Gıda katkı maddeleri geniş bir kavramdır.
Buna göre tuz, sirke, baharatlar da katkı maddesidir ama katkı maddesi deyince esas anlaşılması gereken gıdalara konan “sun’i kimyasal maddelerdir.”
Bu sun’ i kimyasallar gıdanın besin değerini artırmak için değil, onun daha parlak, daha güzel kokulu, daha cazip görünmesi ve raf ömrünün uzun olması için kullanılır.
Avrupa Birliği de USA da beni ilgilendirmez, onların kararları kendi vatandaşlarını bağlar.
Bir kimyasalın emniyetli olduğunun ispatlanması için onlarca sene adam gibi araştırma yapmak gerekir.
Sağlığımıza hiçbir müspet tesiri olmayan, tamamen ticari amaçlarla kullanılan tün sun’ i kimyasallara “hayır” diyorum.
***
Herkese Bilim ve Teknoloji’ de Murat Yasa’ nın yazısı:
Toplumun bir kesimi, hazır gıda ambalajları üzerinde, içindekiler listesinde, teknolojik zorunluluklar nedeniyle kullanılan gıda katkı maddelerinin listesinde, her bir katkı maddesinin yanında belirtilmesi zorunlu E harfiyle başlayan numaralara karşı, belirsiz bir nedenle tepkili. Bu tepkili yaklaşımlarının gerekçesi nedir?
Bu durumun öncelikli nedeni: bu rakamların ne anlama geldiklerinin izah edilmesi yerine, konu hakkında bilgisi olan olmayan, sırf sansasyon yaratmak amacı ile fikir yürüten kesimlerin ciddiye alınmasıdır.
E Kodu = Avrupa Birliği
E kodlu numaraların ne anlama geldiğini kısaca açıklayalım: E kodu, Avrupa Birliği’ni simgelemektedir ve ortak olarak Avrupa Birliği, Avrupa Gıda Katkıları Federasyonu ve Gıda Enzimleri Federasyonu’nun güvenlik testlerini geçmiş ve gıdada kullanımlarında bir sakınca olmayan katkı maddelerine verilen referans numarasıdır.
Bu E kodu ile başlayan numarayı almış gıda katkı maddelerinin AB ülkeleri ve Isviçre’de kullanımlarında bir sakınca yoktur. Bu isimlendirmeye Codex Alimentarius Komitesi de yeşil ışık yakmıştır.
Her gıda katkı maddesine adanmış bir numara vardır.
Bu kuruluşların bilimsel sağlık testlerini geçen gıda katkı maddelerinin numaraları başına E kodu ilave edilmiştir.
Turunçgillerin sitrik asiti: E 330
Örneğin, tüm turunçgil meyvelerinde bulunan sitrik asit‘e verilen numara 330’dur.
Yukarıda bahsedilen kuruluşların laboratuvarları, normal bir portakal yediğimiz zaman dahi vücudumuza giren 330 numaralı sitrik asitin, tek başına gıda maddelerine katılması halinde insan vücuduna bir zarar verip vermeyeceğini yıllarca araştırmış ve sitrik asitin tek başına, tükettiğimiz maddelere ekşi tat vermesinde bir sakınca olmayacağını bilimsel olarak ispat etmişlerdir.
Ayrıca 330 rakamının başına E kodunun konabileceğine karar vermişlerdir. Bunun üzerine, eğer gıda maddesinin üretimi esnasında ekşi tat vermek için sitrik asit ilave edilmişse, gıda maddesinin ambalajı üzerinde yer alan “İçindekiler” listesine Asitlik Düzenleyici (E 330 veya Sitrik Asit) yazılmalıdır.
Ancak halkımızın bu tepkili yaklaşımı yüzünden, yasal bir zorunluluk olmasına rağmen, gıda üreticileri ambalaj üzerinde bu E kodlarını yazmayı tercih etmemektedir.
Amerika Birleşik Devletlerinde ise gıda katkı maddeleri sınıflandırılması GRAS “Generally Recognised as Safe” diye, FDA (The U.S Food and Drug Administration) tarafından yapılmaktadır.
GRAS, “Generally recognized as safe = Genel olarak güvenilir-zararsız kabul edilen” açık yazılımının kısaltılmışıdır.
FDA, bazı katkı maddelerini sadece belirli amaçlar için ve belirli şartlara uyulduğunda GRAS olarak kabul etmiştir. GRAS olarak nitelenen her bir katkı maddesini diğer versiyonlarından ayıracak tüm karakteristikleri, açık bir şekilde tanımlanarak yayınlanmıştır.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et