2 AY YOĞUN BAKIMDA KALDI
Namık Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nden enfeksiyon hastalıkları uzmanı doktor Mustafa Doğan, tedavisini üstlendiği Sezgin’in Batı Nil Virüsü nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Doğan, bu vakaların daha çok Afrika ülkelerinde, zaman zaman da Avrupa ülkelerinde görüldüğünü söyledi. Batı Nil Virüsü’nün Afrika üzerinden göç eden kuşlarla geldiğini, kuşları ısıran sivrisineklerden de insanlara bulaştığını anlatan Doğan, şunları söyledi:
“Batı Nil ateşi vakalarında genelde hastalar, ateş, karın ağrısı, eklem ağrısı, bulantı ve bazen de koma halinde, nöbet, ciltte dökülmeler gibi şikayetlerle başvuruyorlar. Bu şikayetlerle başvuran hastaların genel muayenelerini yapıyoruz. Kan örnekleri, sterelojik incelemesini yapıyoruz. Beyin ve omurilik sıvısı alınıyor. Beyin omurilik sıvısında bu hastalığa ait tanı var mı bunlara bakıyoruz. PCair ve eliza testleri pozitif geldiğinde, Batı Nil Ateşi teşhisi koyuyoruz. Bu Batı Nil Virüsü genelde sivrisinek ısırmasıyla bulaşıyor. Hastaların yüzde 70’inde klinik bulgu olmazken, yüzde 30’unda sıraladığımız şikayetler tespit ediliyor. Yüksel Sezgin de ateş, karın ağrısı, eklem ağrısı, bulantı gibi şikayetlerle geldi. Gerekli değerlendirmeler yapıldı. Klinik örnekleri alındı. Sağlık Bakanlığı ve klinik merkezlerine gerekli incelenmeler için gönderildi. Daha sonra gerekli tetkik ve tedaviler yapıldı. Bu virüse maruz kalan hastaların yaklaşık yüzde 1’inde şiddetli bulgular ortaya çıkmaktadır. Komaya varan ve beyni direk etkileyen belirtiler görülmektedir. Bu bulguların ortaya çıktığı vakaların yüzde 10’u ölümle sonuçlanabiliyor.”
‘SADECE ÜLKEMİZDE YOK, AVRUPA COĞRAFYASINDA ARTIŞ VAR’
Doğan, virüsün bulaşmasının küresel ısınma sonucu göçmen kuşların göç yollarının değişmesiyle ilişkili olduğunu ifade ederek, ” Bu coğrafyadan gelen göçmen kuşları ısıran sivrisineklerin tükürük bezlerine virüs bulaşıyor. Sinekler de insanları ısırınca bu virüs bulaşmış oluyor. Bu vakalara son yıllarda Avrupa coğrafyasında da sık sık rastlanıyor. Bu virüsün tedavi süreci, hastadan hastaya değişiyor. Virüsün net ve spesifik bir tedavisi bulunmadı. Mevcut tedaviler, destekleyici yani kişiyi hayatta tutmaya yönelik ana tedaviler. Solunum, kalp ve kan destekleri uygulanıyor” dedi.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et