazırladığımız yiyeceklere eklediğimiz tuza ek olarak, ellerimizi ‘çözen’ aşırı işlenmiş ve önceden pişirilmiş yiyecekleri de büyük miktarlarda tüketiyoruz.
Büyük Britanya’da Action on Salt tarafından yapılan araştırma, süpermarketlerde satılan paketlenmiş dilimlenmiş dört ekmekten 3’ünün her dilimde bir torba tuzlu cipste bulunan tuz miktarını içerdiğini buldu.
Açıkçası, tuz da yiyeceklerimize lezzet verir, ancak sağlık uzmanlarının Guardian aracılığıyla temin ettiği gibi, damağımızı daha küçük miktarları takdir edecek şekilde eğitebiliriz.
Herhangi bir yiyeceğin bir lokmasını çiğnemeye ve tüm lezzetleri ‘anlamaya’ zaman ayırmadan tuz eklemememiz de öneriliyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et