1980’li yıllarda 10 binde bir rastlanırdı, şu anda görülme sıklığı 68’de bir. 2050’lerde bu oranın ikide bire yükseleceğinden korkuluyor, otizm tehlikesi büyüyor.
Çevre kirliği, teknolojik kirlenme ve yanlış beslenme kanser ve otizm vakalarını arttırıyor. İşte bu nedenle bağışıklık sistemi, otizm ve kanser ilişkisi araştırılıyor.
İmmünoloji, otizm, kanser derken birbirinden uzakmış gibi görünen konuların aslında hepsinin aynı potada olduğunu, elinizi içine soktuğunda birine denk geleceğini anlatmaya çalışıyoruz.
Uzmanlara göre sağlıklı beslenme, hastalıkları önlemede en önemli faktörlerden biri.
Otizmin ve kanserin tedavisinde kullanılmış kaynaklardan biri yoğurt. Evde yoğurt tutturursanız, aynı yere geliyorsunuz. Biz aslında çok dönüp dolaşıp Amerika’yı baştan keşfetmeye çalışıyoruz ama haritayı biliyoruz artık desem yanlış olmayacak.
Otizmde, genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülüyordu. Ama son dönemde yapılan araştırmalar çevresel faktörlerin de yarı yarıya etkili olduğunu ortaya koydu.
İşin özeti, bağışıklığımızın sağlıklı olarak korunması gerekiyor ki, 1950 sonrası hayatımıza, kimyasallardan, tarım ilaçlarından vücudu koruyalım. Alzheimer, alerjiler, romatizmal hastalıklar, kanser, bu kronik hastalıklar sınıfında. Ve sanayileşmenin bize getirdiği kirlilik. O yüzden vücut kalkanımız, bağışıklık sistemimiz çok kıymetli.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et