O tuzlu gözyaşları yanaklarınızdan oluk oluk akarken, gözlerinizi buğulandırıp şişik şişik bir hale getirdiğinde böylesi bir savunmasızlığın, o anki narin ve kırılgan ruh haliniz üzerinde ne gibi faydalar sağlayabileceğini merak ediyor musunuz?
Hepimiz aynı konularla ilgili olmasa da, yoğun bir ağlama nöbeti geçirmişizdir. Bazen güzel paylaşımlarda bulunduğumuz biriyle olan ilişkinin bitiminde, bazen iş yerinde yaşadığımız üzücü bir durum karşısında, bazense bir dram filminin acı dolu sahnelerini izlerken ağlayabilirsiniz.
O tuzlu gözyaşları yanaklarınızdan oluk oluk akarken, gözlerinizi buğulandırıp şişik şişik bir hale getirdiğinde böylesi bir savunmasızlığın, o anki narin ve kırılgan ruh haliniz üzerinde ne gibi faydalar sağlayabileceğini merak ediyorsunuz değil mi?
Vücudumuz hergün gözyaşı üretir. Gözyaşları üç farklı başlıkta değerlendirilebilir; temel gözyaşı( korneanın aşırı kurumasını önleyip göz batmasına karşı korur), refleks gözyaşı( gözün alışık olmadığı maddelerle teması sonucu verdiği tepki) ve duygusal durumumuza göre ürettiğimiz duygu gözyaşı. Gözyaşı dökmek, göze rengini veren tabakayı yani irisi rahatlatır aynı zamanda insanların o anki duygusal durumunuzu anlamasını sağlayabilir.
Ağlamak, dışarıdan pek de hoş görünmese de, sağlık açısından değerlendirildiğinde, son derece doğru bir tepki. Elbette sürekli iki göz iki çeşme ağlamak doğru değildir. Ancak, sizi üzen ya da strese sokan durumlar karşısında direnmeyip gözyaşlarınızı serbest bırakırsanız, vücudunuz için birçok olumlu etkiye olanak tanırsınız.
Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde tanınmış bir psikoterapist olan Sharon Martin, birkaç dakika gözyaşı dökmenin sağlık açısından birçok olumlu etkisi olabileceğini belirtip sözlerine şöyle devam ediyor; Gerektiği durumlarda ağlamayı tavsiye ve teşvik ediyorum. Çünkü, ağlamak zihninizi olumsuz enerjilerden arındırır ve yeni ve olumlu enerjilere kapı açar. Bazen insanlar özellikle toplum içinde ağlamaktan utanıp çekinebilirler. Ancak, ağlamak gayet normal bir tepkidir ve bunda kesinlikle utanılacak bir durum yoktur.”
Siz de gerektiği durumlarda (kendinizi çok yıpratmadan) üzüntülerinizden ağlayarak kurtulabilirsiniz.
1)Toksinlerden Arınmamızı sağlar
Ağlamak yalnızca bizi ruhsal ve zihinsel anlamda temizlemekle kalmayıp, vücudumuzu da temizler. Stresin sebep olduğu gözyaşları, vücudun, stres hormonu olan kortizolü yükselten kimyasallardan kurtulmasına yardımcı olur.
William H. Frey adındaki biyokimyager tarafından yürütülen bir çalışmanın sonucu gösteriyor ki; nefes verme, idrar yapma ve terleme gibi salgılama türlerinde olduğu gibi ağlarken de vücudumuz toksinlerden arınır.
Duygu durumumuza bağlı olarak ağladığımız zaman, vücudumuz, ağrıyı ve acıyı azaltan prolaktin proteini üretmeye ve adrenokortikotropik hormonu salgılamaya başlar.
2) Bakterileri Öldürür
Ağlarken, gözyaşlarınızın aynı zamanda bakterileri öldürebileceğini biliyor muydunuz?
İnsan sütünde, menide, mukusta, tükürükte ve gözyaşında bulunan sıvı lizozim, 5-10 dakika gibi bir süre içerisinde, %90 ila %95 oranında bakteriyi öldürür. Gözyaşı, bizi birçok tehlikeye karşı koruyabilen antimikrobiyal güçlere sahiptir. Çünkü gözyaşının içinde bulunan lizozim, bakteri hücre duvarlarını yok ederek bazı bakterilerini öldürebilir.
3) Görüş Kalitenizi Arttırır
Gözyaşı, kornea önünde ince bir tabaka oluşturarak daha net görmenizi ve korneanın beslenmesini sağlar. Bu sayede görüş kaliteniz artar.
Gözyaşı azalması olan insanlarda, görme bulanıklığı, batma ve yanma gibi durumlar gözlenirken, ağlayan insanlarda böyle belirtilere sıklıkla rastlanmaz. Aynı zamanda, gözünüze kaçan toz ve benzeri maddelerin gözünüzden atılmasını sağlar. Eğer gözünüze bir şey kaçtıysa ağlamayı deneyin, işe yarayacaktır.
4) Ruhsal Durumunuzu Dengeler
Ağlamak ruh halinizi herhangi bir antidepresandan daha fazla yükseltip kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir. Güney Florida Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma gösteriyor ki, ağlayarak kendinizi bir antidepresandan daha iyi rahatlatabilir ve ruh halinizi dengeleyebilirsiniz. Ağlamanın kendilerine iyi geldiğini ve morallerini yükselttiğini savunan yüzdelik, %90 iken, ağlamanın kendilerini daha kötü hissettirdiğini belirten kişiler yalnızca %8’lik bir oranı kapsıyor. Ancak, kaygı veya duygu durum bozukluğu olan bireylerin, ağlamanın olumlu etkilerini hissetmeleri diğerlerine oranla çok daha az.
5) Stres Giderir
Ağlayınca, yaşadığımız durum ve şartlar geçmeyecek olsa bile, yoğun bir ağlama ardından gelen o rahatlama hissi ilaç gibidir. Yukarıdaki maddelerde de okuduğunuz gibi; ağlayınca, stresli anlarda rahatlatacak hormonlar salgılanır ve toksinlerin atılımı gerçekleşir ve bunun sonucunda ise gerginlik azalır.
Duvarı yumruklamayıp kendinize zarar vermektense, sağlıklı olan stres atma alternatifini; yani ağlamayı seçin. İçinize atıp kendinizi yıpratmayın. Aksi halde, baş ağrısı, yüksek tansiyon ve depresyon gibi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar geçirebilirsiniz. Ağlamak, stresle başa çıkmanın en güvenli ve etkili yoludur. Ağlamak, olumsuz duygulardan, stresten ve hayal kırıklıklarından kurtulmak için birebirdir.
6) İletişimi Arttırır
Özellikle bir ilişki içerisindeyken, ağlamak kelimelerin ifade edemediği duyguları açığa çıkarır. Ne kadar konuşsanız da karşı tarafın sizi anlamayacağını düşünüp hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı seçtiğiniz o an, gözyaşlarınız süzülmeye başladığında aslında gerçek hisleriniz ortaya çıkar.
Ağladığınız zaman konuşmanın yönü ve gidişatı duygusal bir boyut kazanır. Bazen bir tartışma, bir gözyaşıyla dinebilir veya karşınızdaki insanı ne kadar sevdiğinizi ve ona ne kadar değer verdiğinizi anlamanızı sağlayabilir.
Bununla birlikte, yeni doğan bebeklerin tek iletişim şekli ağlamaktır. Bir bebek karnının acıktığını, altını pislettiğini, ebeveynlerine ihtiyacı olduğunu ağlayarak anlatır.
Yetişkinlerle kurduğu ilişki tamamen gözyaşları üzerine kuruludur. Bu anlamda ağlamak büyük bir önem taşır.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et