Atina’dan avukat Stavros I. Stavridis, çiftçilerin karşılaştığı varoluşsal sorunlara dikkat çeken yazısında, şehir merkezlerindeki insanların, çiftçilerin yaşadığı zorluklardan habersiz olduğunu ve çiftçilik mesleğinin bugünkü ekonomik ve sosyal krizini gözler önüne seriyor.
Tahmini okuma süresi 3 dakika
Çiftçilerin Varoluşsal Mücadelesi
Gerçek şu ki, çiftçilerimiz sadece ülkemiz Yunanistan‘da değil, Avrupa’nın tamamında, hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden ciddi sorunlarla karşı karşıya. Enerji krizi, iklim değişiklikleri ve Teselya ovasındaki yıkım gibi etkenler, tarımsal üretimi doğrudan etkiliyor ve çiftçilerimiz için çiftçilik yapmanın değerini sorgulatıyor.
Kentliler Çiftçilerin Çektiği Acıları Bilmiyor
Biz kentliler, genellikle tarım işlerinden uzak duruyoruz ve çiftçilerin yaşadığı acılara tam anlamıyla vakıf olamıyoruz. Bazı eski kötü ve kontrolsüz sübvansiyon politikaları, çiftçilik mesleğine dair yanlış bir imaj bıraktı. Ancak bugünün çiftçisi, teknolojik yatırımlar yapmak, artan üretim maliyetleriyle başa çıkmak ve zorlu koşullarda ürün yetiştirmek zorunda.
Çiftçinin Ürettiklerinin Karşılığını Alamıyor
Çiftçilerimiz, ürettikleri ürünleri aracılara, nihai tüketicinin ödediğinin çok altında bir fiyata satmak zorunda kalıyor. Nihai tüketiciler olarak bizler, tarım ürünlerinin fiyatlarındaki artışları hissederken, çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını adil bir şekilde alamıyor.
Tarım Olmadan Gençler Kırsalda Kalmaz
Tarım mesleğinin desteklenmesi, sadece ekonomik değil, aynı zamanda demografik açıdan da büyük önem taşıyor. Yunanistan’ın kırsal kesimleri, ülkenin demografik yapısının ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Çiftçilerimizin yaşam standartlarının iyileştirilmesi, kırsal kesimlerde yaşamın devamını ve genç nesillerin bu bölgelerde kalmasını sağlamak için kritik bir öneme sahip.
Çiftçi Eylemlerine Kulak Vermeliyiz
Çiftçilerin protesto eylemlerine şahit olduğumuzda, onları anlamakta zorlanabiliriz. Ancak unutmamamız gereken temel soru şu: “Çiftçiler nasıl yaşayacak?” Bu soru, çiftçilerimizin karşılaştığı zorluklara karşı empati kurmamızı ve çözüm arayışlarında onlara destek olmamızı gerektiriyor. Çiftçilik, sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplumumuzun ve ekonomimizin temel taşlarından biridir. Çiftçilerimizin sesine kulak vermek, geleceğimizi korumak anlamına gelir.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et