İnsanlar soğuklardan çok farklı şekilde etkilenirler. Kiminin elleri üşür, kiminin ayakları buz gibidir, kiminin içi titrer.
Vücudumuzun kıştan en çok etkilenen yeri, dış ortamla sürekli temas halinde olan derimizdir.
Soğuk ve kuru havada, hele de rüzgâr ve ayaz varsa, yüzümüz, burnumuz, kulaklarımız ve ellerimiz… üşümeye, soğumaya ve daha sonra kızarmaya, hatta kaşınmaya ve yanmaya başlar.
Soğukta derimizde bazı anormal reaksiyonlar da görülebilir, “soğuk ürtikeri” bunlardan biridir.
Soğuk ürtikeri
Soğuk hava, kar, yağmura maruz kalanlarda çok sık rastlanan bir rahatsızlık soğuk ürtikeri ya da kurdeşendir.
Bu durum, soğuk hava dışında soğuk cisimlerle temas veya soğuk yiyecek ve içeceklerle de ortaya çıkabilir.
Ürtiker, daha çok soğukla doğrudan teması olan yüzde ve ellerde dakikalar içinde ortaya çıkar.
Bunlar, şiddetli kaşıntıya neden olan kızarıklık ve kabarmalar şeklinde görülür; belirtiler, soğuğa maruz kalan kısımlar ısıtıldığında daha da ağırlaşır.
Soğuk bir nesnenin tutulması elde kabarma ve şişmelere yol açarken, çok soğuk bir şeyin yenmesi ise dudakların şişmesine neden olur, çok nadiren dil ve boğaz da etkilenebilir.
Soğuk suda yüzerken olduğu gibi vücudun büyük kısmının soğuğa maruz kalması durumunda tansiyon düşüklüğü, bayılma ve ölüme kadar gidebilen yaygın reaksiyonlar da gelişebilir.
Daha çok gençlerde görülür
Soğuk ürtikeri, daha çok 15-30 yaş arasındaki gençlerde görülen bir rahatsızlıktır.
Genellikle 5-10 yıl sürdükten sonra kendiliğinden geçer, ancak bazı kişilerde ömür boyu da devam edebilir.
Hastaların yüzde 90’ında soğuk ürtikerinin nedeni belli değildir.
Yüzde 10 hastada ise sebep kanda bulunan kriyoglobülin ismi verilen ve soğukta çökelme gösteren proteinlerdir.
Bu proteinler, bazı enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar ile bazı lösemi ve lenfomalarda da ortaya çıkabilir.
Soğuk ürtikerinin sağlam insanlara kan nakli ile geçebileceği de ileri sürülür.
Ailesel soğuk ürtikeri
Soğuk ürtikerinin çok ender olarak bazı ailelerde görülen bir formu da vardır; buna ailesel soğuk ürtikeri ismi verilir.
Bu hastalık çok küçük yaşlarda belirti verir ve tüm ömür boyu devam eder.
Ürtiker bunlarda soğuğa maruz kalındıktan hemen sonra değil, 1-5 saat geçtikten sonra gelişir.
Oluşan kabarıklıklar da kaşıntılı olmaktan çok ağrı ve yamaya yol açar.
Bir atak genellikle 1-2 gün sürer ve çoğu zaman ateş, titreme, eklem ağrıları, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı gibi şikayetlerle birliktedir.
Kesin teşhis için buz-küp testi yapılır
Soğuğa maruz kalan kişilerde tipik klinik bulgularla tanı koymak çok kolaydır, ama bazen soğuk ürtikeri su ürtikeri ile karıştırılabilir.
Su ürtikeri, suyla temas edilen yerlerde kabarmalar olmasıdır; burada suyun soğuk veya sıcak olmasının bir önemi yoktur.
Kesin teşhis için buz-küp testi ile uygulanır.
Bir buz küpü veya 0-4 derece soğukluğundaki cisim deriye 4-5 dakika süreyle temas ettirilir; derini daha sonra ısıtılmasını takiben o kısmın kızarıp şişmesi ile tanı kesinleştirilmiş olur.
Gelelim tedaviye
Soğuk ürtikerinin kesin bir tedavisi yoktur.
Bu kişilerin ani ısı değişikliklerine karşı çok dikkatli olmaları gerekir.
Soğuk havada yüz bir kaşkol ile kapatılmalı, eldiven ve ayağa yün çorap, bot ya da çizme giyilmelidir.
Bu kişiler soğuk havada efor yapmaktan, özellikle de soğuk suya
girmekten kaçınmalıdır.
Duyarlı kişilerin soğuğa maruz kalacakları zaman önceden antihistaminik ilaç almaları gerekir.
Çok duyarlı olan hastalara iklimi daha sıcak olan yerlere taşınmaları tavsiye edilir.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et