Tütüncülere yaşamlarını kazanabilmeleri için 12 alternatif fikir - Azınlıkça
Yunanistan Batı Trakya Haber

Tütüncülere yaşamlarını kazanabilmeleri için 12 alternatif fikir

Tütüncülere yaşamlarını kazanabilmeleri için 12 alternatif fikir

Tütüncülere yaşamlarını kazanabilmeleri için 12 alternatif fikir
Nihat Tsolak  

Çocukluğumdan beri tütüncülük hayatımın bir parçası oldu. Gerek Yahyabeyli’de, gerekse Kalfa’da, uzun yıllar boyunca tütün toplayıp dizdim.

Hatırlıyorum Kalfa’dan rahmetli dedemle, lucus lambası ile tütün kesmeye giderdik, bu neredeyse 50 yıl önceydi. Şimdi 50 yıl sonra aynı şekilde tütüncülük devam ediyor, ama aynı hayat şartları o zaman olduğu gibi devam etmiyor. Sigara içmememe rağmen, hala arada sırada bir tütün kolonyası sürüyorum, bana o eski günleri hatırlatıyor.

Bir defasında Yahyabeyli’de tütün dizerken, komşumuz Zeynep abla gelip bize tütün dizmekte yardımcı olurdu. Kardeşimle bana uzun uzun masallar anlatırdı. Hatta o masallardan birinde o kadar korkmuştum ki, aklımda kalmış. Kısacası masal şöyle: Bir evde bir bahçe varmış. Bu bahçede sabaha kadar bir ölü çıkarmış. Bu ölünün kafası önde gidermiş, gövdesi arkada. Ölünün gövdesi her gece kafayı arayarak bahçenin etrafından dolanırmış. Bu masalın bir anlamı var gibi geliyor bana. Kısacası, bazen gözümüzün önünde olan şeyi görmeyip, gördüğümüz yolu takip edip gidiyoruz.

Her gün tütün dizerken kesintisiz, saat 12-1 arası, radyoda, Sofya’dan yayın yapan Bulgaristan devlet radyosundaki Türkçe yayınlarını hiç kaçırmazdık. Çiftçilere yapılan yeni yatırımlar ve kaç ton ürün yetiştirildiğine dair uzun haberlerden sonra, Kadriye Latifova’nın şarkılar programını beklerdik. Kadriye Latifova, “Alişimin kaşları kare…” diye başlardı ve “Lamba şişesiz yanmaz mı…”, “Evlerinin önü handır ….” diye devam ederdi. Hala arada sırada, gözlerimi kapatıp dinliyorum, sanki aradan bir gün bile geçmemiş gibi…

 

 

Köylerimizdeki tütüncülük zamanı geldi ve geçti, tütüncülük oyalanmak için iyi, yaşam kazanmak için artık hiç mi hiç değil. Bu aşağıdaki öneriler belki bazılarımız için çok uç ve tutarsız da görünebilir. Kaybedecek bir şeyiniz olmadığı zaman deneseniz ne kaybedersiniz? Size şu anda aklıma gelen 12 tane fikri sunuyorum, daha fazla fikri ve deneyimleri olanlar lütfen yazsın ve paylaşsın.

1. Sigara için üretilen tütünün satışı azalmış olmasına rağmen, kimyasal nikotine ihtiyaç çoğalmıştır. Nikotin son moda olan elektronik sigara ve enerji veren içkiler için kullanılıyor. Tütününün nikotin üretimi için satılması araştırmaya değer.
  

2. Neredeyse bütün havaalanlarında satılan ve satışları sürekli artan tütünden yapılan başka bir ürün ise puro. Ne kadar zor bu puro üretimini yapmak acaba? Sigara içmeyenler, arada sırada puro içerler. Puro bir zenginlik, bir varlıklı olduğunu gösterme simgesi, parası olan, ya da zengin olduğunu göstermek isteyen, ya da para yakmak istiysen puro içiyor.   

3. Her köyde, en azından yılda, iki ya da üç festival düzenlenmesi.  Eskiden hıdrellez festivalleri oluyordu, bu festivaller aracılığıyla köylere diğer köylerden ve dışarıdan turist gelecek, ve köyde tabi yemek içmek için para harcayacaklar. Eski adetlerimizi hatırlamaya başlayarak, köylerde ekonomik faaliyet geliştirilebilir.

4. Köylerimizde bugünlerde en zengin olanlar emekçilerdir. Emekçilere yardımcı olacak, bakıcı, temizlikçi ya da gerekli işlerini yapacak gençlere ihtiyaçları var. Emekçiler için nasıl bir miktar para karşılığında bir servis geliştirilebilir?

5. Gurbetçiler köylerinde nasıl yatırımda bulunabilirler ve dışarıda edindikleri tecrübelerini nasıl kullanabilirler? Eskiden her köyün bir ağası vardı. Bizim Yahyabeyli’de eskiden Yahya Bey varmış, şimdi yeni köy ağalarımız ne gibi köylerine yatırımda bulunup gencilere iş verebilirler?

6. Evlerinizde, boş olan bir odayı https://www.airbnb.gr/ aracılığıyla turistlere kiraya verin. Yunanistan’da bu site çok kısa zamanda gelişerek büyük bil ilgi gördü ve kabullenildi. Hatta geçen yıl Selanik’e gittiğimde Arbnb ar aracılığıyla bir hanfendinin odasında kaldım. Trakya köylerini ziyaret edip ve oradaki hayatı ilk elden görmek isteyen bir sürü turist olduğunu sanıyorum, gerek Türkiye’den gerekse de başka ülkelerden. Kullanılması çok basit bir site, size yardımcı olabilecek, köyünüzde internet uzmanı bir sürü genç eminim vardır.

7. Köylerimiz yavaş yavaş şehirleşiyor, neden her bir köyde bir köy pazarı olmasın? Belirli bir gün köy ortasında köydeki herkes satmak istediği şeyleri ortaya çıkarıp satabilir. Köy kahvesinin önü böyle bir köy pazarı için ideal bir yer. Kahve sahipleri böyle bir girişimde bulunabilirler.

8. Köylerimiz meyve ağaçlarıyla dolu, incir, armut yada ayva gibi. Çoğunda bu meyve ağaçlarındaki meyveler yenmeyip atılıp, ziyan oluyor. Eskiden kak yapmak diye bir adetimiz vardı. Yani yazın toplanan meyveler kurutulup kış için saklanıyordu. Mesela köylerimizde o kadar çok incir ağacı var ki, incirler, ziyan olup gidiyor. Bu incirler kurutulup pazarlarda satılabilir. Yunanistan Avrupa’ya kuru incir ihraç ediyor, Londra ve Berlin köşe bakkalları Yunanistan’dan getirilmiş incirlerle dolu, herhalde bu incir toptancısını bulmak o kadar zor değildir.

9. Köylerimizde binlerce yıllardan beri zeytin ağaçları var ve zeytin üretiliyor. Son yıllarda Yunanistan’da üretilen zeytin yağına cok daha fazla ilgi var, üretim tüketime yetmiyor. Bu daha bir uzun vadeli yatırım, zeytin yağına uzun vadede istek daha fazla çoğalacağından şüphe yok.

10. Eskiden daha fazla üzüm üretilirdi, Kalfa’da pekmez yaptığımız günleri dün gibi hatırlıyorum. Üzüm hala tüketiliyor, ya sirke, ya rakı ya da şarap üreticilerine satılması için daha fazla üretilebilir.

11. Tatlılarda en fazla kullanılan kuru yemiş, koz. Yunanistan yeterince koz yetiştirmediğinden ya Türkiye’den, yada Fransa’dan ithal ediliyor. Avrupa en fazla koz üreten ülkeler arasında Fransa geliyor. Daha fazla koz ağacı ekilip satılabilir.

12. En son aklıma gelen, tütün yetiştiren her üreticinin bir serası var, tütünleri kurutmak için ve de nemli tutmak için yer altında olan bu seralar mevsim dışında üretilebilecek meyveler için kullanılabilir. Mesela domates, Hollanda Avrupa’da en fazla domates üreten ülke ve hepsi de seralarda üretiliyor.
  

İngilizlerin çok kullandığı bir deyim vardır: “desperate situations require desperate measures”, yani “umutsuz durumlar, umutsuz önlemler gerektirir”.

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et