Mustafçoca’da ‘Pomak köyleri’ ve ‘Yunan çocukları’ kavgası büyüyor

Mustafçova Belediyesi’nde iktidar ve muhalefet listeleri arasında “Pomak” ve “Yunan çocukları” kavgası büyüyor.

Muhalefet liste başkanları Başbakan Kiryakos Miçotakis’e teşekkür eden Belediye Başkanı Rıdvan Delihüseyin’e ateş püskürüyor.

Delihüseyin ise “Türklük mücadelesinde” bugüne kadar yaptıklarıyla kendisini ispatladığını söylerken muhalefet listelerini “Türkçülük oyunu” yapmakla suçladı.

İskeçe Balkan bölgesi insanı ve neredeyse tüm siyasetçileri genelde Yunanca ve Yunanlılar ile konuşurken farklı ancak Türkçe ve Türk yetkililerle konuşurken farklı konuşuyor. Bu “alışkanlık” dönem dönem ifşa olduğunda kavgalar yaşanıyor.

Başbakan Kiryakos Miçotakis, Mustafçova Belediyesi’ne bağlı Paşevik köyü devlet anaokulu öğrencileriyle gerçekleştirdiği video konferansta azınlık köyleri için “Pomak köyleri”, çocuklar için ise “Ellinopula (Yunan çocukları)” tanımını kullanmıştı. Telekonferansa Eğitim Bakanı Niki Kreameos ve Mustafçova Belediye Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin’in de hazır bulunmuşlardı.

Delihüseyin’in konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Başbakanımız sayın Kiriakos MİTSOTAKİS beyefendi, Eğitim ve Din İşleri Bakanı sayın Niki KERAMEOS hanım ve Eğitim ve Din İşleri Bakan Yardımcısı sayın Zeta MAKRİ hanım ile gün içerisinde Telekonferans aracılığıyla görüşebilme fırsatımız oldu. Bölgemize ve hassaten belediyemizdeki sorun ve sıkıntılarla ilgili yakın ilgi ve alâkaları ama, hâssaten çözüm üretmeleri nedeniyle kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Dip not olarak belirtmekte fayda var kanaatindeyim. Belediye Başkanı Makamına oturduğumdan beri (yani 18-19 ayda) Başbakan sayın MİTSOTAKİS ile 3. kez görüşebilme ve sorunlarımızı aktarabilme fırsatım oldu. Kendilerine teşekkür ediyorum.”

Yaşananlara tepki gösteren belediye meclis üyesi Murat Köse’nin konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Değerli Mustafçova Belediyesi sakinleri, sevgili soydaşlarım.

Başbakan Kiryakos Miçotakis, 18 Mayıs Salı günü İskeçe’nin Paşevik köyündeki devlet anaokulunda eğitim gören öğrenciler ve anaokulu öğretmeniyle video konferans yöntemiyle görüştü. Çevrim içi gerçekleşen görüşmede Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Delihüseyin, İskeçe İlköğretim Müdürü Evi Stilyanidu, Eğitim Bakanı Niki Kerameos ve Eğitim Bakan Yardımcısı Zeta Makri de hazır bulundu.

Söz konusu görüşmede Başbakan Kiryakos Miçotakis bölgemizle ilgili olarak, burada yaşayan Müslüman Türk soydaşlarımızın kabul etmediği “Pomak köyleri” ifadesini kullanarak devletin azınlığımıza bakış açısını bir kez daha ortaya koydu.

Başbakan Miçotakis görüşmede ayrıca, Müslüman Türk çocukları için “Yunan çocukları (Ellinopula)” ifadesini kullandı. Bunun da ötesinde bölgede ”yasalar önünde eşitliğin” sağlandığını iddia etti.
Yıllardır azınlığımızın anaokullardaki eğitim dillerinin Türkçe ve Yunanca olması için verdiği mücadeleyi görmezden gelen Başbakan Miçotakis’in ”yasalar önünde eşitliğin” sağlandığını iddia etmesi azınlığın taleplerinin yönetim tarafından hiçe sayıldığını bir kez daha ortaya koydu.

Mustafçova Belediye Başkanlığı makamında oturan Rıdvan Deli Hüseyin, Başbakan’ın bölgemizi “Pomak köyleri” olarak isimlendirmesine ve azınlığımızı ilgilendiren diğer konulardaki ifadelerine şahitlik etti. Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin geçtiğimiz yıl bir televizyon programında program sunucusunun “Pomak köyleri” nitelendirmesine tepki göstermişti. Belediye Başkanımızdan aynı tepkiyi Başbakan Miçotakis’e de göstermesini beklerdik. Görüşme esnasında toplantının akışı gereği bu imkanı bulamamış olabilir, ancak sonradan yaptığı açıklamada da Başbakan’ın azınlığımızı rahatsız eden bu ifadelerine herhangi bir tepki göremedik. Aksine kendisine teşekkür ettiğini gördük. Ayrıca Başbakan ile yapılan bu görüşmede, azınlığımızın anaokulları ile ilgili olarak Türkçe ve Yunanca çift dilli eğitim talebinin dile getirilmesini beklerdik.

Hakikati haykırmak için hiçbir zaman geç değildir. Ben, milletimizin bana verdiği temsil yetkisinin gereği olarak Başbakan’ın bölgemizi “Pomak köyleri” olarak nitelendirmesine sessiz kalamam, sessiz kalanları da alkışlayamam. Bu ifadeleri kullanan Başbakan Miçotakis’i kınıyor ve milletimizin vicdanına havale ediyorum. Gerek Belediye Başkanımız Rıdvan Deli Hüseyin gerekse diğer yetkililerden bu konuda gereken tepkiyi ortaya koymalarını beklemek en azından bir Müslüman Türk evladı olarak hakkımız olduğunu düşünüyorum. Ayrıca konuyu belediye meclisine de getirerek bu konuda belediye meclisinden Başbakan Miçotakis’in “Pomak köyleri” nitelemesine bir kınama kararı talep edeceğimi kamuoyunun bilgisine arz ediyorum.”

Belediye Meclisi anamuhalefet listesi başkanı Cemil Kabza’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Değerli Mustafçova Belediyesi sakinleri,

Başbakan Sayın Kiriakos Miçotakis, 18 Mayıs 2021 Salı günü belediyemize bağlı Paşevik köyündeki devlet anaokulunda eğitim gören öğrenciler ve anaokulu öğretmeniyle video konferans yöntemiyle görüştü. İnternet ortamından sonra ulusal kanalların haber bültenlerinde de yayınlanan bu görüşmede eğitim bakanı, bakan yardımcısı ve İskeçe eğitim müdürü ile birlikte Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Delihüseyin de hazır bulundu.

Söz konusu görüşmede Sayın Başbakan Miçotakis bölgemize ve bölgemizde yaşayan soydaşlarımıza yönelik “Pomak köyleri” ve “Yunanlı çocuklar” ifadelerini kullanmıştır. Bu söylemlerinin kabul edilemez olduğunu toplumumuzda huzursuzluk ve büyük bir hayal kırıklığı yaşattığını ifade etmek isterim.

Azınlığın gerek uluslararası insan hakları müktesebatı gerekse ikili anlaşma ve protokollerle belirlenen azınlık statüsü herkesce malumdur. Sayın başbakan bulunduğu makam itibariyle kişisel değil, temsil ettiği devlet adına konuştuğu ve söylediği her söz resmiyet arz ettiği için, kanımca söylediklerinin azınlığımızın gerçek resmi statüsüyle bağdaşmadığını da belirtmek isterim.

“Yasalar önünde eşitlik” politikasının sadece yazı ve söylemlerde değil, gerçek manada uygulamada da hissedilmesi gerekmektedir. Arzumuz ve beklentimiz o dur ki, başbakan Miçotakis de tıpkı baba Miçotakis gibi azınlığın kabul edeceği pozitif adımları atmasıdır.

22-12-2015 yılında Mustafçova Belediye Başkanı olarak eğitim bakanlığına azınlık anaokulları hususunda gönderdiğim resmi yazının ne kadar yerinde olduğunu yaşanan bu son olay bir kere daha kanıtlamaktadır.

Olayın en üzücü ve düşündürücü yanı ise; Mustafçova Belediye Başkanı Sayın Rıdvan Delihüseyin’in, Sayın Başbakan Miçotakis ve devlet anaokulu öğretmeni arasında geçen diyaloğa seyirci ve sessiz kalmasıdır. Sayın Delihüseyin’in canlı şahit olduğu bu olaya neden seyirci kaldığı merak konusu.

Sayın Delihüseyin özellikle muhalefette iken bu tür konularda mangalda kül bırakmamacasına sırf “siyasi rant” elde etmek için gece gündüz yazıyor, yazıyor, yazıyordu. Bugün ise maalesef susuyor, susuyor, susuyor.

Türkçe’nin ikinci dil olarak devlet memurluğu sınavlarında kabul edilmesi, Türkiye ve Bulgaristan’dan belediyelerle kardeş belediye anlaşmasının yapılması, noel baba’nın okullarımıza girmemesi, iki dilli anaokulu talebimiz ve bir çok konuda attığımız adımlara tıpkı bugün başbakanın karşısında sustuğu gibi Sayın Delihüseyin o günlerde de susmuştu.

Sayın Başbakanımızın azınlığa yönelik bu söylemlerine başta azınlık milletvekillerimiz, belediye ve eyalet meclis üyesi azalarımız ve bütün kurumlarımızın ayrı ayrı tepki ve tutumlarının da kamuoyunun bir beklentisi olduğunu hatırlatmak isterim.

Son olarak azınlığın statüsünü talep ve sorunlarının ne olduğunu ve nasıl çözülmesi gerektiğini bilen bir hükümet olduğuna inanma arzusundayız. “Yasalar Önünde Eşitlik” ilkesinin “diyalog” çerçevesinde gerçek manada uygulandığına da şahit olmak istiyoruz.

Saygılarımla”

Belediye Meclisi muhalefet listesi başkanı Ahmet Kurt’un açıklaması şöyle:

“TECRÜBE DEĞİL, FERASET…
Sevgili Mustafçova Belediyesi sakinleri,

Gündem, sn. Rıdvan Delihüseyin iki gün önce yani 18-05-2021 Salı günü, sn. başbakan Mitsotakis ile İskeçe’nin Paşavik köyündeki devlet anaokulunda eğitim gören, geleceğimizin teminatı olan Batı Trakya Müslüman Türk yavrularımız ve öğretmenlerimiz adına yapılan video konferansıyla çalkalanıyor.

Kendisinin itirafıyla 19 aydaki 3. görüşmesi. Böylesi lütufların, “20 yıllık siyasi tecrübesiyle (!) “ icraat olarak görüleceği günleri de ümit ediyorum. Fakat, kendisinin 20 yıllık siyasi tecrübesi (!) ile iktidardaki 20 aylık icraatlerine baktığımzda, bu lütuflar değerlendirileceğe benzemiyor, aksine, siyasi malzeme ve seçim propagandasıyla milletimizin değerlerini istismardan başka birşey değildir.

Sn. Delihüseyin’in, webinarda (video konferans) yapılan görüşmede, başbakan Mitsotakis’in “ellinopula” ve “pomakohorya” ifadelerine tepki göstermemesini,

Toplantı konusunun anaokulu eğitimi olmasına rağmen, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 2. maddesi gereğince Anaokulu eğitiminin anadilde yapılmadığını ve yapılması gerektiğini ifade etmemesini,

STK’ların dahi anaokulu için yaptıkları maddi-manevi desteklerin engellendiğini ifade etmemesini,

Başbakanın ifadelerine sessiz kalarak, düzeltmeyerek zımni kabulünü, milletimin bana verdiği temsil hakkı gereğince kabul etmiyor, reddediyor ve kınıyorum.

Kimlik eğitiminden mahrum kalarak yetişen toplumlar, yok olmaya mahkumdur. Sn. Delihüseyin bu toplantıyı fırsat bilerek anaokulu eğitimi için haklarımızı talep edebilirdi.

Böyle bir fırsatın değerlendiril(e)memesi tarihi ve vicdani sorumluluktur ve hatadır. Başkanın, kendi deyimiyle 20 yıllık siyasi tecrübesiyle (!) bu fırsatı tepmesinin argümanını izah etmesini bekliyorum. Aksi halde bu millete bir özür borçludur. Bu hatanın fidyesini, güzide milletimiz zamanı geldiğinde bunun cevabını en güzel bir şekilde sandıkta vereceklerine hiç şüphem yoktur.”

Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Delihüseyin’in sosyal medya hesabından yayınladığı cevap açıklaması şöyle:

“Sevgili soydaşlarım,
Dün ve bugün siyasi gündem Başbakan sayın Kiryakos MİÇOTAKİS ile Rıdvan DELİ HÜSEYİN görüşmesi iken, nedense yeni bir boyut kazandırılarak, MUHALEFETİN BİLE MUHALEFETİ OLAN (Biraz sonra bu konuyu açacağım) Murat KÖSE ile Rıdvan DELİ HÜSEYİN’E BÜYÜK bir GAYRET ve MÜCADELE ile döndürülmeye çalışıldığını gördüm.

Murat Bey büyük büyük açıklamalar yazmış…
Avanesi de tabii ki haber değeri olduğu için hemen haberleştirmiş.

Beyefendi ‘ÇOK DÜZGÜN ve AKICI bir TÜRKÇE İLE’ bana MİLLİYETÇİLİK VATANSEVERLİK ve SAMİMİYET dersi vermiş…

Bu noktada iddiam ŞU:
Şaşırmadan,
bu ÇOK DÜZGÜN ve AKICI bir TÜRKÇE ile YAZILAN ve KENDİSİNE SERVİS EDİLEN METNİ düzgün ve şaşırmadan okumaya kalksa okuyamaz ama bana MİLLETSEVERLİK satıyor…

Bahse konu durumla ilgili çok net ifadeler kullanacağım:
Video konferans görüşmesi ile yapılmış olan bu görüşmede, Başbakanın ağzından çıkanlar sanki YENİ ve İLK KEZ ÇIKMIŞ GİBİ ŞAŞIRANLAR hatta ŞAŞIRMIŞ GİBİ YAPAN SİZ SAMİMİYETSİZLERE benim bu konularla ilgili TAVRIM GAYRETİM ve 49 yıllık ömrüm çok net…

TABİİ Kİ BAŞBAKANIN İFADELERİNE KATILMAM MÜMKÜN DEĞİL…
Benim azınlık ile ilgili GAYRETİM Mİ?

Şahin azınlık İlkokulu encümen heyeti üyeliğim döneminde, en zor zamanda, azınlık okulları müfettişine Şahin Azınlık İlkokulu’nun kapısını açıp: “Buyurun dışarıya, burası benim evim.
Sizler benim evimde bana direktif veremez, benden direktif alırsınız” dediğim günde daha, Yani daha15-16 yıl önce TESCİLLENDİ…

Aynı zamanda Tarihte ilk kez gene Şahin Encümen heyeti üyesi olduğum dönemde Şahin’deki o dönemde Yüksek Tahsillilerin kurduğu anaokulunun yıl sonu gösterisini (YIL 2005) Şahin Azınlık İlkokulu’nun bahçesinde yapılması kararını verdiğimde, ‘KAPIYI KİLİTLEYİN, GÖSTERİ ORADA YAPILMAYACAK’ emri veren azınlık okulları yetkilisine ‘BU KAPI EĞER KİLİTLENİRSE DOZERLE İÇERİ GİRİP KIRACAĞIM dediğim ve BU ÇOCUKLARIN YIL SONU GÖSTERİSİNİ YAPMALARINA MÜSAADE ETTİĞİM GÜN TESCİLLENDİ…
SAMİMİYETİM mi?

Sizler sadece MASA BAŞINDA yazıp çizerken, konuşurken, benim TAM 3 KEZ YAPILAN MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI TEKLİFLERİNİ REDDETTİĞİMDE maliyenin nazikçe boğazıma adeta ‘bıçak dayadığı zaman’ ve boyun eğmediğim için yaklaşık 100 bin Euro’luk Para cezasını BOYNUMDA MADALYA OLARAK TAŞIMAYA BAŞLADIĞIM GÜN TESCİLLENDİ….
(tam 8 adet mahkeme ile sindirilmeye çalışıldım)…Mahkemeler halâ bu gün devam ediyor…
Bu Necip Millete olan SEVDAM ise beni bu tüm zorluklara rağmen, ŞANTAJ, MAHKEME
(şu an yaklaşık 10 küsüre ulaştı)

TEHDİTLERDEN , EVİMİ RAHATSIZ EDEN GARİP TELEFONLARDAN , CEP TELEFONUMA GELEN TEHDİTLERDEN , Messenger Facebook veya maillerime gelen HAKARET ve TEHDİTLERDEN BOYUN EĞMEDİĞİM, YOLUMDAN DÖNMEDİĞİM ve SİZİN GİBİLERE MEYDANI BOŞ BIRAKMADIĞIM GÜNLERDE TESCİLLENDİ Sayın Hocam…. ve AĞABABALARI…

Ama en önemlisi de:
BENİM BAHSETTİĞİNİZ GÜNDEM MADDESİ İLE İLGİLİ TAVRIMI CANLI YAYINDA yani MİLYONLARIN TAKİP ETTİĞİ TELEVİZYON KANALINDA, DİKLENMEDEN ama DİMDİK DURARAK KİM OLDUĞUMUZU SÖYLERKEN, Sende akıl hocaların da çok net duydu diye zannediyorum…

Ola ki duymamış olabilirsiniz, İNTERNET elinizin altında BİR BAKIVERİN DÜŞÜNCE VE NET TAVIR NASIL VE NE ZAMAN KONULUR bir bakın…

Ben ve yol arkadaşlarım bu meydanı sizin gibilere bırakacağımızı mı zannettiniz?
Yok hocam yok “leşleri başka kapıda arayın”…

80 Küsür yaşın tecrübesi ile Babam bana ne demişti biliyor musun sayın Köse?
“OĞLUM YAŞADIĞIN MEMLEKETTE KİMLER ÇOK FAZLA TÜRKLÜK PROPAGANDASI YAPIYORSA BİL Kİ ONLAR ( farkında olarak veya olmayarak ) KARŞI TARAFIN MAŞASIDIR… BUNLARDAN KENDİNİ MUHAFAZA ET ” demişti…

Bundan sonra sen ve sizin gibilerinden kendimi muhafaza edeceğim…
Ama ben bu fırsatla sana bir konuda daha 1-2 hatırlatmada bulunmak istiyorum:
Samimiyet ve davaya ihanet etmeyen bir yapıda olduğunun imajını sana yüklemeye çalışanlar belli ki bu açıklama ile uzun vadeli hedefler içindesiniz. Yolunuz açık olsun…

Ancak, bana samimiyet dersi veren Murat hoca,
Sayın YENİ NESİL HAREKETİ BAŞKANI Önder MEÇOĞLU kardeşimi, yani BAŞKANINI , onunla hiçbir değerlendirmede bulunmadan, Sayın başkanınla sorunun var idi ise değerlendirmede bulunmadan, onu adeta SIRTINDAN BIÇAKLAYAN ve PARTİ BAŞKANINI TOPLUM ÖNÜNDE YÜZÜSTÜ BIRAKAN sen mi bana SAMİMİYET dersi vereceksin?

Yerine ve zamanına göre yani KONJONKTÜRE GÖRE ortaya çıkan sen mi bana yol gösterip yardımcı olacaksın?

Sevgili Mustafa KAMBUR, senin profilinde sana çok net bir cümle yazıp bir teklifte bulunmuş, SORUN ve YANLIŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ noktalarda düşüncelerinizi tavrınızı YUNANCA YAZIP Sayın Başbakan’a iletmeniz çok isabetli olacaktı.
Sonra bize gelin ve hesap sorun tavrımız ile alakalı…

Sevgili Murat,
o kadar çok şey yazılabilir ki…
Ancak YAZININ KAYNAĞININ SEN OLMADIĞINA ADIM gibi EMİN OLDUĞUM için de sana söyleyebileceğim son söz şu:
Sen bana az gelirsin.
Bence sana bu metni hazırlayan Ağa babalarına söyle,
ortaya çıksınlar ve SİYASİ ARENA’YA aleni bir şekilde insinler…

Tam Murat Köse ile ilgili yazıyı bitirdim derken,
Sayın Ahmet KURT da Arz-ı Endâm edip yazmış, MAŞAALLAH, MAŞAALLAH.
Bize de SADECE BİR SORU SORMAK DÜŞER sevgili Ahmet’e…
SEN Kİ BU KADAR MİLLİ DEĞERLERİNE BAĞLI İKEN,
SEN Kİ BU NECİP MİLLETE SEVDALI İKEN,
hizmet etmek üzere hazır olduğun için,
sana şu hatırlatmada bulunmak istiyorum.

İskeçe TÜRK BİRLİĞİ BAŞKANI iken önüne gelen siyasi bir teklife BALIKLAMA atlayıp İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINI BIRAKAN YANİ MİLLETİ YÜZÜSTÜ BIRAKAN, İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ gibi GÜZİDE BİR KURUMU BAŞSIZ BIRAKAN ve bu milleti EYALET MECLİS ÜYELİĞİNE TERCİH EDEN SEN DEĞİL MİYDİN???

Senin sevdan menfaat icabı bir sevda mı?
Öyle kötü niyetle yazdığım bir soru değil…
SADECE MERAK EDİP SORUYORUM sayın KURT…”