Onsunoğlu: Batı Trakya’da Türkçe ve Müftülük - Azınlıkça
Yunanistan Batı Trakya Haber

Onsunoğlu: Batı Trakya’da Türkçe ve Müftülük

ibram onsunoglu 223

Psikiyatr Dr. İbram Onsunoğlu Tiken’de yer alan “Türkçe ve Müftülük” başlıklı yazısında Batı Trakya’da son dönemde müftülükler ve okullarda Türkçenin kaldırılması sorununu yorumladı.

SYRIZA hükümetinin uygulamaya geçirdiği yeni düzenlemeyle Batı Trakya’daki müftülüklerde Türkçe kaldırılarak her çeşit tutanağın Yunanca olması şartının getirildiğini aktaran Onsunoğlu, son dönemde medreselerde Türkçe derslerin kaldırılmasını ve Batı Trakya’daki İslam hukuku kurallarını kayda alacak devlet komisyonda da Türkçenin bulunmamasını ve diğer azınlık karışıtı uygulamaları eleştirdi.

Müftü Hafız Cemali Meço’nun Türkçe yaptığı bir açıklamasında “Komotini” yerine “Gümülcine” yazdığı için dönemin eyalet başkanı tarafından kınnandığını ve Cemali’nin buna direndiğini hatırlattı.

İşte Onsunoğlu’nun “Türkçe ve Müftülük” başlıklı yazısı:

TARİHTEN BİR YAPRAK

Bir yerde okumuştum, “Yunanistan’ın ikinci resmî dili Türkçedir” diyordu Yunanlı yazar, bende izlenim bırakmıştı bu “resmî dil” deyimi, ama ne yazarın kim olduğunu, ne de nerede okuduğumu anımsıyorum. Türkçenin, Yunanistan halkının bir bölümünün-Azınlığın dili olarak yasayla kurallaştırılmış olmasını, Azınlık okullarında eğitim dili olmasını, yani Devletin bu dilin öğretimini taahhüt etmiş olmasını işaret ediyordu. Bu çerçevede yargıda ve seçim sandıkları başında Türkçe çevirmen bulundurulmasını öngören yasa hükümleri gibi ayrıntıları da kastederek.

Ancak Yönetimin Türkçenin öğretimi için özen gösterdiğini kimse iddia edemez. Çabalar ve önlemler, “tek millet, tek dil, tek din” diye katı bir ulus devlet anlayışı içinde Türkçeyi olabildiğince hep kısıtlama ve olabilirse ortadan kaldırmaya yönelik.

Turkofon Hıristiyanlar Yunanistan’da iki kuşaktır Türkçeyi unutmuş bulunuyorlar. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinden göç eden Turkofon Rumlar bir kuşak sonra anadillerini unutmuş olacaklar.

Frangudaki Programı, Evros ilinde kalmış olan birkaç azınlık okuluna uzamak istediğinde, konusu Yunanca öğretimini desteklemek olsa da ona paralel olarak Türkçe öğretimine de ilgi gösterdiği için Atina’daki yetkilinin tepkisi: “Siz ne yapmak istiyorsunuz? Biz Evros’tan Türkçenin kökünü kazımak için akla karayı seçtik, siz onu şimdi geri getirmek mi istiyorsunuz?”

Azınlıkta Türkçe konusu zaman zaman her defasında olumsuz bir biçimde gündeme gelir. Son günlerde yine öyle oldu. Müftülüklerle ilgili yeni düzenlemelerde orada her çeşit tutanağın Yunanca olması gibi bir şart getirildi, örneğin boşanma davasında taraflar Yunanca konuşacak, Yunanca bilmezlerse Türkçeden Yunancaya çevirmen tutulacak, yani Türkçe ifade tutmak yasak. Yeni müftü naibinin bu yeni kurala hemen uymaya koştuğu kulağıma geldi, Türkçe konuşanlara müdahale edip onları Yunanca konuşmaya davet etmiş…

Bir başka gelişme de bu yakınlarda Medreselerin son sınıfında Türkçe derslerin kaldırılmış olması, Türk dili dersi (Türkçe sözcüğüne alerji duyulduğu için dersin adı bile Osmanlıca (!) imiş –bilmiyordum, fe suphanallah!) ile tabii Türkçe yapılan Kur’an tefsiri dersleri. Olay, tepkilere yol açtı, encümenlerin protestosu, öğrencilerin boykotu vs.

Daha önce benzeri bir başka haber ortalıkta dolaşmıştı, Şeriat uygulaması kırpılmazdan önce. Yönetim, resmen hiçbir yerde kayıtlı olmayan Şeriat kurallarını kayda alacak bir komisyon oluşturmuş. Azınlıktan kimse yok bu komisyonun içinde tabii. Komisyon üyelerinden biri Mısırlı bir Arap, Selanik Üniversitesinde öğretim üyesi, yolda karşılaşmıştık ve tesadüfen ondan öğrendim. Azınlıkta uygulanan Şeriat kuralları iki dilde kayda geçirilecekmiş, Yunanca ve Arapça, Türkçe yok –fe suphanallah! Veya “lâ havle velâ kuvvete illâ billâ…” Şimdi bu komisyon eserini tamamladı mı, yoksa lağıv mı edildi, haberim yok. Mebuslara sormak lazım.

Asıl konumuza gelelim. 20 yıldan çok oluyor, tarih Ağustos 1996, Türkçe konusu Gümülcine Müftülüğünde yine gündeme gelmişti. Müftü Hafız Cemali iki dilli bir açıklamasının Türkçe olanında “Gümülcine Müftülüğü” ifadesini kullanmış. Dönemin tayinli eyalet başkanı, veya genel sekreteri, o zaman daha eyalet başkanlarının seçimle işbaşına gelmeleri kuralı getirilmemişti, Müftüye gönderdiği bir “azarlama” yazısında Türkçe Gümülcine adının kullanılmasına itiraz ediyor, Müftünün devlet memuru olduğunu ve resmî isim Komotini dışında başka bir isim kullanamayacağını hatırlatıyor, ayrıca Türkçe Gümülcine isminin kullanılmasının Yunan devletinin sınırları konusunda kafa karışıklığına (!) yol açtığını iddia ediyordu.

Aşağıda Gümülcine Müftülüğünün daktilo edildikten sonra Hafız Cemali’nin imzasıyla Eyalet başkanlığına gönderilen Yunanca yanıtı var. O zamanki Müftü de tayinli idi, şimdiki de tayinli. Yunan Yönetimi, Koca Kapı’yla yarış ederek, o da zaman geçtikçe kendisine daha uyumlu insanlar yetiştiriyor. Eyaletin azarlama yazısını bulamadım, muhafaza etmemişim, ama Müftülüğün arşivlerinde vardır. Olayın devamı: Eyalet bu yanıta bile tahammül edememiş ve onu “kabul edilemez” olarak niteleyip geri göndermişti. Hafız Cemali ona nazikçe ders veriyordu, ama ona bu fırsatı genel sekreterin kendisi veriyordu. Bu yüzden çok kızmış.

6.12.2018

İbram Onsunoğlu

 

muftu hafiz cemali meco 5435643

***

Κομοτηνή …/8/1996
Αριθ. πρωτ. :

ΠΡΟΣ: Γενικό Γραμματέα Αν.
Μακεδονίας και Θράκης

ΚΟΙΝ: Υπουργείο Εξωτερικών
Δ/νση Α2
κ. Φ. Ξύδα
Σύμβ. Πρεσβείας Α΄
Ακαδημίας 1
Αθήνα

Σχετ.: Το υπ’ αριθ. πρωτ. Εμπ. 19/5-8-1996 Σημείωμα του Γενικού Γραμματέα της Περιφέρειας Αν. Μακεδονίας και Θράκης.

Κύριε Γενικέ,
Σε απάντηση του ύπερθεν σχετικού έχω να σας αναφέρω τα παρακάτω:
Προφανώς οφείλεται σε παρανόηση η επισήμανσή σας για τον όρο «Μουφτεία Γκιουμουλτζίνας», τον οποίο η Μουφτεία Κομοτηνής ουδέποτε χρησιμοποίησε και χρησιμοποιεί σε κείμενα στην επίσημη γλώσσα του Κράτους ή όταν αλληλογραφεί με αρχές.
Θα εννοείτε ασφαλώς την τουρκόφωνη μετάφραση της Ανακοίνωσης της Μουφτείας για το πρόβλημα των Βακουφίων, της οποίας όμως προς υμάς απαστάλη το πρωτότυπο διατυπωμένο στην επίσημη γλώσσα του Κράτους κι όχι η μετάφραση για την οποία αιτιάσθε.
Ο Μουφτής είναι «δημόσιος υπάλληλος» -μου υπενθυμίζετε-, αλλά όχι μόνον -σας αντιτείνω κι εγώ-, γιατί είναι κυρίως πνευματικός θεσμός της Μουσουλμανικής Κοινότητας και τόσον η αποστολή του όσον και η ευθύνη του είναι πολύ ευρύτερη και γενικότερη. Η Μουφτεία με τη συναίσθηση της αποστολής της είναι υποχρεωμένη να συλλογίζεται ευρύτερα και γενικότερα και να πράττει αναλόγως. Όπως μεταξύ των άλλων να κάνει τον διαχωρισμό της επίσημης γλώσσας και της μειονοτικής τουρκικής γλώσσας, να συμμορφώνεται προς την πρώτη, αλλά να διατηρεί και τη δεύτερη. Όπως εξ άλλου πράττει και ο Πατριάρχης Κωνσταντινουπόλεως, ο οποίος στην ελληνική δεν υπογράφει ως «ο της Ισταμπούλ», αλλά ως «ο της Κωνσ/πόλεως». Ακόμη η Μουφτεία είναι υποχρεωμένη να φροντίσει για την αποτροπή επί πλέον σημείων τριβής στα ελληνοτουρκικά με εκατέρωθεν επιπτώσεις.
Τέλος όσον αφορά τα περί «συγχύσεως για τα όρια του Ελληνικού Κράτους», πρόκειται για ατυχεστάτη έκφραση την οποία θα προτιμούσα να θεωρήσω ως ουδέποτε διατυπωθείσα.

Μουφτής Κομοτηνής

TÜRKÇE VE MÜFTÜLÜK

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et