Günlerce enkaz altında sağ kalanlar, kurtarılınca neden ölüyor? - Azınlıkça
Yunanistan Batı Trakya Haber

Günlerce enkaz altında sağ kalanlar, kurtarılınca neden ölüyor?

Fotoğraf karesi arşivden kullanılmıştır.

Deprem enkazı altında günlerce hayata tutunan ve kurtarılan bazı depremzedeler, kısa süre sonra vefat ediyor.

Uzmanlar bu duruma ‘kurtarma ölümü’ adını veriyor. Peki ‘kurtarma ölümü’ nedir ve neden olur?

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve Suriye dahil, bölgeye komşu ülkelerde de hissedilen iki büyük depremin ardından on binlerce kişi göçük altında kaldı. Bunlardan biri de Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 104 saat enkaz altına kaldıktan sonra Alman arama-kurtarma ekibi tarafından sağ olarak kurtarılan Zeynep’ti.

Alman yardım ekibinden bir görevlinin Türkçe olarak, ‘Zeynep Hanım korkma! Daniel burada’ şeklindeki teselli sözlerinin yer aldığı kurtarma anına dair görüntüler, basında ve sosyal medyada da geniş şekilde yer almıştı.

Zeynep’i kurtaran yardım kuruluşu I.S.A.R. Almanya (International Search And Rescue / Uluslararası Arama ve Kurtarma) tarafından daha sonra yapılan basın açıklamasında, ‘Kadının durumu iyi’ denilmişti.

Ancak kurtarıldıktan kısa bir süre sonra Zeynep hayatını kaybetti. Onun göçük altından çıkarılmasına ve hastaneye götürülmesine eşlik eden I.S.A.R. doktorlarından Bastian Herbst, ‘Hastaneye giderken hâlâ gülüyordu’ diyor.

Dr. Herbst, kadının ölmesinin yüzlerce farklı nedeni olabileceğini söylüyor. Çoğu kez ölüme neden olan iç organlardaki kanamalar ve benzeri durumlar ancak otopsi sırasında tespit edilebiliyor. Alman doktora göre Zeynep, muhtemelen ‘kurtarma ölümü’ denilen şekilde vefat etti.

Herbst, ‘Kurtarma ölümünün çeşitli nedenleri var. Bunlardan biri de hipotermi. Deprem bölgesindeki dondurucu soğuklar, göçük altında kalan afetzedelerin kan damarlarının daralmasına neden olur. Bu şekilde organizma, çok değerli olan vücut ısısının, deri yüzeyinden ya da el, ayak ve eklemler üzerinden kaybını asgari düzeyde tutmaya çalışır. Bedenin bu bölgelerinde kan ve dolayısıyla vücut sıcaklığı düşerken, vücudun çekirdeğindeki sıcak kan, hayati organların çalışmasını sağlar.’

Hipotermi, vücudun faaliyet gösterebilmesi için ürettiği ısıyı, ürettiğinden daha hızlı şekilde kaybetmesi sonrasında gelişir. Vücut ısısının tehlikeli bir şekilde düşmesine yol açan bu durum hayati önem taşır. Normalde vücut ısısı 37 derece düzeyinde seyreder. Isı 35 derecenin altına düştüğü anda hipotermi ortaya çıkar.

Zeynep’in enkaz altından çıkarılma sürecinin hayli karmaşık olduğunu anlatan Dr. Herbst, ‘Onu kurtarabilmek için çok fazla hareket ettirmek zorunda kaldık. Bu süreçte kan damarları genişleyebilir ve soğuk kan, vücut çekirdeğine doğru akabilir. Bunun sonucunda kalpte ritim bozukluğu meydana gelebilir ve bu da ölüme yol açabilir’ diyor.

Alman doktor sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘Zeynep’in bacakları, taş ve molozların altında kalmıştı. Ayaklarını hareket ettirebiliyordu ancak bacaklarındaki dokuların, molozlardan zarar görmüş olması kuvvetle muhtemeldi. Kaslar yaralandığında vücut, kas hücreleri içinde oksijen taşınmasından sorumlu bir protein olan miyoglobin salgılar. Göçük altında kalanlar kurtarıldığında, kan aniden tekrar serbestçe akabilir ve vücudu miyoglobinle doldurabilir. Bu böbrekleri tahrip eder.’

Bunun sonucunda böbrek yetmezliği ve buna eşlik eden potasyum seviyesinde artış meydana gelebilir. Vücutta çok fazla potasyum bulunması ise ventriküler fibrilasyona yol açabilir. Bu durum özellikle önceden kalp rahatsızlığı olan kişiler için tehlikeli olabilir.

Ventriküler fibrilasyon, kalbin ventriküllerinin (kalp karıncıklarının) sağlıklı atım yapamayıp bunun yerine titreştiği anormal bir kalp ritmidir. Düzensizleşmiş elektriksel aktiviteden kaynaklanır. Ventriküler fibrilasyon, bilinç kaybı ve nabzın kaybolmasıyla kalp, vücuda kan pompalamayı durdurur. Bunun sonucunda kalp durur ve gerekli acil müdahale yapılmazsa hasta ölür.

Hayat ile ölüm arasındaki ince perdenin en önemli etkenlerinden biri de stres. Normalde sağlığa zararlı olarak bilinen aşırı stres, kaza ya da afet anında ise hayat kurtarabiliyor. Doktor Bastian Herbst, bunu şöyle açıklıyor: ‘Bu durum örneğin gemi kazazedelerinde sık görülür. Kurtarma ekibini gördükleri anda daha fazla su yüzeyinde kalamazlar ve boğulurlar. Stres hormonları, organ fonksiyonlarının korunmasını sağlar. Kurtarma sonrasında stres aniden azalırsa, dolaşım sistemi de çökebilir. Zeynep, depremde eşini ve çocuklarını kaybetmiş. Belki de bu üzücü haberi alması, onun yaşama arzusunu bir anda yok etti. Bilemiyoruz.’

Zeynep’in eşi Ömer, çocukları Burak, Şevval ve İzzet de depremde hayatını kaybetti. Kız kardeşi Zübeyde ise 50 saatten fazla enkaz altında kaldıktan sonra kurtarıldı.

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et