Önlerine çıkan her şeyi yiyorlar: Üç bölgede çekirge istilası - Azınlıkça
Yaşam

Önlerine çıkan her şeyi yiyorlar: Üç bölgede çekirge istilası

Önlerine çıkan her şeyi yiyorlar: Üç bölgede çekirge istilası

Son günlerde Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülmeye başlayan çekirgelerle ilgili şikâyetlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

Geçen hafta Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde iki mahalleyi istila eden çekirgeler şimdi de Diyarbakır, Bingöl ve Muş’ta çiftçilerin korkulu rüyası haline geldi. Bölgede popülasyonu artan etçil ve otçul çekirgeler binlerce dönüm ekili alanda zarara yol açtı. Prof. Dr. Ali Satar, “Önlerine gelen her şeyi yiyorlar. Köylülerin doğal mücadele yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Kendi başlarına ilaçlama yapmaları çok tehlikeli” dedi. Bingöl’ün Göltepesi köyü muhtarı Bedri Korkmaz da, “Köyümüzde ne kadar bağ bahçe varsa zarar vermişler. Köyün her tarafını sarmışlar” diyerek bir an önce önlem alınması istedi

Diyarbakır, Bingöl ve Muş’un bazı kesimlerinde popülasyonu artan etçil ve otçul çekirgeler, çiftçilerin adeta korkulu rüyası haline geldi.

Gürcistan, Ermenistan ve İran’da da sık görülen “pholidoptera satunini” olarak adlandırılan çekirge türü, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi, Muş ve Bingöl’de de binlerce dönüm araziye yayıldı. Sürü halinde gezen, boyu 3-7 santimetre arasında değişen çekirgeler söz konusu bölgede binlerce dönüm ekili arazide zarara neden oldu. Tarım ve Orman İl müdürlüklerince ilaçlama çalışması yürütülürken uzmanlar, köylülere bilinçsiz ilaç kullanmamaları yönünde uyarıda bulundu.

‘BU GÖÇ ETMEYEN BİR TÜR’

Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Zooloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, pholidoptera satunini çekirge türünün sürü haline yaşadığını, etçil ve otçul olan bu türün tarım ürünlerine ciddi zarar verdiğini söyledi. Bu türün Türkiye başta olmak üzere Gürcistan, Ermenistan ve İran’da görüldüğüne işaret eden Satar, “Bu göç etmeyen bir tür. Bize gelen örneklerde, Muş ve Kulp arasında yoğun bir popülasyon olduğu, aynı zamanda Bingöl’de de sayılarının arttığını biliyoruz. Yağışlar fazla olduğu zaman bunların yumurtaları daha hızlı açılabiliyor. Çok fazla yavru ortaya çıkıyor ve sürü oluşuyor. Önlerine gelen her şeyi yiyorlar bu, tarım ürünü de böcek de olabilir” diye konuştu.

‘KENDİ BAŞLARINA İLAÇLAMA YAPMALARI TEHLİKELİ’

Köylülerin bilinçsiz ilaç kullanacağını düşündüğünü belirten Satar, “Eğer bu ilaçları kullanırlarsa, arılara da zarar vereceklerdir. Çünkü orada arıcılık da yapılıyor. Bunun için köylülerin doğal mücadele yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Kendi başlarına ilaçlama yapmaları çok tehlikeli. Bunlar ilaçla ölünce, kanatlılar gelip bunları yiyecek, kanatlılar ölecek, birçok canlı zarar görecek. Suya karışırsa insanlara da zarar verip, kanser yapabilir” ifadelerini kullandı.

Satar, bunun çok ciddi zarara yol açacağına dikkati çekti. Genelde 6 ayda ergen hale ulaşan bu türün yumurtalarını bıraktığını, yağmurlar başladığında tekrar sürü haline gelebildiğini dile getiren Satar, “Çiftçilerden bunlarla ilgili çok şikayet geldi. Tarım ürünlerine zarar verdiği belirtiliyor. Bunlar hem etçil hem de otçul hayvanlar. Aldığımız haberlere göre Bingöl’de istila başlamış” dedi.

BİNGÖL’ÜN 35 KÖYÜNDE EKİLİ ALANLARA ZARAR VERDİLER

Bingöl’ün 35 köyünde de bu çekirge türünün ekili alanlara görüldüğü belirtildi. Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi Mustafa İlçin de çekirgelerin yaygın görüldüğü merkeze bağlı Göltepesi köyündeki ekili alanlarda inceleme yaptı. İlçin, bölgede etkili olan çekirgelerin hem otçul hem de etçil bir tür olduğuna işaret ederek, bu tür ile kimyasal yerine biyolojik mücadele edilmesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.

İlaçlı mücadelenin kalıcı bir etkisi bulunmadığını savunan İlçin, şunları söyledi: “Bu tür üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çekirgeler başta bahçeler olmak üzere tarım arazilerinde ciddi anlamda zarara yol açmakta. Başta iklimsel değişimler olmak üzere kimyasal maddelerin fazla kullanımının da sayılarını artırdığını görüyoruz. Süreç içinde sayıları gittikçe artıyor. Kimyasal mücadele herhangi bir fayda vermez. Biz daha çok biyolojik mücadelenin fayda vereceğini düşünüyoruz. Biyolojik mücadelede de keklik, leylek, saka kuşu ve benzeri kümes hayvanları ile bu türe karşı etçil olan diğer çekirge türlerinin kullanımının da ciddi anlamda netice vereceğini inanıyorum.”

‘NE KADAR BAĞ BAHÇE VARSA ZARAR VERMİŞLER’

Göltepesi köyü muhtarı Bedri Korkmaz, köyde görülen çekirgelerin özellikle sebze fidelerine büyük zarar verdiğini, ilaçla mücadeleye rağmen, etkilerinin sürdüğünü söyledi. Korkmaz, “Köyümüzde ne kadar bağ bahçe varsa zarar vermişler. Çekirgeler köyümüze baskın yapmışlar. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden geldiler. Allah devletimizden razı olsun. İlaçlama yapıldı ancak bunlar bitmedi. Köyün her tarafını sarmışlar. En kısa zamanda önlem alınmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Köyde yaşayan Abdulsamet Bakal da çekirgelerin ekinlerde zarara neden olduğunu anlatarak, “Çekirgeler bir şey bırakmamışlar. Yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi.

KAYNAK

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.