SYRIZA hükümeti neden Ortodokslar ile Müslümanlar arasında ayrımcılık yapıyor?

Başbakan Aleksis Tsipras ile Başpiskopos İeronimos arasında gerçekleşen görüşmede Yunanistan Kilisesi’ne bağlı olarak görev yapan ve devlet memuru olarak maaşları ödenen Hristiyan Ortodoks din adamlarının bundan böyle devlet memuru statüsünden çıkarılarak özerk bir yapılandırma ile finanslarını sürdürmeleri kararlaştırıldı.

Başbakan Tsipras, Başpiskopos İeronimos ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, devletin Yunanistan kilisesine karşı olan mali yükümlülüklerini devam ettireceğini, ancak Ortodoks din adamlarının artık “devlet memurluğu” statüsünden çıkarılacağını açıkladı.

BATI TRAKYA’DA TAM AKSİ UYGULANIYOR!

Başbakanın bu açıklamaları akıllara Batı Trakya’da SYRIZA hükümetinin tam aksi yönde yürüttüğü son uygulamaları getirdi. Batı Trakya’da müftüler ve müftü naipleri, devlet memuru statüsünde devletten maaş alıyor ve Doğu Makedonya Trakya Sekreterliği tarafından tayin edilen ve Eğitim Bakanlığına bağlı basit bir “genel müdür” olarak görev yapıyorlar.

Geçtiğimiz ay SYRIZA hükümeti, Müslümanların dini liderleri olan müftüleri, “DEVLET MEMURU” oldukları gerekçesiyle bir kamu birimi tarafından atanmasını ve istediğinde görevden alınmasını gerçekleştirmişti. Yine Batı Trakya’daki müftülüklerle ilgili kısa süre önce SYRIZA hükümeti parlamentoda müzakereye sunduğu yeni bir kanunla müftülüklerin kendine özel işleyişini ve muamelat kısmını tamamen ortadan kaldırarak müftülükleri basit devlet ofisi şekline sokup DEVLETLEŞTİRME adımını atmıştı. Yine geçtiğimiz haftalarda SYRIZA hükümeti Batı Trakya’da 240 din öğreticisi memur alımına gitmişti.

Başbakan Tsipras’ın Ortodoks Kilisesi din adamlarını devlet memurluğundan çıkarmak isterken Batı Trakya’daki müftülüleri devlet memuru olarak devam ettirmesi SYRIZA hükümetinin büyük çelişkisi olarak yorumlanıyor.

Başbakan Tsipras Ortodoks kilisesine vermek istediğinin aynısını, Batı Trakya’daki müftülere ve müftülüklere de vermeli.

Aynı zamanda bu gerek Yunanistan’ın anayasal düzenlemeleri ve dini özgürlükleri ile ilgili maddelere gerekse de uluslararası anlaşmalara işte o zaman tamamen uygun olacaktır.