Yunanistan’da en çok konuşulan konulardan biri Afganistan’daki gelişmeler ve çok yakında Yunan sınırlarına dayanması beklenen Afgan mülteci akınına karşı ülkenin nasıl karşı koyacağı.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi sonrası Taliban’ın hızlı bir şekilde ilerleyişi ve başkent Kabil’e de girmesinin ardından ülkede belirsizlik hakim.
Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk ederken, örgüt ülkede çatışmaların sona erdiğini ve savaşın bittiğini açıkladı. Tüm bunlar olurken Taliban yönetimi altında yaşamak istemeyen çok sayıda Afgan, Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı’na akın ederek ülkeyi terk etmeye çalıştı.
Taliban, “kapsayıcı ve ılımlı İslamcı bir hükümet” sözü veriyor, ancak halk ve uzmanlar ise buna kuşkuyla yaklaşıyor.
Peki, bu kaos ortamının baş aktörlerinden Taliban nasıl ortaya çıktı?
DW Türkçe’nin derlediği bilgilere göre, radikal islamcı Taliban, 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Pakistan’ın kuzeyinde ortaya çıktı. Hedefi şer’i hukuka göre bir düzen tesis etmek olan örgüt, milis gücü olarak faaliyet gösterdiği 1990’ların başından 1990’ların ortasına kadar ülkedeki yönetim boşluğundan faydalanıp büyüdü ve 90’ların sonlarına yakın neredeyse tamamını ele geçirdi. Radikal islamcı örgüt, ülkeyi resmen yönettiği 1996 ile 2001 arasında, ‘zina yapanlar’ ve katillerin halka açık infaz edilmesi, hırsızlıktan suçlu bulunanların uzuvlarının kesilmesi, kadınların baştan ayağa kapatan kıyafetler giymeye zorlanması, kız çocuklarının okula gitmesinin engellemesi, müzik, televizyon ve sinema yasakları gibi uygulamaları yürürlüğe koydu.
11 Eylül saldırılarının ardından Taliban’ı, El Kaide lideri Usama Bin Ladin’i saklamakla suçlayan ABD, Afganistan’a 20 yıl sürecek olan askeri bir operasyon başlattı. Aylar içinde Taliban’ın ülkedeki etkisini kırılsa da ABD öncülüğündeki uluslararası güçlerin ülkede kaldığı 20 yıl boyunca çatışma bitmedi.
Taliban’ın mevcut lider kadrosu, örgütün 2016’dan beri ‘ruhani lider’i olarak sayılan Hibetullah Ahundzade, siyasi lider Abdulgani Birader, lider vekiller Siraceddin Hakkani ile Molla Muhammed Yakup ve gölge mahkeme reisi Abdul Hakim Hakkani’den oluşuyor.
Peki, 10 günde başkent Kabil dahil Afganistan’da kontrolü sağlayan Taliban nasıl yeniden güçlendi?
ABD’nin Afganistan’dan askerlerini çekme kararının, ülkede Taliban’ın hızlı bir şekilde güçlenmesinin en büyük sebeplerinden biri olduğu yönünde değerlendirmeler var. NATO misyonu kapsamında, Afganistan’da yaklaşık 2 bin 500’ü ABD’den olmak üzere 36 üye ülkeden 10 bine yakın asker bulunuyordu.
ABD’nin Afganistan’dan sonra Irak’ı işgali, odak noktasınının Irak’a kaymasıyla sonuçlanmış, Taliban bu süreçte yeniden güçlenmeye başlamış ve zamanla kırsaldaki pek çok bölgeyi elinde tutar duruma gelmişti. Bu arada daha önce başarısızlıkla sonuçlanan barış görüşmeleri, 2019 yılında yeniden başlamıştı. Görüşmelerde Taliban, ABD birliklerinin Afganistan’dan geri çekilmesini istemiş; buna karşılık “terörist grupların” Afganistan’da eylem yapmasını önleyeceğini vaat etmişti.
ABD Başkanı Joe Biden ise göreve geldikten üç ay sonra, Nisan ayında Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekileceğini duyurdu. Şimdi Afganistan’ı terk eden Cumhurbaşkanı Eşref Gani ise Taliban’ın hızlı yükselişinden askerlerin çekilme kararını sorumlu tutarak Washington’un Taliban ile Kabil hükümetini masada bir araya getirme girişimlerini “ithal ve aceleci” olarak tanımladı. Tüm bunlar yaşanırken Taliban ilerleyişini sürdürdü. Bu esnada hükümetten üst düzey isimlere suikastler düzenlendi; vilayet başkentleri tek tek alındı. Zamanla ilerleyip başkent Kabil sınırına kadar gelen Taliban, 15 Ağustos’ta Kabil’e, kısa sürede de Başkanlık Sarayı’na girdi.
Taliban’ın ülkede hakimiyetini ilan etmesinin ardından Afganlar neden ülkeyi terk ediyor?
Pazar günü örgütün Kabil’e girmesiyle, ülkeden kaçmak isteyen binlerce Afgan Kabil Havaalanı’na akın etti. Sosyal medyaya yansıyan bazı video paylaşımlarında pek çok kişinin hareket etmek üzere pistte bekleyen uçakların üzerlerine çıktığı, hatta uçak havalanırken bu kişilerin düştüğü görüldü.
Afganlar şeriatın yeniden tesis edilecek olmasıyla Taliban’ın geçmiştekine benzer uygulamalarını sürdürecek olmasından endişe ediyor. Taliban’ın kırsaldaki pek çok bölgeyi almasıyla çoğu kadın yüz binlerce kişi, o dönem örgütün ele geçiremediği başkent Kabil’e göç etmişti. Ancak Kabil’in düşmesiyle endişe arttı. Ayrıca örgütün Amerikalılarla veya hükümete çalışmış kişileri infaz edecekleri korkusu da var.
Afganistan’da son durum ne?
Taliban, yeni yönetim yapısı oluşturulmadan önce yabancı güçlerin tümüyle ülkeyi terk etmesini beklediklerini söylüyor. ABD’nin takvimine göre ülkedeki tüm askeri unsurlar 31 Ağustos tarihinde çekilecek.
Reuters haber ajansına konuşan bir Taliban yöneticisi de savaşçılarına “Afganların günlük faaliyetlerine yeniden başlamasına izin verilmesi ve sivilleri korkutacak eylemlerden kaçınmaları” talimatı verildiğini kaydetti. Şu an başkent sokaklarında Taliban’ın devriye gezdiği belirtiliyor. DW Türkçe’ye konuşan Afganların bir kısmı, baskı ve yüzünden kaçmak zorunda kaldıklarını, günlük hayatlarının aksadığını anlatırken bir kısmı da örgütün şu ana kadar Taliban’ın sert bir eylemde bulunmadığını söylüyor. Öte yandan Taliban’ın iş yerlerine yönelik herhangi bir müdahelesi olmasa da çok sayıda insanın dükkanlarını açmaktan korktuğu belirtiliyor.
Taliban, kapsayıcılık ve ılımlılık sözlerini yinelerken, İslam hukukunun egemen olacağına vurgu yaparak savaşın ardından “normal hayata dönüş için” güvenli bir ortam sağlayacaklarını taahhüt ediyor. Ancak çoğu Afgan Taliban’a güvenmiyor, yeni yönetimin baskıcı ve sert olacağını tahmin ediyor. Ülkenin adını Afganistan İslam Emirliği olarak yeniden değiştirmek istemeleri bunun bir işareti olarak okunuyor. Afgan milletvekili Raihana Azad’a göre hükümet ile Taliban arasında pazarlıklar sürse ve anlaşma sağlansa bile Taliban’ın sözünü tutacağının bir garantisi yok.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et