Alfred Chestnut, Ransom Watkins ve Andrew Stewart, bir yargıç tarafından haklarındaki mahkumiyet kararlarının kaldırılması ve savcıların da suçlamaları düşürmesi üzerine özgürlüklerine kavuştu. Üç siyah Amerikalı, 1984 yılında 14 yaşındaki bir gencin öldürülmesinde suçlu bulunarak ömür boyu hapse mahkum edilmişti.
Baltimore Sun gazetesinin haberine göre, Temyiz Mahkemesi yargıcı Charles Peters “Ceza yargılaması sistemi adına, ki eminim bu sizin çok az şey ifade edecek, özür dilerim” dedi.
Chestnut, Watkins ve Stewart 14 yaşındaki DeWitt Duckett’ın öldürülmesinden sonra 1983 yılının Kasım ayında tutuklanmıştı. Duckett, Baltimore kentindeki okuluna giderken sarkıntılığa uğramış ve boynundan vurulmuştu.
Dosya, üç mahkumdan biri olan Chestnut’ın başvurusu üzerine Baltimore savcısı Marilyn Mosby tarafından bu yıl başlarında yeniden açılmıştı. Washington Post gazetesi, başvuru mektubunda Chestnut’un geçen yıl bulduğu, kendilerini aklayan bir delili paylaştığını yazdı.
Savcılar şimdi, polis raporlarında birden fazla tanığın, tetiği çekenin olay zamanı 18 yaşında olan başka bir şüpheli olduğunu söylediği bilgisinin yer aldığını belirtiyor. Raporlara göre bir öğrenci, polis Harlem Park Lisesi’ne geldiği sırada şüpheliyi olay yerinden kaçarken ve silahı fırlatırken gördüğünü anlattı; ancak yetkililer o sırada bütün dikkatlerini bugün serbest kalan üçlüye yöneltmişti.
Diğer şüpheli 2002 yılında vurularak öldürüldü.
O dönem dosya üzerinde çalışan savcı yardımcılarından biri 1984’te mahkemeye yaptığı açıklamada, 18 yaşındaki şüphelinin olaydaki rolüyle ilgili ifadeleri içeren polis kayıtları ve tanıkların üç genci fotoğraflarından teşhis etmemesine rağmen, üç davalının suçluluğuna şüphe düşürecek bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Bir yargıç bu bilgileri içeren belgeleri mühürledi; ancak Chestnut geçen yıl kamu kayıtları hakkında bilgi talebi başvurusu yoluyla bu belgelere ulaşmayı başardı.
Watkins’i temsil eden Orta Atlantik Masumiyet Projesi adlı kuruluştan Shawn Armbrust, “Bu davadaki herkes, okul yetkilileri, polis, savcılar, jüri üyeleri, medya ve toplum, acele karar verdi ve dar bakış açılarının eldeki delillerle alakalı bariz sorunları gizlemesine izin verdi. Bu dava, hızlı yanıtlar peşine düşmenin trajik sonuçlara neden olabileceği yönünde herkese bir ders olmalı” diye konuştu.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et