Atık su, Kovid-19 salgınının da gösterdiği gibi, bir bölgedeki virüslerin ve diğer patojenik mikroorganizmaların dolaşımına ilişkin değerli ipuçları sağlıyor.
Ancak kanalizasyon sistemi, sözde ‘kalıcı kimyasallara’ ait olan perflorlu alkillenmiş maddeler (PFAS) gibi çeşitli potansiyel olarak zararlı toksik maddelerin çevreye salındığına dair başka kanıtlar da sunmakta.
Şimdi, bilim adamları ilk kez atık suda bu PFAS maddelerinin beklenmedik bir kaynağını bulduklarını açıkladılar: kanalizasyona karışan tuvalet kağıdı.
Florida Üniversitesi’nden çevre mühendisliği profesörü Timothy Townsend liderliğindeki araştırmacılar, American Chemical Society’nin çevre bilimi ve teknolojisi dergisi “Environmental Science & Technology” dergisinde bir makale yayımladılar.
1940’lı yıllarda kullanılmaya başlanan ve çevrede uzun süre kalan PFAS maddeleri, diğer şeylerin yanı sıra insanların her gün kullandığı ve ardından sifona attıkları kozmetik ve temizlik ürünleri gibi birçok kişisel bakım ürününde tespit edildi.
Bununla birlikte, bugüne kadar, kanalizasyona karışan mükemmel bir ürün olan tuvalet kağıdı, bu kimyasalların kaynağı olarak görülmemişti.
Bazı kağıt üreticilerinin ahşabı kağıt hamuruna dönüştürürken, tuvalet kağıdı gibi ürünleri ‘kirletebilen’ PFAS ekledikleri kaydedildi. Bunun da ötesinde, tuvalet kağıtlarının geri dönüşümü, PFAS içeren malzemelerden elde edilen liflerle yapılabiliyor.
Araştırmacılar, Amerika (Kuzey, Orta ve Güney), Avrupa ve Afrika’da satılan tuvalet kağıdı rulolarının yanı sıra atık su arıtma tesislerinden alınan örnekleri analiz ettiler.
Tespit edilen ana PFAS tipi, en kararlı PFAS maddelerini potansiyel bir kanserojen olan perflorooktanoik aside dönüştürebilen diPAP’lerdir (polifloroalkil fosfat diesterler). Özellikle, 6:2 diPAP maddelerinin her iki numunede de (tuvalet kağıdı ve lağım suyu) düşük seviyelerde olmasına rağmen en bol olduğu görüldü.
Bilim adamları daha sonra bulgularını, atık sudaki PFAS ölçümlerini içeren diğer anketlerden elde edilen verilerle ve farklı ülkelerde kişi başına düşen tuvalet kağıdı kullanımına ilişkin verilerle birleştirdiler. Böylece, tuvalet kağıdının ABD ve Kanada atık sularında tespit edilen 6:2 diPAP madde seviyelerine yaklaşık yüzde 4, İsveç’te yüzde 35 ve Fransa’da yüzde 89 katkıda bulunduğunu aktarıyorlar.
Bu, Avrupa’da Kuzey Amerika’dakinden çok daha fazla tuvalet kağıdının PFAS maddelerinin atık suya salınmasına katkıda bulunduğunu göstermekte.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et