Batı Trakya’nın Rodop ili çiftçilerini zor zamanlar bekliyor, çünkü bölgede büyük sulama projelerinin yokluğunda, mahsullerin kaderi doğal yağmurlara veya sondajlara dayalı.
Bununla birlikte, iklim değişikliğinin yağmurların mevsimselliğini güçlü bir şekilde etkilemesi ve ovada su tuzlanması sorununun yoğunlaşması, suyun ve dolayısıyla mahsulün kalitesini düşürmesiyle, bölge çiftçileri zor durumda.
Bir çözüm, büyük sulama barajlarının inşa edilmesi veya tamamlanmasıdır, ancak Kuruçay (Kompsatos) barajı şimdilik kağıt üzerinde kalıyor ve Yassıhöyük (İasio) barajının sulama şebekesi yok.
Gümülcine Tarım Derneği Başkanı Nikos Botroços, Rodop ilindeki tarlalar hakkında ‘Suladığımız su açısından bölgede büyük bir sulama projesi olmamıştır. Rodop ilinde ekilebilir olan 800.000 akrelik arazinin yaklaşık yarısı ya tamamen kurak ya da sulanıyor ama çok düşük kaliteli su kullanılıyor’ diyor.
Bölgenin onlarca yıl boyunca sulama suyu yeterliliğini sağlayabilmesi için acilen devam eden iki sulama barajının tamamlanması gerekiyor. Batıda vaat edilen ancak inşaat kararı olmayan Kuruçay barajı ve doğuda inşaatı tamamlanmış ancak sulama şebekeleri için tam bir çalışma bile olmayan Yassıhöyük barajı.
Botroços, Kuruçay barajını ‘bölge için hayati öneme sahip bir proje’ olarak nitelendirerek, ‘çok kurak tarlaların olduğu bir alanda’ yaklaşık 200 bin dönümlük bir alana su sağlayacağını kaydetti.
Bu nedenle, tüm ortak yetkililerden, barajın yapımına ortaklaşa sahip çıkmalarını istedi.
En son araştırmaya göre, proje yaklaşık 230 milyon evroya mal oluyor, bunun 130 milyonu baraj ve 100 milyonu şebekeler için, yani siyasi irade dışında en büyük ‘diken’ devasa mali maliyet.
Ancak vilayetin tarlalarının yüzde 25’inin barajla sulanabileceği, çiftçinin işinin kolaylaşacağı ve kurak tarlaların ıslah edeceği düşünülürse, projenin kıymeti anlaşılıyor.
Onun ötesinde baraj çalışmasıyla Vistonida’nın tuzlanmasının sınırlandırılması beklenirken, aynı zamanda rezervuar alanının rekreasyon, spor ve turizm amaçlı kullanılabileceği öngörülüyor.
Ülke çapındaki benzer projelerden yola çıkarsak, bugün bile yeşil bir ‘ışık’ çıksa, en iyimser tahminle, projenin işlevsel hale gelmesi en az on yıl sürer.
Öte yandan Yassıhöyük barajı tamamlanmış olabilir ama burada başka bir paradoksla karşı karşıyayız: ‘göl’ oluşturuldu ama sulama şebekeleri için çalışmalar bile tamamlanmadı. Kronolojik olarak, barajın inşası için ön çalışmanın 1996 yılına dayandığını, ancak fikir olarak daha da eski yıllardan beri var olduğunu belirtmek gerekir.
‘Yassıhöyüj barajındaki sulama kanalları bir an önce yapılmalı. Göl var ama bütün bu sular kullanılmadan kaldı’ diyen Botroços, barajı şebekesiz teslim etmenin devletin özensizliği olduğunu vurguladı.
Barajdan en az 25 bin dönüm alanın sulanabileceği ekleniyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et