SYRIZA üyesi Ekrem Hasan’ın “Müftü Seçimi Nasıl Yapılmalı?” başlıklı açıklaması şu şekildedir:
Müftü Seçimi Nasıl Yapılmalı?
Konuyla ilgili bu görüş ve düşünce ve önerilerin yaklaşık 30 yıl önce, demokrat genç yüksek tahsilliler grubunun da aşağı yukarı görüş, düşünce ve önerileriydi. Bu demokrat grup içerisinde zamanın sosyalisti komünisti, solcusu, sosyal demokratı, dincisi ve muhafazakârı da bulunmaktaydı. Amacımız birlikte-ortak mücadele vererek Azınlık aleyhine gelişen durumlara, uygulanan politikalara direnmekti. Bu şekildeki direnişimizle kısmen de olsa başarılı olduk da sayılır.
Aynı grup içerisinde 1980’li yılların sonlarına doğru Müftülük sorunu da gündeme gelmişti. “Müftü seçimi nasıl olmalı?” sorusuna yanıt aramıştık. Uzun ve detaylı bir tartışmadan sonra ortak görüş olarak şunlar ortaya çıkmıştı:
-Müftü seçimi belediye veya milletvekili seçimleri gibi olmamalı. Birden fazla adayın katılacağı seçimler bu şekilde olduğu takdirde yaşanabilecek olaylar Müftülük makamına gölge düşürebilir, dini inançlarımızı itibarsızlaştırır ve toplumumuz insanını bölebilir düşüncesi ön plana çıkmıştı. Seçmen hangi kriterlere göre kime nasıl oy verecekti? Kadın aday da olabilecek miydi? Gibi sorular da tartışıldı.
Uzun süren detaylı tartışmalardan sonra boşalan ilde Müftü Müslümanlar tarafından dolaylı olarak seçimle işbaşına gelebilir. O ilin resmi din adamları, imamlar-müezzinler toplanarak adaylar arasından 3 adayı kendi aralarında yapacakları resmi seçimle belirlerler. Yönetim de bu 3 kişiden birini Müftü olarak göreve getirir. Bunun yanında müftü adaylarını ilgilendiren daha detaylı öneri ve görüşler de vardı: Müftü adayı yüksek İslam Hukuku bilgisine sahip olmalı, çok iyi Yunanca, İngilizce ve Türkçe bilmeli, görev süresi ömür boyu olmayıp 5 yıl olmalı, aynı kişi en fazla 2 dönem Müftü olabilmeli. Seçilecek olan Müftü sadece dini konulara ağırlık vererek faaliyet yürütmeli, siyasete asla karışmamalıdır.
Son günlerde Müftü seçimi konusu gündeme geldiği için konuyla ilgili bu görüş ve düşünceleri yeniden ortaya çıkarmayı düşündüm.
30 yıl sonra da bu görüş ve düşüncelerin gündem maddesini ilgilendirmesi, bu kişilerin, pozitif-ileri görüşlerinin güncelliğini koruması günümüzde de verilmesi gereken mücadelelere örnek olmaktadır.
Ekrem Hasan
Dişhekimi-SİRİZA Üyesi
Şubat 2018
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et