Aydın Ömeroğlu: Sesleniyorum, duyan var mı? - Azınlıkça
Yunanistan Batı Trakya Haber

Aydın Ömeroğlu: Sesleniyorum, duyan var mı?

Aydın Ömeroğlu: Sesleniyorum, duyan var mı?

Araştırmacı Yazar Aydın Ömeroğlu Batı Trakya’daki “seçilmiş” müftü tartışmasıyla ilgili geçtiğimiz gün yaptığı açıklamasının ardından sosyal medyada yeni bir açıklamayla konu hakkında görüşlerini paylaşmaya devam etti.

Ömeroğlu şu ifadelere yer verdi:

“İğneye kendine, çuvaldızı başkalarına batır.”

Bu ata sözünü Azınlığımıza uyarlayalım:
İğneyi kendimize, çuvaldızı ötekilerine batıralım.

Aşağıda, İbrahim Şerif doğruyu neden söylemiyor diye sordum ve müftü seçiminin hukuksal boyutu bağlamında seçimle ilgili 1913 Atina Antlaşması ile 2345/1920 sayılı yasadan bazı hükümleri aktardım

Neden iğneyi kendimize?

Devrimci Mehmet Hilmi Yeni Adım gazetesinde Yunan Hükümeti’ni eleştirmekte ve şöyle demektedir:

“Memleketimizde Türk halkının bütün muhalefetine rağmen başımıza oturtmak için firariler arıyor. Firariler buluyor. Bunların yanına da ikişer üçer kişi, iyiyle kötüyü ayırt edemeyecekleri doldurup, onlara ‘Evetçilik’ ettiriyor. Böylelikle buradaki Türk halkının hukukunu mütemadiyen çiğniyor, izzeti nefsi mütemadiyen kırılıyor, haysiyetine mütemadiyen tecavüz olunuyor.”

Yunan Hükümetleri firarilere kol kanat gererken, aşağıda görüldüğü üzere, Gazi Mustafa Kemal Yunanistan’a dostluk elini uzatmıştır.

Gazi Mustafa Kemal, Yunanistan geçici Reisicumhuru Amiral Pol Kunduriotis’e 2 Temmuz 1924’te gönderdiği mektupta, iki genç Cumhuriyetin çıkarlı için dostluğun önemine vurgu yapmış, çalışma ve gayretlerinin tamamen Türk-Yunan dostluğunun ortaya çıkmasına yönelik olacağının güvencesini vermiştir.

Venizelos 1930 yılının Ekim ayı sonlarında Ankara’ya yapacağı resmi ziyaret öncesi Türk azınlığına karşı tutumunu olumlu yönde değiştirmeye başlamıştır.

22 Şubat 1930 tarihli Yeni Adım gazetesinde Venizelos’un, “Batı Trakya Türklerinin hukukunun teslim edilmesi ve nasıl bir yasa gerekiyorsa hazırlanması gerektiği” ile ilgili sözlerine yer verilmiştir.

Mehmet Hilmi Batı Trakyalı Türk milletvekillerine seslenmiş, Atina’ya giderek Meclis’e verilecek cemaat ve müftülüklerle ilgili nizamnameleri incelemelerini, bunların azınlık için en uygun şekle getirilmelerini önermiştir. 8 Mart 1930 tarihli nüshasında, “Bilhassa şu cemaat ve müftü intihabı kanunlarını kendimiz toplanarak tespit etmeli, mebusların eline vermeliyiz. Şimdilik millete yapılacak bundan daha büyük iyilik zor bulunur. ” çağrısını yapmıştır.

Ne yazık ki, böyle bir toplantı yapmayı Azınlığımız ne geçmişte başardı, ne de günümüzde yapmak için içten ve ciddi bir niyet göstermemektedir.

Bu gerçekler karşısında iğneyi kendimize batıralım, ayılalım ve uygar bir Azınlığa yakışır bir olgunluk içinde bu konuları istişare edip, her iki tarafa demokratik hukuk devleti sorumluluklarına duyarlılığımızı gösterelim derim.

Sesleniyorum, duyan var mı?

İLGİLİ HABER

Ömeroğlu: ‘Seçilmiş’ müftü İbrahim Şerif doğruyu neden söylemiyor?

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.