Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında dünya gündeminin en önemli maddelerinden biri olan gıda krizi insanlığı tehdit etmeye devam ediyor.
Bu kriz son yıllarda görülen ilk gıda krizi olmamakla birlikte, geçmişte de, 2011 yılında Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da baş göstermişti.
Gıda krizinin ve fiyatlardaki sıçramaların temelinde ise iki birbiriyle bağlı ve birbirini tetikleyen eksen yatıyor: Ekolojik sorunlar ve enerji sorunları.
Bir yandan iklim değişikliği nedeniyle oluşan doğan afetler yüzünden tonlarca mahsül yok olurken, diğer yandan üretim için gerekli enerjide eksiklik oduğundan ülkeler doğaya zarar veren (linyit kömür, doğalgaz sondajları vs) enerji kaynaklarına yöneliyorlar.
Tüm bunlara ek olarak son günlerde gelen Ukrayna işgali de tuz biber olmuş durumda.
Öte yandan şirketlerin borsada oynadığı oyunlar ise adeta kaderimizi belirliyor.
Kesin olan tek bir şey varsa, o da bu gıda krizinin geçiçi olmadığı, kalıcı olarak hayatımıza girdiği.
Sonumuz hayır olsun.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et