Almanya’dan döndüğünde,
orada altı yıllık emeğinin karşılğı,
elinde avucunda topu yüz bin drahmiyle,
işçiliği bırakıp esnaf olmak istedi.
Artık kendi işinde çalışacaktı,
başına buyruk.
Bir merak ki sorma.
Köftecilikte karar kıldı.
Karakolda dikitis eski tanıdığıydı,
ve adya verdiler.
Nasıl da dört elle sarılmıştı.
Gidi kahpenin köfteciliği!
Ne kağa kıyma, u kağa ekmek.
Ne kağa ekmek, u kağa köfte.
Köftenin tanesi iki drahmiye.
Dükkanda çalışmak bir zevk olmuştu.
Ama çoğa varmadı,
başka yere atanınca tanıdığı dikitis,
yanına komadılar.
Hafta başı kontrol,
cezalar yağmur.
Yok masayı silmediydin, beş bin.
Yok başında takken yoktu, on bin…
Anaciym!
Bre yapmayın! Bre etmeyin!
Ben Elinas Muhamedanos,
nomimofron, etnikofron.
Hizmetlerim vardır.
Andartlara karşı bile savaştım.
Dinleyen kim.
Yok sinek uçtuydu, yok kıl çıktıydı,
Erken açtın, geç kapadın,
pata küte…
Megaleksandros’un torunlarındanım
bile dediyse de,
tutmadı.
Dayanamadı,
Sonunda dükkanı kapadığından başka,
bir ayına içeride bile yattı.
Şimdi,
iş ne gezer. Aylak.
Alman markları da bitti.
Avukat borçları da duruyor.
Hali kara boya.
Yeniden Almanya’ya gitse,
o yol çoktan kapandı.
Türkiye’ye kaçsa,
eski hafiyelerden,
azcık mı canlar yakmıştı.
Haşladığı kimseler,
orada şimdi,
duyarlarsa,
bırakmaz temizlerler.
Burada gene kalsa,
Yeni Cami önünde salı cuma günleri
mendil açmaktan başka çare yok.
(1975) İbram Onsunoğlu
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et