Araştırma: Pahalılık çağında tüketiciler abur cubura yöneliyor

Enflasyon ve artan tüketici fiyatlar, geçtiğimiz yıl Avrupa’nın bakkal/süpermarket perakende sektörünün odak noktası oldu ve gıda mağazası marjları son beş yılın en büyük düşüşünü kaydetti.

Enflasyondan arındırılmış ciro, işlemlerdeki yoğun düşüşün etkisiyle yüzde 7,1 azaldı.

Bu, EuroCommerce tarafından sunulan ve Brüksel’de McKinsey tarafından analiz edilen ve Pire Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yayınlanan ilgili bir araştırmada da görülmekte.

Rapor, kâr marjlarının azalmasına karşın teknolojiye, sürdürülebilirliğe ve becerilere yatırım ihtiyacının artmaya devam ettiğini belirtiyor.

Aslında bu, faiz oranlarındaki artışla birleştiğinde, yatırımlarını daha pahalı kredi sermayesi ile finanse etmek zorunda kalan perakende işletmeleri için yeni zorluklara yol açıyor.

Bununla birlikte, genel olarak, pandemi döneminde görülen ‘e-bakkaliye’ kazanımları, bir düzeltme oranı gören İngiltere ve İsveç dışında çoğu Avrupa ülkesinde güçlü kaldı.

2023’te olduğu gibi aynı belirsizliği yaşayan Avrupa vatandaşları, pahalılığa tüketim alışkanlıklarını buna göre ayarlayarak yanıt veriyor.

McKinsey’in üçüncü raporunun bulguları, hem bugün hem de gelecek yıllarda gıda perakende sektörünü şekillendiren temel trendlere kapsamlı bir bakış atmayı amaçlıyor.

Rapor, 50 büyük gıda perakendecisi başkanıyla yapılan görüşmelere ve dokuz Avrupa ülkesinden 12 binden fazla tüketiciyle yapılan araştırmalara dayanmakta.

2023 raporundan çıkan ortak tema, perakende pazarı üzerindeki artan baskı. Bu, kar marjlarını daha da azaltacak ve AB’deki her işletmenin gelecekteki beklentilerini korumak için iş inovasyonuna, ölçek ekonomilerine ve gerekli yatırıma olan ihtiyacı artıracak.

Özetle, Avrupa gıda ticaretindeki temel eğilimler aşağıdakileri içermekte:

• 2023 yılında tüketici davranışları, son yıllarda görülen ekonomik belirsizliğin olumsuz etkilerinden kaynaklanan temkinli bir yaklaşımı yansıtmaya devam edecek. Tüketicilerin yüzde 53’ü gıdada daha fazla para biriktirmeyi planlıyor ve artan yaşam maliyeti nedeniyle tüm segmentler fiyatlara daha duyarlı hale geldikçe, yüksek ve düşük gelir grupları arasındaki kutuplaşma daralıyor. Perakende satış hacimleri, zorlu ekonomik ortam nedeniyle 2023’ün geri kalanında büyük olasılıkla yatay seyredecek.
• Devam eden marj baskısı, ölçek ekonomileri yarışını muhtemelen yoğunlaştıracaktır. Üretici fiyatları, ücret artışları ve yükselen faiz oranları gıda perakende işletmelerinin karlılığını etkilemeye devam edecek. Kâr marjları üzerinde devam eden baskı, özel markaların gelişmesine ve aynı zamanda tedarikçilerle giderek daha zorlu müzakerelere yol açar.
• Çevrimiçi satışlarda gelecekte ılımlı bir büyüme öngörüsüyle, temel hedef, çevrimiçi perakendeciliği daha karlı hale getirmek olacak. Online marketler 2022’de daha hızlı büyüdü ve bazıları kârlılığa ulaştı. Ayrıca yemek teslimatı, 2023’te hem değer hem de pazar penetrasyonu açısından çevrimiçi mağazalar aracılığıyla daha hızlı büyüyor.
• Teknoloji ve otomasyon muhtemelen hızlanacak. Teknolojiye yapılması gereken ek yatırımların 2030 yılına kadar 45 ila 55 milyar avro olacağı tahmin ediliyor. Gelişmiş analitik, pazarlama ve müşteri desteği sonuçlarını iyileştirme potansiyeline sahip olarak hayati hale geliyor.
• Gıda endüstrisi karbonsuzlaştırmayı hızlandırma çabalarını artırmaya devam edecektir. Avrupa’nın önde gelen perakendecilerinin karbondan arındırma girişimine bağlı kalmasıyla, Bilime Dayalı Hedefler Endeksi’nin (SBTi) hızı 56’dan 110’a yükseldi. Perakendeciler, doğrudan perakende mağazaları veya onların enerji tedarikçileri tarafından üretilmeyen tüm Kapsam 3 emisyonlarının yüzde 90’ını ele almak için hem tedarikçiler hem de tüketicilerle birlikte çalışma konusunda önemli bir rol oynayabilir.