Dedikodu genellikle kötü bir şey olarak addedilir. Ancak dedikodunun önemli işlevleri olduğunu ortaya koyan bazı araştırmalar mevcut.
Çoğu insan için dedikodu, bahsi açılan ortamda olmayan bir kişi hakkında olumsuz konuşmak olarak yorumlanır.
Google’a “dedikodu alıntıları” diye yazıldığında dedikodu yapanlar için “ahlaksız” gibi yakıştırmaların yaygın olduğu görüşünün desteklendiği görülüyor.
Oysa işin iletişim tarafında farklı sonuçlar mevcut…
Psikoterapist Megan Robbins, Pyshology Today’de kaleme aldığı yazısında, “Çoğu dedikodu araştırması bunun normal bir davranış olduğunu ortaya koyuyor” diyor.
Meslektaşı Dr. Alex Karan ve kendisinin yakın zamanda yayımladığı bir araştırmaya göre dedikodunun, günlük konuşmanın neredeyse yüzde 14’ünü kapsadığı sonucuna vardığını söyleyen uzman psikoterapist, “Dahası, dedikodu ayrıca arkadaşlar arasında güven ve yakınlığı teşvik eder ve davranışlar için ahlaki kurallar sağlayabilir” görüşünü dile getiriyor.
Dedikodu hakkındaki ön yargıları boşa çıkaran birçok araştırmaya rağmen, bu konu hakkındaki olumsuz görüşlerin değişime karşı dirençli olduğundan bahseden Robbins, insanların çoğunlukla dedikodunun ne sayılabileceği konusunda sorulara cevap aradığını belirtiyor.
Robbins’e göre, ABD Başkanı hakkında konuşmak, aynı meslekten biri ile bir tavsiye mektubunu tartışmak veya bir başkasının sağlığını tartışmak da (o kişinin izniyle) dedikodu kapsamına giriyor.
Dedikodunun akademik tanımını ise temel manada “Orada mevcut olmayan biri hakkında konuşmak” olarak tanımlıyor.
Kadınların erkeklerden daha fazla dedikodu yaptığı inancının toplumda yaygın olduğunu belirten uzman, ancak yaptıkları araştırmaların bunun tersini ortaya koyduğunu söylüyor.
Aslında kadınların tarafsız olarak erkeklerden daha fazla dedikodu yaptığını gördüklerini kaydeden Robbins, ancak kadınların erkeklerden daha fazla olumsuz ya da pozitif olarak adlandırılabilecek dedikodu yaptıklarını gösteren sağlam bir kanıta ulaşamadıklarını ifade ediyor.
Araştırmalarındaki dedikoduların çoğunun oldukça sıkıcı olduğundan bahseden psikoterapist, 467 katılımcı ile testler yaptıklarını belirtiyor.
Araştırmasında örneklenen dedikoduların yüzde 74,3’ünün tarafsız olduğunu savunan Robbins, “Yani olumlu ya da olumsuz olarak yorumlanabilir değil” ifadesini kullanıyor.
Yine araştırma sonuçlarına göre yüzde 9,4 seviyesinde genellikle birinin görünüşü veya başarısı hakkında bir iltifat olarak adlandırılabilecek dedikodu örneklerine rastlanmış.
Robbins, araştırma sonuçlarını özetlerken, “Kısacası, dedikodu toplumda önemli işlevlere hizmet edebilecek her yerde bulunan bir davranıştır. Dedikodu ile ilgili iyi haberi yaymaktan çekinmeyin” tavsiyesinde bulunuyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et