Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Ankara ziyareti, iki ülke arasındaki gergin gidişatı, beklenenin aksine, daha da germekten öteye gitmedi. Ancak hani ne bir taraftan da ND hükümetinin istediği zaten bu muydu demekten kendimi alamıyorum.
Türk-Yunan sorunları kronik hastalık gibi, çözümü yok. Ömür bitiyor, nesiller gelip geçiyor, Türk-Yunan krizleri bitmiyor.
Üstelik “hadi gel çözelim desen”, çözemeyeceğin kadar çok, dağ gibi sorun birikmiş önünde duruyor…
Yayını izlemek için videoya TIKLAYIN
Dediğim gibi, iki ülke arasında sorunlar bir değil iki değil: Kıbrıs sorunu, Ege ve Doğu Akdeniz’de deniz sınırları, hava sahası sınırları, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırları, kıta sahanlığı sınırları, casus-belli ilanı, Türkiye-Libya-Yunanistan gerilimi, mülteci krizi, Meriç’te (Evros) Yunan-Türk sınırında gerginlik, azınlıklar sorunu derken say say krizler bitmiyor.
İki ülke yetkilileri de bunca sorun yumağının kolay kolay çözülemeyeceğini bildiklerinden, zamanında “istikşafi görüşmeler” dedikleri bir düzen ile durumu idare etmeye çalışıyorlar. Dönem dönem bir araya gelip masaya oturuyorlar, zaten çözemeyecekleri sorunları değil de, hiç değilse gerginliği düşürücü bir şey yapılabilir mi diye bakıp geri dönüyorlar.
Bakan Dendias’ın Ankara ziyaretiyle son beş aydır Doğu Akdeniz ekseninde Yunanistan ile Türkiye arasında zirve yapan gerilimin bir nebze olsun düşürülmesi ve tarafların iletişim kanallarını tekrar açması hedefleniyordu.
Hiçbir konuda anlaşamasalar bile Yunanistan ile Türkiye’nin kendi aralarındaki iletişim kanallarını açık tutması iki ülke arasında yaşanabilecek daha büyük krizlerin önüne geçebilmeleri için gerekliydi.
Ancak istenen buysa bile, Ankara ziyareti tam aksine neden oldu. Bir adım ileri gidilecekken bir adım geri atıldı…
Ender vakalar dışında Yunan ve Türk tarafları kapalı kapılar ardında tartışsalar da kamuoyuna açık basın toplantılarında gerginlikten kaçınırlardı.
Ankara’da kapalı kapılar ardında Nikos Dendias ile Mevlüt Çavuşoğlu’nun arasında geçen tartışmaların bu sefer gazetecilerin ve kameraların önünde tekrar yaşanması bu yüzden alışık olduğumuz bir durum değil.
İşlerin ters gittiğini alenen gösteren bu tartışma hiç şüphesiz iki ülke arasındaki gerginliğin devam edeceği izlenimini doğuruyor.
Öte yandan iki ülke arasında 18 aydır ciddi bir iletişim mekanizmasının olmaması, bu tür ziyaretlerin daha da gergin geçmesine neden oluyor.
Hatırlarsanız Dendias-Çavuşoğlu tartışmasının bir benzerini Erdoğan’ın 2017’deki Atina ziyaretinde yaşamıştık. Dönemin Cumhurbaşkanı Pavlopulos ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında kamuoyu önünde gerginlik yaşamıştı.
Aradan bu kadar zaman geçti. Ancak dün Ankara’da gördüklerimiz, iki ülke arasında hiçbir şeyin düzelmediğini, aksine ilişkilerin daha da kötüye gittiğini gösterdi.
Edindiğimiz tecrübe ve gördüklerimiz, iki komşu Türkiye ile Yunanistan’ın daha uzun yıllar aralarındaki ihtilafları çözemeyeceklerini gösteriyor. Hiç çekinmeden söyleyelim: Ömür biter Türk-Yunan krizleri bitmez.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et