Batı Trakyalı gurbetçilerin en yoğun olduğu Avrupa ülkesi olan Almanya’da 26 Eylül’de seçime gidiyor.
Yunanistan’da baskı kurarak kemer sıkma politikalarını uygulattığı için Yunan vatandaşları tarafından pek sevilmeyen Şansölye Angela Merkel dönemi sona eriyor.
Merkel sonrası dönemde Almanya’ya liderlik edecek ismi ve siyasi partileri belirlemek üzere Alman vatandaşları 26 Eylül’de sandık başına gidiyorlar.
BBC Türkçe’deki analiz haberine göre Sosyal Demokrat Parti’nin başbakan adayı (SPD) Olaf Scholz ile Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Armin Laschet arasında başa baş bir mücadele yaşanıyor.
Allensbach Enstitüsü tarafından cuma günü açıklanan anket sonucuna göre Sosyal Demokratlar yüzde 26 ile liderliğini koruyor. Ancak Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) oy oranlarını yüzde 25’e yükseltmeyi başardı. Birkaç hafta önce yüzde 7’ye kadar çıkan fark, yüzde 1’e inmiş durumda.
Belirsizliği daha da artıran ve kıran kırana mücadelenin sandıklar kapanana kadar süreceğine işaret eden en önemli neden, seçmenin neredeyse üçte birinin kararsız olması.
Son anketler, seçmenlerin yüzde 35’inin, oyunu kullanıp kullanmama, ya da hangi partiye oy verme konusunda kararsız olduğunu gösteriyor.
SPD’li Olaf Scholz, anketlerdeki en popüler aday olmasına rağmen henüz zaferden emin değil. Cuma günü Köln’de düzenlediği seçim kampanyasının kapanış mitinginde Scholz, partililere SPD’ye verilecek her bir oy için son ana kadar mücadele etme çağrısı yaptı.
Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) da son güne kadar yoğun bir kampanya yürüterek, seçimden birinci parti olarak çıkmayı hedefliyor.
Bugüne kadar seçim kampanyasında aktif rol almayan Merkel, son anketlerin ardından, seçimlere iki gün kala sahaya inerek, Alman seçmenlere çağrı yaptı ve Laschet’e destek vermelerini istedi.
CDU/CSU’nun Bavyera’daki etkinliğinde, bugüne kadarki en etkili konuşmalarından birini yapan Merkel, bu seçimlerin sonucunun büyük önem taşıdığını söyledi, olası bir sol koalisyon konusunda uyarılarda bulundu. Merkel, “Almanya’da istikrarın devam etmesini istiyorsanız, Laschet’e oy vermek zorundasınız” ifadelerini kullandı.
Merkel aktif siyaseti bırakma kararına rağmen, ülkedeki en beğenilen siyasetçi olmayı sürdürüyor. ZDF televizyonun bu ay yaptığı ankete göre, seçmenlerin yüzde 80’i Merkel’in başbakanlığının başarılı olduğunu düşünüyor. Partisinin başbakan adayı Laschet’i başarılı olarak gören seçmenlerin oranı ise yüzde 20.
Almanya’nın en köklü partilerinden olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) oy oranı, 26 Eylül seçimleri öncesinde, tarihteki en düşük seviyeye gerilemiş bulunuyor.
1953-1993 yılları arasında oy oranı hiç bir zaman yüzde 40’in altına düşmeyen, Merkel liderliğinde 2005, 2009, 2013 ve 2017 seçimlerinden üst üste birinci parti çıkan CDU/CSU’nun oy oranı, son haftalardaki anketlerde yüzde 20’ler düzeyine kadar indi.
Birçok gözlemci, Merkel’in farklı toplumsal kesimleri kucaklayan bir lider olarak kadınlardan, çevrecilerden, göçmen kökenlilerden de oy alabildiğini hatırlatarak, Merkel’in siyaseti bırakma kararı sonrasında oluşan boşluğu, partinin yeni adayı Armin Laschet’in dolduramadığı değerlendirmesini yapıyor.
Son anketlerde birinci parti olarak çıksa da, Sosyal Demokratlar açısından da durum çok parlak gözükmüyor. 1970’li yıllarda yüzde 40’ların üzerinde oy alan, 1998 yılında yüzde 40,9’luk oy oranıyla seçimden zaferle çıkan SPD için, bu oranları tekrar yakalamak imkansız görülüyor.
Almanya’da üçlü koalisyon gelebilir
Seçim sonuçlarının, son anketlerin işaret ettiği şekilde çıkması durumunda, 1950’lerden sonra Almanya’da ilk kez seçimden galip çıkacak partinin Federal Meclis’te çoğunluğu sağlayabilmek için üçlü bir koalisyon hükümeti kurması gerekecek.
Bu da Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan, AB’de istikrarın çıpası olarak görülen Almanya’nın aylarca çetin koalisyon müzakerelerine sahne olmasına yol açabilir.
Sosyal Demokratların adayı Scholz, kampanya dönemindeki açıklamalarda, koalisyon hükümeti konusunda ilk tercihlerinin Yeşiller olduğunu açıkladı. Her iki partinin de oylarını çok ciddi olarak artırmaları durumunda, teorik olarak, iki partili bir koalisyon mümkün olabilecek.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et