Herkesin bir fikri var elbette ancak iş aldatma konusuna gelince en çok erkekler mi aldatıyor yoksa kadınlar mı aldatıyor her zaman merak edilmiştir.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Mahir Yeşildal, “aldatma süreci ve ilişkiler üzerindeki etkileri hakkında, sadakatsizlik ya da aldatma, daha ziyade evlilik doyumunun düşük olduğu ilişkilerde karşımıza çıkıyor” diyor.
mahmure.com sitesinde yer alan habere göre, Yeşildal, “Bazen çok iyi gidiyormuş gibi görünen, yani evde hiçbir tartışmanın, hiçbir problemin olmadığı ilişkilerden daha fazla korkarız. Çünkü bu, hayatın akışına ters bir şeydir. İnsanlar tartışırlar. Eşler yemeğin tuzu ile ilgili kavga edebilirler ve bütün bunlar çok normaldir. Eğer konuşulmuyorsa, taraflardan birinin konuşmamayı tercih ettiğini ya da konuşamayacak kadar korktuğunu, çekindiğini düşünürüz” ifadelerini kullanıyor.
Psikiyatri uzmanının aktardığına göre, dört farklı aldatma şekli var. ‘Bir başkasına âşık olmak’, ‘bir başkası ile cinsellik yaşamak’, ‘bir başkasını da idare etmek’ ve ‘eşi ile cinsel açıdan birlikteyken bir başkasını hayal etmek’.
Mahir Yeşildal bunu Kurt Lewin’den alıntı yaparak aktarıyor.
Evliliklerin aslında ‘Evliliğimden memnunum’, ‘Çok memnunum’, ‘Pek çok şey yolunda gidiyor’ gibi tiplere ayrıldığını kaydeden Yeşildal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Evlilikten çok memnun olanların az memnun olanlara göre aldatma olasılıkları sekiz kat daha az. Evlilik doyumu ne kadar yüksekse, aldatma oranı o kadar düşük oluyor.
“Kadınlar aldattıkları zaman, genelde bir başka erkekle duygusal bağ kuruyorlar. Yani bir başkasına âşık oluyorlar. Genelde kadınların aldatma biçimi bu şekilde gerçekleşiyor. Bu biraz da evlilikleri ile ilgili çünkü yapılan çalışmalara göre kadınlar, evliliklerinde duygusal açıdan doydukları zaman daha mutlu oluyorlar. Erkekler ise daha ziyade cinsel açıdan aldatıyorlar. Yani çok fazla duygusal anlamın yüklenmediği, bazen tek gecelik, bazen de uzun yıllar süren cinsel birliktelikler yaşıyorlar. Tam tersinde de şöyle bir şey var; kadınlar genelde duygusal olarak aldatılmaktan korkuyorlar. Yani eşinin onu aldattığını öğrenen bir kadın, duygusal olarak ona âşık olup olmadığı, onu sevip sevmediğinin peşinde koşabiliyor. Erkekler ise eşlerinin onu cinsel olarak aldatmasından çok korkuyorlar. Yani eşinin bir başka erkeğe âşık olması ya da onunla duygusal bir şeyler paylaşması değil de cinsel olarak birlikte olması bir erkek için daha önemli. Bu da ilginç bir paradoks.”
“Aslında erkekler daha çok aldatıyormuş gibi görünür” diyen psikiyatri uzmanı, “Toplumsal kabuller de biraz bu yöndedir. Erkeklerin yaptığı şey toplumda normalize edilir ve erkeklerin daha çok aldattığı düşünülür. Oysa ki öyle değil. Özellikle son yıllarda, kadının ekonomik özgürlüğünü de kazanması, öz güveninin de artışına neden oldu ve 40 yaş altı çiftlerde yapılan bir çalışmaya göre erkekler ile kadınların eşlerini aldatma oranları artık birbirine çok yakın” diyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et