Yunanistan’daki mali buhran en az 10 yıl sürecek!

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Marcel Fratzscher Yunanistan ile ilgili analizlerini Deutsche Welle gazetesiyle paylaştı.

Geçen hafta Eurogrup toplantısında Yunanistan’ın kreditörleriyle anlaşma sağlamaması üzerine “drahmiye dönme” ikileminin henüz aşılamayacağını dile getiren Fratzscher “Reformlar uzun vadede gerekli. Kısa vadede ise sosyal açıdan zayıf olanlar için ekonomik bedeli var. İkilem bu. Reformlar doğru ancak önümüzdeki bir iki yıl için başta sosyal açıdan zayıf olanlar olmak üzere insanlar ciddi mahrumiyetler yaşayacak. Programın devam etmesinden başka alternatif göremiyorum. Öyleyse, troyka ile Yunan hükümeti arasındaki çatışma devam edecek. Ayrıca, Yunanistan’a yönelik yardımın 2018 sonrası da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesini yatı.

Euro’dan çıkanın Yunanistan için gerçekten bir tercih olup olamayacağı konusunda ise Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü “Bu tercih bütün üye ülkeler için özellikle de Yunanistan için en kötü tercih. Ne ekonomisi daha rekabetçi olur ne de devlet kurumları daha etkin. Aksine, ülke son yıllarda yaşadığından daha da derin bir krize girer” dedi.

Yunanistan’da krizin sekizinci yılında sermaye kontrolleri var, bankalar kredi vermiyor, ne yerli ne de yabancı yatırımcılar yatırım yapmaktan kaçınıyor. Peki bu kördüğüm nasıl çözülebilir? Bu soruya Marcel Fratzscher “Yunanistan’da bu kördüğüm çok yakında çözülmeyecek. Ne iki ne beş, en azından 10 yıl sürecek bir süreç. Kolay çözümler yok. Yunanistan’daki en büyük sorun ne troyka ne de euro. En büyük sorun vatandaşlarına hizmet etmeyen hükümet ve devlet kurumları. Son tahlilde de başarısız olmalarının sebebi de bu” yanıtını veriyor.

Peki ama ekonomik kalkınma nasıl olacak? Bu konuda ise Fratzscher “Geçmişte de kafamızı çok kez kurcalayan Yunanistan’da özel ticaret bölgesi kurulması fikri var. Şirket kurma ve çalıştırma yolunda daha kolay süreçlerin işleyeceği ve vergiler konusunda indirimler sağlayacak bir bölge. Bu özel teşvik unsurlarıyla yatırımcılara bu bölgeye yatırım yapmanın daha cazip olduğu mesajı verilebilir. Bu şekilde ülkeyi kriz kısır döngüsünde çıkarabilecek fabrikalar ve iş kadroları oluşturulabilir” yorumunda bulundu.

IMF’nin Yunanistan’a yönelik mali uyum programında yer almaya devam edip etmemesiyle ilgili olarak ise Marcel Fratzscher şu görüşleri paylaşıyor:

“IMF Yunanistan programında kalmalı. İki kardeş kavga ettiğinde bir hakeme ihtiyaçları vardır. Bu yüzden bağımsız, özerk ve teknik birikime sahip bir kurum olan IMF’nin rolü önemli. IMF haklı, Yunanistan’ın kamu borcu sürdürülebilir değil. Alman Maliye Bakanı da bu görüşe katılıyor ama bu konu görüşülmeden önce Yunanistan’ın kendisinden istenilenleri yerine getirmesi şartını koşuyor. Bunu da doğru buluyorum. Yunanistan para isteyip reformları reddedemez. Bana göre, yeniden yapılandırma adı verilecek olan Yunanistan’ın borcunun silinmesi an meselesi” ifadelerini kullandı.