Yunanistan’da kiliseye hiç gitmediğini söyleyenlerin oranı 2018’de yüzde 10,2 iken bugün yüzde 19,5’e yani neredeyse iki katına çıkmış durumda.
Din ile ilişkimiz manevidir. Peki, bu toplumlarımızın evrimiyle bağlantılı mı? Devlet aygıtının veya çevremizdeki toplumların bize verdiği güvenlik veya koruma duygularıyla bağlantılı mı? Derin ve köklü mü? Yüzeysel mi ve her birimize özel mi?
Afrika’dan ABD’ye, Asya’dan Hindistan’a veya Kanada’ya kadar insanlar dindarlığa farklı yaklaşıyor ve cevapları çoğu zaman bizi şaşırtıyor.
Örneğin, dini mezhepten bağımsız olarak, Almanya’da yüzde 34,4’lük bir oranın artık dini yerlere (kiliseler, tapınaklar, vb.) ‘biraz ile çok güvendiklerini’ söylediğini, ve bu oranın İngiltere’de yüzde 40,6 ve ABD’de yüzde 53,1 olduğunu biliyor muydunuz?
Ya da ‘Tanrı’ya inanıyor musunuz?’ sorusuna ABD’de yüzde 81,2, Rusya’da yüzde 77,4, Kuzey İrlanda’da yüzde 68,2, Kanada’da yüzde 58,5 veya Almanya’da yüzde 55,7 oranında evet yanıtını verildiğini?
Bu uluslararası ‘dini arka planda’, Yunanlıların büyük bir yüzdesi dinin yaşamlarında çok önemli olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte, dini duyguları tarihsel olarak Yunanlıları bir ulus olarak tanımlamış olsa da, son yıllarda kendilerini ‘kiliseden’ uzaklaştıran daha büyük oranda vatandaş var.
Bu, Yunanlıların yüzde 78,7’sinin Tanrı’ya inandığı, yüzde 53,4’ünün dine çok yakın hissettiği ve üç Yunandan 1’inin ayda en az bir kez kiliseye gittiğinin göründüğü en son kamuoyu anketlerine (DiaNEOS tarafından en son bir yıl önce yayımlandı) yansıyor.
Bununla birlikte, daha önceki araştırmalara göre, Ortodoks dini ike ilgili duyguların ve Kilise ile bağların yavaş ve kademeli olarak azalma eğilimi gözlemlenmektedir. Nitekim 2018-2022 döneminde Tanrı’ya inananların yüzde 6 oranında azaldığı, bugün dinden uzak olduğunu beyan edenlerin ise buna karşılık gelen bir oranda arttığı görülüyor.
Diğer bir deyişle, Yunanistan’da kiliseye hiç gitmediğini söyleyenler 2018’deki yüzde 10,2’den bugün yüzde 19,5’e yani neredeyse iki katına çıkarken, yılda bir kereden daha az kiliseye gittiklerini söyleyenler de önemli ölçüde artarak 2018’deki yüzde 10’dan 2022’de yüzde 17,5’e ulaşmış durumda.
Uluslararası düzeydeki sorun, Dünya Değer Araştırması Derneği (WVSA) tarafından 1981 yılında başlatılan ve o zamandan beri dünyanın dört bir yanındaki düzinelerce ülkede yürütülen uzun vadeli bir çalışma olan Dünya Değerler Araştırması (WVS) tarafından ele alınmaktadır.
Toplam 64 ülkenin katıldığı bu son araştırmanın verilerinden, Kilise’nin bir kurum olarak güvenimizi kazanmaya devam ettiği ortaya çıktı.
Yunanistan’da, katılımcıların yüzde 65,4’ü Kilise’ye epey fazla güvendiklerini belirtti.
Bununla birlikte, Atina Üniversitesi’nde Sosyoloji doçenti Panagis Panayotopulos ‘Yunanistan’da bir yıl önce yaptığımız son ölçümlerde dini duygularda bir gerilemenin işaretlerini gördük, ancak bu, ülkemizde önceki yıllarda dini konularda ortaya çıkan çok yakın ilişki (neredeyse ‘zorlama’) ile kolayca açıklanabilecek bir şey’ diyor.
Artık ülkemizde de büyük ölçüde kaydedilen bu trend değişimi, ağırlıklı olarak gençlerden kaynaklanmakta.
Panayotopulos, ‘Sosyallik meselelerinde daha ileri bir kozmopolitanizmden, tarihsel zamanda gecikmiş ve artık modern yaşam tarzlarımıza tekabül eden bir sekülerleşmeden bahsedebiliriz’ diyor ve ‘Yunanistan, gelenekten moderniteye yavaş ama istikrarlı bir geçiş aşamasındadır’ diye ekliyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et