Bilgi çağında yaşıyoruz ve onlarca bilgiyi hafızamızda tutmamız gerçekten çok zor. Ancak bunu gerçekleştirmek aslında düşündüğümüzden çok daha basit olabilir.
Bilim insanlarının da destekleyici bir tedavi şekli olarak kabul ettiği aromaterapi(bitki yağları ve özleriyle yapılan tedavi türü) buna en güzel örneklerden biridir. Bu yöntemin işe yaramasının nedeni ise koklama sistemini yoğun bir şekilde harekete geçirmesi ve bu sistemin beyinle doğrudan bağlantılı olmasıdır. İkisi birbirine bağlı olduğu için birçok bilim adamı aroma terapiyle ilgilenmiştir.
Koklama ve Hafıza
Hafızaya bağlı algılarla, özellikle kokuyla, ilgili birçok araştırma vardır. Çoğu insan istemli veya istemsiz etrafında kokladığı şeylerle ilgili anılar oluşturmaktadır. Ama zamanla uzmanlar, psikoloji biliminin ötesine geçerek kokuya beyinde kimyasal bir etki yaratan güçlü bir uyarıcı gözüyle bakmaya başlamışlar ve koku ve beyine etkisi üzerinde çok araştırma yapmışlardır. İşte bu araştırmaların çoğunda öne çıkan ve hepimizin yakından tanıdığı bir bitki var; “Biberiye.” Biberiyenin hafızayı %75 gibi yüksek denebilecek bir oranda güçlendirdiği çeşitli araştırmalarla meydana çıktı.
Hafızayı Güçlendiren Bitki: Biberiye
Yunan mitolojisi, güzellik ve aşk tanrıçası, Afrodit’i sudan biberiye ile kaplanmış bir şekilde çıktığını tasvir etmiştir. Ortaçağ’da biberiye birçok düğün ve cenaze de kullanılmıştır. 14. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de biberiye Shakespeare’in Hamlet metnin de şaşırtıcı bir şekilde “hatırlama bitkisi” diye anlatılmıştır.
Biberiye Üzerine Yapılan Araştırmalar
Biyolojik açıdan işe yarayan biberiye ile birlikte kullanılabilecek iyileştirici bileşimler vardır. İçerisinde bulunan antioksidanlar radyasyondan ve kanserojen zararlılardan vücudu korumaktadır. Aynı zaman da içinde bulunan kafeik asidin, kafur, rosmanol ve betulin asidin canlı hücrelerle etkileşime geçerek uyarıcı etki yapmaktadır.
Fakat biberiye üzerine yapılan gerçek manada bilimsel araştırmalardan en göze çarpanlarından biri de 1987 yılında yapılmıştır. Planta Medica journal’dan dört araştırmacı, fareler üzerinde bu bitkiyi test ettiler. Sadece biberiye kokusuna maruz bırakılan farelerin kan akışında belirgin bir artış gözlemlediler. Biberiye bitkisinin biyolojik etkilerinin olduğunu gösteren ilk işaretti ama son değildi.
Diğer önemli araştırma ise 1998 yılında gerçekleşti ve International Journal of Neuroscience’da yayınlandı. Bu araştırmada Miami Üniversitesi Tıp Fakültesinden birkaç araştırmacı bitkiyi insanlar üzerinde test etti. 40 yetişkin seçildi ve bir kısmına lavanta bir kısmına da biberiye koklatıldı. Akabinde deneklerden, terapinin öncesinde ve sonrasında matematik problemleri çözmelerini istediler. Sonuçlar şaşırtıcıydı.
Buna göre lavantayı koklayan katılımcıların hepsi kendilerini daha rahatlamış hissettiklerini belirtti ve deney öncesine göre soruları biraz daha rahat çözdüler. Fakat biberiye kullananlarda ise durum farklıydı. Biberiyeye maruz kalanlar kendilerini daha uyanık ve zinde hissettiler ve lavanta grubuna oranla soruları iki kat daha hızlı çözdüler.
2003 yılında ise çok daha kapsamlı bir deney yapıldı. 144 kişilik bir grubu üçe bölen araştırmacılar, bir gruba hiçbir şey koklatmadı, 2. gruba lavanta, diğer grup ise biberiye koklattı. Biberiye kokusuna maruz kalan grup hafıza performansında %75 oranında gayet yüksek ve beklenmeyen bir artış gösterdi.
Biberiye koklamayan grup ise testlerde yaklaşık aynı performansı gösterdi. Bu deney biberiyenin insan beyninde bilişsel güç açısından ne kadar mühim ve etkili bir bitki olduğu ortaya çıkardı. Uzmanlar özellikle 75 yaş üstü insanların düzenli olarak saf biberiye yağını koklamalarının zihinsel sağlık açısından epey faydalı olacağını söylüyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et