Batı Trakya’nın Rodop ilindeki seçim sonuçlarına odaklanan yeni bir tartışma turu ve Azınlık insanı, Yunanistan’ın merkezi siyasi sahnesini işgal ediyor.
Dora Bakoyanni’nin Rodop dağlık bölgesindeki köyleri gezerken söyledikleri tartışmanın fitilini ateşledi.
Bakoyanni’nin Hacıören’de (Virsini) tepkilere yol açan konuşması, şöyleydi:
‘Çok hayal kırıklığına uğradığımı kabul ediyorum. Ve anlamadım. Ve doğrudan söylemek istiyorum. Anlamadım ve beni çok zor bir duruma soktunuz, bunca zaman boyunca, azınlığın çeşitli meselelerinde ve partiler arası komisyon başkanı olarak her konuştuğumda diğer milletvekilleri bir arasında sizi savundum. Ve bunun yerine SYRIZA’ya oy verdiniz. Size söylediğim doğru. Bu yüzden yardım istiyorum. Destek istiyorum. Çünkü sen beni desteklemezsen ben de seni destekleyemem. Yani, net şeyler.’
Bunun üzerinse SYRIZA partisi, Dora Bakoyanni’yi yaptığı açıklama vesilesiyle topa tuttu.
Bakoyannis’nin söyledikleri SYRIZA tarafından azınlığa bir şantaj olarak yorumlandı. SYRIZA açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
‘Sayın Miçotakis’in günlerce Müslüman azınlığı hedef alıp, gerilim ve kutuplaşmaya yatırım yaparak SYRIZA’ya oy veren 20.000 Yunan vatandaşının oylarını yok saymaya çağırmasının ardından, sayın Bakoyanni, şu sözlerle azınlığa amansızca şantaj yapmak için Trakya’yı ziyaret etti: ‘Bizi desteklemezseniz, işler çok zor olacak. Sana vermeye geldiğim mesaj bu’.
Sayın Miçotakis, bu uygulamalarla birlikte istihbaratçı zihniyetiyle sözde Türk yetkililerin ‘gizli ziyaretleri’ne dair sızdırdığı ‘bilgi’lerle bölgeyi başka karanlık günlere döndürmeye çalışıyor. Karşısında SYRIZA’yı ve her demokratik yurttaşı bulacaktır.’
Tartışmaya PASOK-KINAL lideri Nikos Andrulakis de katıldı ve şunları söyledi:
‘Seçim öncesi bir dönemde olduğumuz ve bu hassas bir ulusal mesele olduğu için Sayın Miçotakis ve Sayın Çipras gün içinde net açıklamalar yapmalı ve tehlikeli maceralara son vermeli.
Birincisi, Yunanistan Parlamentosu’nda Lozan Antlaşması’nı sorgulayan Hristiyan veya Müslüman bir milletvekili bulunmamalıdır.
Bir ‘Türk’ azınlığa değil, bir Müslümana atıfta bulunan Lozan Antlaşması, daha geniş bir bölgede uzun yıllardır barış ve refahı belirleyen şeydir. Bunu sorgulayan herkes ülkemizin aleyhine çalışıyor.
İkinci nokta, SYRIZA geçen yaz müftü değişikliği yasasını neden oylamadı sorusuna cevap vermeli.
Ve üçüncü nokta, 1960’ların sağcı bir siyasetçisi olarak, sayın Bakoyanni’nin sahip olduğu deneyimle Trakya’ya gidip Hristiyan ya da Müslüman Yunan vatandaşlarına böyle konuşmasını asla beklemiyordum. Yayınlanan videoda duyduğum sebep tüm Yunan halkını rahatsız ediyor ve sayın Bakoyanni’nin de gün içinde düzeltme yapması gerektiğine inanıyorum’.
Hemen ardından ND Başkanı Miçotakis, bir televizyon röportajında söyledikleriyle çatışmayı daha da körükledi:
‘Sayın Çipras’a seçimlerden önce resmi olarak Gümülcine’deki Türk konsolosluğunun aslında iki SYRIZA adayının lehine kampanya yürüttüğü bilgisi verildi, ancak kendisine önerilenin tam tersini yapmayı seçti. İşler çok ciddi, azınlığın Türkiye tarafından daha fazla araçsallaştırılmasını kabul etmeyeceğim. Türkiye’nin ülkemizin iç işlerine karışma hakkı yoktur. Bu kadar sert müdahale uygulamalarına son verilmeli ama bunun için de tüm tarafların işbirliği gerekiyor. İki adayın yapabileceği en azından ortaya çıkıp ‘Türk’ azınlığı değil, Müslümanları temsil ettiklerini söylemek.’
Miçotakis, ayrıca, SYRIZA liderine Rodop ve İskeçe’deki iki adayı milletvekili adayı göstermemesi, bunların Türk Konsolosluğu ile bağlantılı oldukları yönünde özel rapor sunulduğunu da vurguladı.
ND başkanının sözlerine SYRIZA’nın tepkisi gecikmedi:
‘Sayın Miçotakis, Trakya’daki Müslüman azınlıkla ucuz seçim öncesi oyunlar oynamaya devam ediyor ve bu sefer Milli İstihbarat Teşkilâtı’nı (EYP) bile seçim öncesi arenaya katıyor. Etkilenmedik. Siyasi sistemin yarısını ve siyasi muhaliflerini EYP’e izleten Başbakan’dı, kendisine uygun bir seçim öncesi anlatısı oluşturamaz mıydı? Ama bu yol ülke olarak zarar verici ve kaygan. Onu seçen kişi büyük bir sorumluluk üstlenmiş olur. Bugün azınlığa ND’ye oy vermezlerse kendileri için iyi olmayacağı konusunda acımasızca şantaj yapan Sayın Miçotakis’in ablası, Sayın Dora Bakoyanni, 2012’de kendi partisiyle seçime gitti. Ülke çapında yüzde 2,56 oy alırken, Rodop’ta yüzde 18 aldı. O zaman Türk Konsolosluğunun seçilmişi kendisi miydi? Erdoğan’la herhangi bir iş yapmış mıydı? Millete ihanet etti mi?’
ND Basın Sözcüsü Akis Skerços ise, verdiği yanıtta, ‘SYRIZA kelimelerle oynuyor ve beyazı siyaha çeviriyor. Her zaman olduğu gibi. Rodop’ta hangi partiye oy verildiği umurumuzda değil. Yeter ki ‘Türk’ azınlığı temsil etmesin. Bu kırmızı çizgi ve SYRIZA bunu ihlal etti. Parlamentodaki temsilcilerimizin Türk konsolosluğu çalışanı olmaması milli bir meseledir.
SYRIZA, seçimlerden ÖNCE kendilerine resmi olarak iletilen uyarıları ve bilgileri görmezden geldi ve ateşle oynamaya devam ediyor. Dora Bakoyanni’den tutun da azınlık meselelerinde onlarca yıldır çok önemli ve diyakronik bir role sahip olan EYP’e bile karalamada bulunuyor’ dedi ve ekledi:
‘Bu nedenle, topu taca atmak yerine, SYRIZA ve iki adayının tek bir soruya cevap vermesi gerekiyor: Müslüman mı, yoksa ‘Türk’ azınlığın mı oyunu temsil ediyor ve sahipleniyorlar? Her iki adaydan da basit ve net bir cevap istiyoruz.’
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et