Gazeteci Abdülhalim Dede’nin Trakya’nın Sesi’nde yayınlanan yazısı şu şekildedir:
“İskeçe’nin seçilmiş müftüsü olduğunu iddia eden Ahmet Mete, Facebook profilinde şu paylaşımda bulundu:
“Şer-i yetkiler bizim kazanılmış haklarımızdır. Azınlık elinden alınan haklarının iade edilmesini beklerken maalesef şer-i yetkilere de devlet tahammülsüzlüğünü göstermiştir. Azınlık çareler aramak zorundadır. Avrupa kapılarına dayanmalıdır. Türkiyede yaşayan Rum azınlığın durumu iyileştirilirken B.T.Azınlığının hep kan kaybetmesi üzüntü vericidir. Birileri bizim adımıza karar vermekten vazgeçmelidir.”
Önce kısa bir izahat:
Hükümet, Müftülerin Şer’-i Yetkilerini KISMIYOR.
Yunan Yargıtay’ının verdiği bir kararın (Batı Trakya Müslümanları miras konusunda YALNIZ ŞER’-İ HÜKÜMLERE tabi olduklarını ve Medeni hukuka başvuramayacakları kararı), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürülmesi üzerine Kanunda küçük bir değişiklik yapacağını ve Müslümanların Şer’-i veya Medeni kanuna başvurma hakkını tanıyacağını açıkladı başbakan Çipras.
Kazanılmış herhangi bir Hakkın lağvedilmesi diye bir durum söz konusu değildir.
Ve şimdi soruyorum:
Mete hazretleri, AZINLIĞIN ve BATI TRAKYA MÜSLÜMANLARININ KAZANILMIŞ HAKKI OLAN ŞER’-İ NİKAHIN tarafınızdan LAĞVEDİLMESİ HAKKINDA ne diyorsunuz?
Kendinizi sözde seçilmiş Müftü ilan ettiğiniz günden beri kıydığınız Şer’-i Nikahların KAÇ TANESİNİ Dini nikah olarak BELEDİYE KÜTÜKLERİNE KAYDETTİRDİNİZ?
Kıydığınız VE HİÇ BİR RESMİYETİ olmayan Dini nikahtan sonra yeni evlilerin belediyeye nikah kayıtlarının ayrıca yapılan Medeni Nikah olarak KAYDEDİLDİĞİNİ TEŞVİK edip duruyorsunuz.
Niçin?
Atanmış müftüye insanların gitmemesi için.
Peki bu hareketinizle KAZANILMIŞ RESMİ DİNİ NİKAHTAN vazgeçilip medeni nikaha yönlendirmenize ne dememiz lazım?
Kazanılmış HAKLARA en büyük darbeyi zatialinizin yaptığının farkında mısınız?
İLGİLİ HABER
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et