Fransa, bir aydan uzun süredir, yağışsız en uzun kış dönemini yaşıyor ve bu yılki Şubat ayı, ülke için son 64 yılın en kurak aylarından biri oldu.
Bununla birlikte, Atina Gözlemevi’nin hava istasyonlarından alınan verilere göre, Selanik ve Larissa’da yaklaşık 30 gündür yağmurlar olduğu gibi, Şubat ayı da Yunanistan’ın bazı bölgelerinde kurak geçiyor. Yine de son 10-15 yıllık verilere göre yağışlarda azalma değil, hafif bir artış trendi var.
Ancak Atina Ulusal Gözlemevi’nin araştırma direktörü Kostas Laguvardos’un Atina-Makedon Haber Ajansı’na bildirdiği gibi, bilim insanlarını endişelendiren şey, yakın geleceğe, yani önümüzdeki 30 yıla ilişkin iklim projeksiyonlarının yağışta bir düşüş olacağını göstermesi.
Ocak ayı oldukça yağışlı geçmesine rağmen bu durum bir sonraki aya kadar devam etmedi. Özellikle, Bay Laguvardos’a ve Atina Gözlemevi’nden alınan verilere göre, Selanik ve Larissa’da 26 Ocak’tan beri, Yanya’da ise 3 Şubat’tan beri yağışlar meydana geldi.
Aynı zamanda, Bay Lagouvardos, bu kışın yüksek sıcaklıkların kaydedildiği günlerde rekor kışlardan biri olacağını tahmin ediyor.
‘Ocak ayında oldukça fazla yağmur yağdı, Yunanistan’ın birçok bölgesine yağdı, ancak Şubat ayında çok az yağış oldu. Bizi etkisi altına alan kötü hava, yurdun doğusuna yağmur ve kar getirmesine rağmen ülkenin büyük bir bölümünü dışarıda bırakmış ve bunun sonucunda bazı mahsullerde sorun yaşanmaya başlamıştır. İyi olan şu ki, 1 Mart’tan itibaren ülkede çok yağmur yağacak’ diye belirtiyor Laguvardos.
Son 10-15 yıllık verilere göre yağışlarda azalma olmaması da Yunanistan için olumlu. Aksine hafif bir yükseliş trendi kaydediliyor. Aynı zamanda yağmurlu günler daha az ama daha sıktır.
‘Yine de yakın geleceğe, yani önümüzdeki 30 yıla ilişkin iklim projeksiyonları, yağışlardaki düşüşün burada da başlayacağını gösteriyor. Ülkemizde nispeten iyi yağışlar olduğunu görmemize rağmen bu bizi endişelendiriyor’ diyor Bay Laguvardos ve yağış yüksekliklerinin oldukça tatmin edici olduğunu ancak önemli olanın bu yağmurun zamana nasıl yayıldığını analiz etmek olduğunu ekliyor.
Uluslararası Yunanistan Üniversitesi Profesörü, ASSIST laboratuvarının yöneticisi ve UNESCO Üniversite Kürsüsü sahibi olan ormancı-hidrolog Dimitris Emmanouloudis’e göre, önümüzdeki yıllarda gerekli tedbirler alınmazsa Yunanistan’ın kendisini su kıtlığı spektrumunda bulması daha olasıdır.
‘Ülkemizde yazlar kurak ve sıcak geçer. Aynı zamanda, yaz aylarında turistlerin gelmesi nedeniyle Yunanistan’ın nüfusu ikiye katlanmaktadır. Bu aylarda turist akışı nedeniyle nüfusun üç katına çıkması ve su talebindeki artış, sanayinin bu aylarda kesintisiz çalışmasıyla birleştiğinde, yağış olmadığı düşünüldüğünde bile su talebinde patlama eğilimi yaratıyor. Bütün bunlar büyük bir onkotermal boşluğa neden oluyor’ diyor Emmanuloudis.
Kendisinin de açıkladığı gibi, bu açığı kapatmak için, yağışın olduğu kış aylarında su rezervlerinin oluşturulması gerekiyor.
‘Bu, çeşitli tür ve yöntemlerle rezervuarlarla yapılabilir. İkinci bir yol, su, içme ve sulamada büyük kayıplar olduğu için kayıpları azaltmaktır. Bu doğrultuda her topluluğun, her adanın, her coğrafi bölümün su ayak izini mutlaka bilmek gerekiyor’ diye vurguluyor.
Bilim adamlarının mikroskopu altında, özellikle ülkenin daha az yağış alan bölgelerinde, su yönetimi tarımsal üretimle ilişkilendiriliyor. Laguvardos, ‘Kiklades adaları, Girit ve Oniki Adalar gibi az su, sınırlı yağış dönemi ve artan turizm baskısı olan yerlerde, yağmurlu ayların bazılarını kaçırırsanız, daha sonra bir sorununuz olur’ ifadelerini kullanıyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et