Yüzde meydana gelen şişme ve pembeleşmeyi ciddiye almakta fayda var. Çünkü yüzde şişme ve pembeleşme, beyin felci ve kalp krizi riskini de beraberinde getiren Cushing sendromunun bir işareti olabilir.
Stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun vücutta aşırı yükselmesi, Cushing sendromuna neden olabiliyor. Yüzde pembeleşmeyle birlikte damarların belirgin hale gelmesi, anormal kilo alınması, sivilcelenme ve saç dökülmesi gibi belirtilerle kendini gösteren Cushing sendromu, tedavi edilmediği takdirde beyin felci ve kalp krizi riskini artırabiliyor.
Cushing sendromu farklı hastalıkların tedavisi sırasında da ortaya çıkabilen bir durumdur.
Kan basıncının düzenlenmesine, kalp damar sistemi fonksiyonlarının normal tutulmasına, strese cevapta, karbonhidrat, yağ ve proteinlerin enerjiye dönüşümünde yardımcı olan kortizol hormonunun böbrek üstü bezlerinden fazla üretilmesinin Cushing sendromuna neden olabilmektedir.
Beyindeki hipofiz bezinin böbrek üstü bezini uyaran hormonunun fazla üretildiği durumlarda da ortaya çıkabilmektedir. Kortizol hormonu bazı romatizmal hastalıklarda, eklem iltihaplarında, organ nakli yapıldıktan sonra organ reddini engellemek için kullanılan kortizon ilaçlarının etkisiyle yaşanabilmektedir. Tedavi amaçlı kullanılan kortizonun Cushing sendromuna neden olabilmesi için uzun süre ve yüksek dozlarda kullanılması gerekmektedir.
YÜZDE “AY DEDE” GÖRÜNÜMÜ OLUŞTUYSA…
Cushing sendromunun en karakteristik belirtisi “ay dede” yüzü denilen yüzün kilolu, şiş ve pembe bir görünüm alması. Yanı sıra;
• Anormal kilo alma,
• Adet düzensizlikleri,
• Bel çevresinde anormal kalınlaşma,
• Kemiklerde erime ve kaslarda zayıflık,
• Tansiyon yükselmesi,
• Sivilcelenme, saç dökülmesi ve tüylenme,
• Yorgunluk ve bitkinlik,
• Omuzlar arasında yağ dokusu,
• Kolay moraran zayıf ve narin cilt,
• Damarların belirginleşmesi,
• Bel ve diz ağrıları,
• Tansiyon ve kolesterolün yükselmesi,
• Karaciğer yağlanması, mide ülseri, bağırsak hareket bozuklukları da sendromun diğer belirtileri olabiliyor.
KALP KRİZİ RİSKİNİ ARTIRABİLİR
Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla ortaya çıkan Cushing sendromu, genellikle 20-40 yaş aralığında görülüyor. Kesin tanıyı koyabilmek için kortizol ve ACHT hormonlarının ölçülmesi gerekiyor.
Hormon oranlarında anormal bir yükseklik belirlenirse bunun geçici bir durup olup olmadığı tespit etmek için ikinci bir tetkik yapılabildiğini aktaran Dr. Yılmaz, “Kortizol hormonunun nereden salgılandığını bulmak için ayrıca test ve MR gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır. İç organlardaki yağ dağılımını değiştirebilen yüksek oranda kortizol; karaciğer yağlanması, insülin direnci, şekere eğilimi, yüksek tansiyon, beyin felci ve kalp krizi riskini artırabilmektedir” dedi.
TEDAVİDE İLK TERCİH CERRAHİ
Cushing sedromunun tedavisi nedene göre yapılıyor. Radyoterapi, kemoterapi ve ilaç tedavisi uygulansa da ilk tercih cerrahi yöntemle rahatsızlığa neden olan adenomun çıkarılması olduğunu belirten Yılmaz, “Cerrahi yönteme uygun olmayan hastalarda diğer yöntemler tercih edilebilmektedir. Farklı hastalıkların tedavisi için kullanılan kortizonun neden olduğu Cushing sendorumunda verilen kortizon miktarı düşürülerek tedaviye yardımcı olunabilmektedir. Kontrol sağlandıktan sonra ilaç miktarı tekrar düzenlenebilmektedir” ifadesini kullandı.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et