Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:
İKİ DİLLİ ve ANA DİLDE EĞİTİM TALEP DEĞİL, HAKTIR
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) gibi konuları çözmeyi hedefliyordu. 2017 yılına gelmiş olmamıza ve Antlaşmanın imzalandığı tarihten 93 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlen sorunlardan bahsediyoruz olmamız sıkıntıların boyutunu da gösteriyor.
21-02-2017 tarihinde Yunanistan Eğitim Bakanlığı’nın bir kurumu olan Eğitim Politikaları Enstitüsü’nün almış olduğu karar ile Lozan Barış Antlaşması bir kez daha çiğnenmiş ve yok sayılmış oldu. Belirtilen tarihteki karara göre “Batı Trakya bölgesinde, Azınlığın yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerlerinde bulunan Anaokullarında, Yunanistan üniversitelerinden mezun olmuş iki dilli öğretmenlerin yer alması kararlaştırılmaktadır”. Gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren pilot bölge olarak 6 Devlet Anaokulunda bu karar uygulanmaya başlanacaktır. Karara istinâden “Çocuğun Ana diline hâkim bir öğretmen (Türkçe), belirtilen okullarda Yunanlı Anaokul öğretmeni ile birlikte görev alacaktır”. Fakat karara göre öğrencinin Ana diline sahip olan ve görev alacak öğretmen “Yunanistan Üniversiteleri’nin ilgili bölümlerinden mezun olması gerekmektedir”. Yine aynı karar ile tayin edilecek iki dili de bilen öğretmenin görevinin dil konusunda yardımcı rolü olacak. Müfredatta asla yeri olmayacak. Eğitime sadece katkısı, Yunan dilini konuşup anlamayan anaokul öğrencileri ile Yunan dilini konuşan öğretmen arasında “TERCÜMAN” olarak görev yapacağıdır.
Bu uygulama, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı başında, Azınlığın yoğun olarak yaşadığı dört köyde açılan Devlet Anaokulları’nda, dört Azınlık mensubu öğretmenin sözleşmeli olarak tercüman sıfatı ile işe alınmak istenmeleri bölge halkı tarafından tepki toplamıştır. Akabinde de o zamanın Azınlık Milletvekilleri tarafından Eğitim Bakanı sayın Anna Diamantopoulou ve Azınlık Eğitimi’nden sorumlu Özel Sekreter sayın Thalia Dragona’ya Azınlık İlkokulları ile aynı statüye sahip Azınlık Anaokulları kurulma talebi yazılı olarak iletilmiş ve bu talepten de asla vazgeçilmemiştir .
Dolayısıyla Eğitim Bakanlığı’ndan verilen bu karar, bazı çevrelerin, yani siyasi iktidarın, Azınlığa karşı yapmış olduğu bir açılım olarak anlatılmaya çalışılması, en hafif tabir ile Azınlığın talepleri ile dalga geçmektir .
Lozan Barış Antlaşması’nın haricinde, Yunanistan’ın Avrupa üyesi olarak imzalamış olduğu “Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi” bulunmaktadır. Bu sözleşme 1 Şubat 1995 tarihinde Strasbourg’da kabul edilmiştir. Sözleşmede yer alan bazı maddeler, Yunanistan Eğitim Bakanlığı’nın almış olduğu kararın yanlışlığını gözler önüne sermektedir.
Azınlıkların Korunmasına ilişkin çerçeve sözleşmesi’nin 5. maddesine göre:
1. Taraflar, ulusal azınlıklara mensup kişilerin kendi kültürlerini yaşatmaları ve geliştirmeleri ve kimliklerinin asli öğeleri, yani dinlerini, dillerini, geleneklerini ve kültürel miraslarını korumaları için gerekli koşulları sağlamayı taahhüt eder.
Adı geçen sözleşmenin 6.maddesine göre:
1. Taraflar, kültürler arası diyalog ve hoşgörü ruhunu teşvik eder ve ülkeleri üzerinde yaşayan bütün kişilerin arasında, bu kişilerin etnik, kültürel, dilsel ve dinsel kimliğinden bağımsız olarak, özellikle de eğitim, kültür ve kitle iletişimi alanlarında, karşılıklı saygı ve anlayış ve işbirliğinin geliştirilmesi için etkili önlemleri alırlar.
2. Taraflar, etnik, kültürel, dilsel ya da dinsel kimlikleri nedeniyle ayrımcılık, düşmanlık ya da yıldırı tehdidi ya da eylemine uğrayabilecek olan kişileri korumak için uygun önlemleri almayı taahhüt ederler.
10. maddesinde:
1. Taraflar, ulusal azınlığa mensup her kişinin, kendi dilini, özel ve kamusal alanlarda, sözlü ve yazılı olarak serbestçe ve müdahale edilmeksizin kullanma hakkına sahip olduğunu tanımayı taahhüt ederler.
2. Ulusal azınlıklara mensup kişilerin geleneksel olarak ya da önemli sayıda yaşadıkları bölgelerde, bu kişilerin talep ederlerse ve böyle bir talebin gerçek bir ihtiyaca karşılık düştüğü durumlarda, Taraflar, bu kişilerle idari makamlar arasındaki ilişkilerde azınlık dilinin kullanılmasına imkan verecek koşulları, mümkün olduğu ölçüde sağlamaya gayret ederler.
12. maddesinde:
1. Taraflar, gerektiğinde, ulusal azınlıkların ve çoğunluğun kültür, tarih, dil ve din bilgisini geliştirmek için eğitim ve araştırma alanlarında önlem alırlar.
2. Bu çerçevede Taraflar, diğerlerinin yanı sıra, öğretmen eğitimi ve ders kitaplarına ulaşmada yeterli fırsatları sağlar ve farklı toplulukların öğrenci ve öğretmenleri arasında ilişkileri kolaylaştırırlar.
3.Taraflar, ulusal azınlıklara mensup kişilerin her düzeyde eğitime ulaşmasında fırsat eşitliğini geliştirmeyi taahhüt ederler.
13. maddesinde:
1. Taraflar, eğitim düzenleri çerçevesinde, ulusal azınlığa mensup kişilerin kendi özel eğitim ve öğretim kurumlarını kurma ve yönetme hakkına sahip olduğunu tanırlar.
14. maddesinde ise:
1. Taraflar, ulusal azınlığa mensup her kişinin kendi dilini öğrenme hakkına sahip olduğunu tanımayı taahhüt ederler.
2. Ulusal azınlıklara mensup kişilerin geleneksel olarak ya da önemli sayıda yaşadıkları bölgelerde, yeterli talep varsa, Taraflar, mümkün olduğu ölçüde ve kendi eğitim düzenleri çerçevesinde, bu azınlıklara mensup kişilerin azınlık dilinin öğretilmesi ya da bu dilde eğitim görmeleri için yeterli fırsatlara sahip olmasını sağlamaya gayret ederler.
3. Bu maddenin 2. paragrafı, resmi dilin öğrenilmesi ya da bu dilde eğitim yapılması saklı tutularak uygulanır.
Ulusal Azınlıkları Koruma Sözleşmesi Çerçevesinin haricinde bir de Yunanistan’ın üyesi olduğu ve imzaladığı “Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı” bulunmaktadır. Kasım 1992’de imzaya açılan şart, Mart 1998’de yürürlüğe girmiştir. Bu şartın 8. maddesi tamamen “EĞİTİM” bölümü olarak kaleme alınmıştır. 8. maddeden konumuzla alakalı fıkraya dikkatinizi çekmek isteriz.
1.Eğitim ile ilgili olarak Taraflar, azınlık dillerin kullanıldığı topraklarda, bu dillerin her birinin durumuna bağlı olarak ve devletin resmi dil(ler)inin öğretilmesi hakkına halel getirmemek koşuluyla şunları taahhüt ederler; ilgili bölgesel veya azınlık dillerinde okul öncesi eğitim sağlamak, kamu kurumları okul öncesi eğitim konusunda yetersiz iseler Azınlıklar tarafından önlemlerin alınmasını desteklemek ve/veya teşvik etmek; gerektiğine imza atmışlardır.
Ülkemizde 3518/2006 sayılı yasa ile Anaokul eğitimi zorunlu kılınmış ve 2007-2008 eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanmıştır. Ancak “Azınlık Öğrencileri” için bu zorunluluk 2011-2012 eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanmıştır. Uygulamanın başlama tarihinden yıllar geçmiş olmasına rağmen “Azınlığın” haklı talebi olan Azınlık Anaokulu hala açılmamıştır . Biz Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsiller Derneği olarak, Batı Trakya’da, “Siyasi İktidarın” bir an önce, “Azınlık İlkokulları” ile aynı statüye sahip “Azınlık Anaokulları” kurulması için gerekli yasal düzenlemeyi yapmasını ve akabinde de “Azınlık Anaokulları” açılmasını talep etmekteyiz .
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsiller Derneği Yönetim Kurulu
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et