Batı Trakya genelinde yoğun tarım ilacı kullanımı nedeniyle artan kanser vakalarının yanı sıra böcek zenginliğinin de tehdit altında olduğu biliniyor.
Çiftçiler ektikleri üründen verim alabilmek için tarım ilaçlarının zorunlu olduğunuı söylüyorlar. Ancak bio üretim gibi alanlarda tarım ilaçları komple yasaklanmış durumda. Bio üretim ve sağlıklı toprak için böcek çeşitliliği önem arzediyor.
Yunanistan’da henüz böcekleri koruma amacıyla yürürlükte olan özel bir yasa bulunmuyor. DW Türkçe’den Elmas Topcu’nun haberine göre Almanya ise böcekleri koruma amacıyla hazırlanan yasa paketiyle doğal koruma alanlarını genişletiyor, ışık kirliliğine ve pestisit kullanımına yeni kurallar getiriyor. Almanya ayrıca Glifosat kullanımını da 2023’te yasaklayacak.
“Böcekler olmadan insanlar yaşayamaz. Böcekler olmasa, sadece meyvelerin tozlaşması için akıl almaz paralar harcanmak zorunda. Sadece bu bile böcek ölümlerini engellemenin hepimizin çıkarına olduğunu ortaya koymaya yetiyor. Bu sebepten, bugün aldığımız kararlar böcekler için, yaşam alanlarımız ile ekolojik sistemin geleceği için güzel bir gelişme.”
Almanya Federal Çevre Bakanı Svenja Schulze Çarşamba günü bakanlar kurulundan geçen yasa paketine dair böyle konuştu. Böceklerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin kabineden geçmesi sonrasında oldukça memnundu. Nitekim Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi Schulze, söz konusu düzenleme için koalisyon ortağı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Tarım Bakanı Julia Klöckner ile aylar süren zorlu pazarlıklar sonrası uzlaşma sağladı. Böylece hükümet ortakları, Eylül ayında yapılacak federal meclis seçimlerine geri sayım başlamışken önemli projelerinden birinin daha hayata geçmesi için en önemli adımı atmış oldular.
Almanya’daki yasa paketinde neler var?
Farklı bakanlıkların sorumluluk alanına giren yasal düzenleme üç önemli bölümden oluşuyor. Böceklerin korunması amacıyla pestisit kullanımını önce sınırlandırmayı, glifosatı da 2023 sonu itibarı ile tamamen yasaklamayı öngörüyor.
Bazı bölgeleri de yeni doğal korunma alanları olarak tanımlıyor. Böcek ve kuşlar için tehlikeli ışık kaynakları ve lambalar yerine doğaya uygun veya korumalı olanların tercih edilmesi planlanıyor. Ancak bu şekilde yaşam için vazgeçilmez olan böceklerin ölümünün azaltılabileceği vurgulanıyor.
Yasal düzenleme sokak lambalarının özellikle gece faal olan böceklerle kuşların ve yarasaların korunması amacıyla kademeli şekilde değiştirilmesini öngörüyor. Böcekleri kendine çekerek ölümüne neden olan yapay ışıklar yerine sokak lambalarının doğa dostu türleriyle değiştirilmesi veya lambaların çevresine böceklerin yaklaşmasını engelleyecek koruma takılması gerekecek. Doğal korunma alanları ile milli parklarda ise lamba veya ışıklandırmaların değiştirilmesi veya yenilenmesi halinde artık böceklerin ölümüne yol açan lamba ve ışıklandırma yasaklanacak. Sadece kapalı alanlarda söz konusu yapay ışık kaynakları kullanılmasına müsade edilecek. İlaveten gökten aydınlatma sistemlerinin kullanımının sınırlandırılması için de uygun çervecenin sağlanması düzenlemede yer alıyor.
Yeşiller Bavyera Milletvekili Cemal Bozoğlu, özellikle ışık kirliliğine karşı düzenlemenin önemini vurguluyor. Futbol stadyumlarındaki ve golf alanlarındaki tepeden ışıklandırmaların böcekleri yanılttığını ve birçoğunun ölümüne yol açtığını hatırlatan Bozoğlu, bu nedenle ışıklandırmayı doğa ve böcekler için ölüm kalım meselesi olarak niteliyor. “Unutulmasın, böcekler aynı zamanda kuşların beslenme kaynağı” diyor. Getireceği maddi yükü öne sürenlere ise “Değer” diye cevap veriyor ve “Canlıların yaşam alanlarını yok ederek çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı dünyayı ellerinden almış oluyoruz. Bu nedenle söz konusu olan parayla ölçülecek bir değer değil” diye ekliyor.
Meyve bahçelerine koruma alanı
Yasayla, biyolojik çeşitliliğe sahip yeşil alanlar, farklı tür ve yaştan çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu ve dip dibe yetiştirilmediği, toprağının da yeşillendirildiği meyve bahçeleri ile doğal taştan örülmüş setler ve kuru yapı temelli duvarların da böcek ve bitkilerin yaşam ortamı görülüp biyotoplar olarak koruma altına alınması planlanıyor ve bunu uygulayanların ödüllendirilmesi hedefleniyor.
Çay, akarsu, dere gibi kaynakların, tarımsal ilaç kullanılan alan ile arasındaki mesafenin de 10 metre olması, eğer yeşillendirilmişse bunun 5’e indirilebileceği belirtiliyor.
Böceklerde kitlesel yok oluş
Endüstriyel tarımcılık, toprağın betonlanması, ışık kirliliği ve diğer faktörler böcek ve kuşların yok olması sonucunu doğurduğundan yasal düzenleme, özellikle çiçekli tarlalar ve çayırlarda yaşayan kelebek ve diğer böcek türlerinin kitlesel biçimde yok oluşunu azaltmayı hedefliyor. Almanya’da bu tür canlıların yüzde 70’inin tehdit altında veya neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Almanya Federal Çevre Bakanı Schulze, 560 arı türünden yarısının kırmızı listede yer aldığını ifade ediyor.
Tarımsal alanda yaşayan çok sayıda kuş türünde de büyük kayıplar görüldüğü, çil keklik ile kızkuşu gibi türlerin sayısının son 25 yılda mevcudunun yüzde 10’una kadar gerilediğine dikkat çekiliyor.
Bavyera’da iki yıl önce 1 milyon 700 binden fazla seçmenin desteğiyle yasalaşan “Arıları Kurtarın” adlı halk inisiyatifi destekçilerinden Yeşiller Bavyera Eyalet Milletvekili Cemal Bozoğlu böcekleri kurtarma yasasından memnun.
Augsburg milletvekili, doğadaki döngü nedeniyle bütün canlıların birbirine bağlı ve bağımlı olduğunu hatırlatıp kendi kentiden örnek veriyor:
“Augsburg’da geçmişte var olan bir çiçek türünün dölyatağına sadece uzun ve eğimli bir kanaldan ulaşılabiliyor. Bunu başarabilen, hortumu uzun ve eğimli tek bir böcek türü var. Bu böcek türü yok olduğu için bundan elli yıl önce bu çiçek de yok oldu”
Doğadaki bitki örtüsü ve diğer canlılar arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisine dikkat çeken Bozoğlu, yok olan bir canlının ona bağımlı diğer yaşamların da yok olması sonucunu doğurduğunu hatırlatıyor. Bunun insan ile doğa arasındaki ilişki için de geçerli olduğunu söyleyen Yeşiller milletvekili, “Arılar yok olursa insanlar da olur” atasözünün bu gerçekliği açık biçimde ortaya koyduğunu kaydediyor. Bozoğlu, Doğada hayvanların ve böceklerin yaşam ortamlarının yok olmasında en önemli etkenin tarımda kullanılan Biosit ve Herbisit denilen haşere ve ayrık otu ile mücadele ilaçları olduğunu, bu tehlikeli gelişmeyi durdurmak için yasal önlem almanın kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
Almanya glifosat maddesini 2023’te yasaklıyor
Yasa koyucu, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı‘nın (IARC) 2015 yılında insanlar için olası kanserojen maddeler sınıfına koyduğu glifosatın kullanımını önce sınırlıyor, 2023 yılı sonu itibarı ile de tamamen yasaklıyor. Almanya Çevre Bakanı Schulze, “Glifosat yeşil olan herşeyi öldürüyor ve böceklerin yaşam alanını ortadan kaldırıyor. Bu nedenle glifosata veda büyük bir başarı” diye konuşuyor.
Bakanın savunduğu düzenlemeye en büyük tepki tarım birliklerinden geldi. Böceklerin korunmasının kanunlarla yasaklanması stratejisinin toptan yanlış ve tehlikeli olduğunu savunan Almanya Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied, bu adımın çiftçilere maliyetinin yüksek olacağını söylüyor. İlaveten tarımsal amaçlı kullanılan alanların bir kısmının çevre koruma amacıyla kullanım dışı bırakılması talebini de reddediyor ve yine kanunda düzenlenen, çeşitli tür ve yaştan meyve ağaçlarından oluşan meyve bahçelerininin korunması yönündeki planını da eleştiriyor.
Yasal düzenlemeye çevre örgütlerinden destek
Yeşiller partili vekil Cemal Bozoğlu ise düzenlemenin elbette çiftçilerin masraflarını arttıracağını, ancak bu konuda başka bir alternatifin de bulunmadığını söylüyor. Almanya’da gıda fiyatlarının çok ucuz olduğuna dikkat çeken Bozoğlu, ucuz et, süt, ucuz patates veya yiyecek anlayışından vazgeçilmediği sürece doğadaki canlıları ve rezervleri insanların kendi eliyle yol edeceğini söylüyor ve “Artık yaşam tarzının değişmesi şart” diye vurguluyor.
Almanya Çevre ve Doğa Koruma Birliği (BUND) de federal hükümetin hazırladığı yeni yasal düzenlemeden memnun. Birlik Başkanı Olaf Bandt, “Vazgeçilmiş her kilo pestisit, tarımsal ilaç kullanılmayan her kilometrekare alan, vazgeçilmiş her lamba, böcekler ve doğa için bir kazandımdır” yorumunu yapıyor. Glifosatın tamamen yasaklanması için yol haritası belirlenmiş olmasını “doğru yönde atılmış bir adım” diye niteleyen Bandt, böcekler için belli alanların korunması uygulamasına geçen işletmelerin ödüllendirilmesini de 2024’e kadar pestisit kullanımından tamamen vazgeçmeleri şartına bağlamayı talep ediyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et