Beş soğan türü üzerinde yapılan deneylerde özellikle kuersetinden zengin kırmızı soğanın anti-kanser etkileri olduğu biliniyor.
Food Research International’ da yayınlanan araştırmada insan kalın bağırsak adenokarsinom hücreleri üzerinde soğandan elde edilen ekstrenin antiproliferatif (çoğalmayı önleyici), sitotoksik (hücre öldürücü), apoptozisi indükleyici (programlanmış hücre ölümü) ve anti-migratuar (hücrelerin göçünü engelleyici) etkileri incelendi.
Soğan ekstreleri, antiproliferatif etkileri bilinen kuersetin, mirisetin ve kamferol gibi flavonoidlerle kıyaslandı.
Analizlerde denenen beş soğan türünün saflaştırılmış flavonoidler seviyesinde antiproliferatif özellikler gösterdiği ve farklı türlerin farklı tesirleri olduğu görüldü.
Soğanın hücre ölümüne yol açan süreçleri teşvik ettiği, kanser hücrelerinin üremeleri ve birbirleriyle münasebetlerini baskıladığı belirlendi.
Bunlar içinde hem kuersetin hem soğana kırmızı rengini veren antosiyaninden zengin olan kırmızı soğanın kansere karşı en etkili soğan türü olduğu tespit edildi.
Araştırmada soğan ekstreleri, toksik kalıntılar oluşumuna yol açan kimyasallar (solvent) kullanılmasına gerek olmadan basınçlı kaplarda yüksek ısı kullanılarak elde edildi.
Gelelim neticeye
BİR: Bu araştırmanın esas amacı soğandaki flavonoidlerin ilaç haline getirilerek D vitaminine, balık yağı hapına abone edilen “vitamin meftunlarına” hap olarak satmaktır.
İKİ: Bu araştırma olsa da olmasa da kırmızı soğan zaten adam gibi beslenmenin temel yiyeceklerinden biridir ve soframızda eksik olmamalıdır.
ÜÇ: Kırmızı soğan da bundan üretilecek hap da ne kanseri önler ne de tedavi eder.
Sağlıklı yaşamak ve kanserden korunmak bir bütündür; soğan da bunun unsurlarından sadece biridir.
DÖRT: Bir torba vitamin yazan doktorlara kanmayın, sağlıklı yaşamanın haplarla uzaktan yakından bir alâkası yoktur, bütün mesele adam gibi beslenmektir.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et
