Yunanistan’da ikinci dalgasını yaşadığımız koronavirüs salgını sırasında virüse karşı koruyucu ve fayda sağlayan vitaminlere ağırlık veriliyor.
Uzmanlar kış mevsiminin yaşandığı Avrupa kıtasında vakaların artacağını öngörüyorlar.
Koronaya karşı bağışıklık sisteminin güçlü olması ise önem arz ediyor.. Bu nedenle vitamin kullanımında artış yaşanıyor. Virüse karşı en çok tartışılan ve gündeme gelen ise D vitamini oldu.
İspanyol göğüs hastalıkları uzmanı Marta Castillo’nun bu yöndeki çalışması tartışmalara bir yanıt veriyor.
Mikro besinler ve gıda takviyeleri üzerine araştırma yapan Lübeck’teki Schleswig-Holstein Üniversitesi Tıp Merkezi Beslenme Tıbbı Enstitüsü’nde farmakolog ve profesör olan Martin Smollich yaptığı araştırmaya ilişkin “D vitamini verilen 50 korona hastasından sadece biri yoğun bakım ünitesine alındı. D vitamini verilmeyen deneklerin ise yüzde 50’sinin yoğun bakıma ihtiyacı vardı” diyor.
Prof. Smollich, D vitamininin etkinliği hakkındaki soruyu gerçekten cevaplayabilmek için grupların olabildiğince özdeş bir şekilde oluşturulması gerektiğini ifade ediyor.
Smollich, “D vitamini alan gruptaki deneklerin yalnızca yüzde altısı şeker hastasıydı. Oysa plasebo verilen diğer gruptaki hastaların yüzde 19’u diyabetten muzdaripti” bilgisini aktarıyor.
D vitamini verilmeyen katılımcıların yüzde 57’si yüksek tansiyon hastasıydı. Diğer grupta, deneklerin sadece yüzde 24’ünde yüksek tansiyon vardı.
Smollich şunları söylüyor: “Covid-19 söz konusu olduğunda, hem diyabetin hem de yüksek tansiyonun şiddetli bir seyri destekleyen risk faktörleri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, D vitamini almayan gruptaki hastaların yoğun bakım ünitesine daha sık gitmeleri şaşırtıcı değil.”
Metodik olarak bu kadar tutarsız şekilde yapılan bir araştırma, kontrol grubundaki deneklerin D vitamini eksikliğinden mi yoksa önceden ciddi hastalıkları olduğu için mi daha sık yoğun bakıma alınmak zorunda kaldıkları sorusunu yanıtlamıyor.
Bugüne kadar yapılan çok sayıda başka araştırma ve inceleme, D vitamininin Covid-19 enfeksiyonunun seyri üzerinde önemli bir etkisi olmadığı sonucuna varmıştı.
Gießen Üniversitesi Beslenme ve Bağışıklık Sistemi Profesörü Anika Wagner, “Besinler, bağışıklık sisteminin çeşitli seviyeleri için önemlidir. Besin eksikliği, bağışıklık sisteminin çeşitli savunma mekanizmalarını zayıflatır ve patojenlerin hasara uğramasını çok daha kolay hale getirir” diyor.
Peki bağışıklık sisteminin kusursuz işlemesi için gıda takviyesine ihtiyaç var mı?
Prof. Wagner, “Prensip olarak, beslenme ihtiyaçlarınızı günlük doğal gıdalarla karşılamanızı tavsiye ederim” diyor. Wagner, “Obez insanlar genellikle yüksek enerji yoğunluğuna sahip olan, ancak yalnızca birkaç mikro besin içeren gıdaları tüketiyor. Bir süre sonra obez kişide şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi hastalıklar da oluşabilir” ifadelerini kullanıyor.
Yetersiz ve dengesiz beslenme bağışıklık sistemini zayıflatırken, obezite, diyabet ve yüksek tansiyon gibi faktörler şiddetli bir Covid seyrinin de yolunu açabiliyor.
Bu noktada Martin Smollich, “D vitamini eksikliği, Covid -19 riskini artıran hastalıklarda ve yaşam koşullarında yoğun şekilde ortaya çıkar; yani yaşlılarda, obezlerde veya tip 2 diyabet hastalarında” diyor.
Smollich, “Nihayetinde korona salgını, yanlış ve dengesiz beslenme kaynaklı hastalıkların neredeyse olağan hale geldiği bir toplumu vurdu” açıklamasını yapıyor.
Prof. Anika Wagner de “Bağışıklık sisteminin özellikle yaşlılıkta çok iyi çalışmadığını ve D vitamini sentezinin de azaldığını biliyoruz” diyor ve burada gıda ve vitamin takviyeleri üzerinde düşünmenin gerekebileceğine dikkat çekiyor.
Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) de aynı sonuca vararak, yaşlı ve kronik hastalığı olan insanlar için D vitamini takviyesi öneriyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et