İnternette dolaşan “donan keçi”, “bayılan keçi”, vb. başlıklarıyla paylaşılan videoları görmüşsünüzdür.
Bazı keçiler, beklemedikleri anda bir top üzerlerine fırlatıldığında, hatta üzerine çıktıkları bir salıncak hafifçe sallandığında kaskatı kesilip, donup, devrilmektedirler. İlk etapta oldukça komik olan bu görüntüler, özellikle YouTube’da ve işlevsel olduğu zamanlarda Vine’da sıklıkla paylaşılmaktaydı. Bir derlemeyi aşağıda görebilirsiniz:
Bu katılık ve baygınlık hali genellikle sadece 5-20 saniye arası sürmektedir. Sonrasında keçi normale dönmekte ve korkuya sebep olan kaynaktan uzaklaşabilmektedir. Kendilerine geldiklerinde kaslarda halen kasılma ve ağırlık olabilir; ancak keçinin normal hareketlerini (örneğin koşmasını) kısıtlayacak düzeyde değildir.
Keçiler Neden Bayılıyor?
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor: Tüm keçiler bayılmaz. Özellikle ABD’nin Tennessee eyaletinde yetiştirilen özel bir soy hattında bu durum gözükmektedir. Yani herhangi bir keçi soyunda bunu deneyecek olursanız, muhtemelen bu tepkiyi görmeyeceksiniz.
Tennessee Keçileri olarak da anılan keçilerde bu davranışa neden olan hastalığın adı myotonia congenita ya da kısmen Türkçeleştirilmiş ismiyle Kalıtsal Miyotoni (Tonik Spazm) isimli genetik bir hastalıktır. CLCN1 geninde meydana gelen eksik otozomal baskın veya çekinik olarak aktarılan bir mutasyon sonucunda oluşan bu hastalık, sadece keçilerde değil, birçok diğer hayvan türünde ve dolayısıyla insanlarda da görülmektedir. Dolayısıyla bu davranışı gösteren insanlar da aramızda yaşamaktadır:
Videodan da görebileceğiniz gibi, insanlarda bunu tetikleyen tek unsur korku refleksleri değil, aynı zamanda kişinin yaptığı ani veya zorlayıcı hareketlerdir. Tıpkı keçilerde olduğu gibi bu kişilerde de kaslar sert bir şekilde kasılır ve titrer (spazm). Bu kişiler aynı zamanda yutkunmakta zorluk çekerler, boğulduklarını hissederler, tekrar eden hareketlerde zorlanırlar, durmaksızın düşerler, ağlama sonrasında gözlerini açmakta zorlanırlar.
CLCN1 isimli tek bir gendeki alanin aminoasidinin prolin aminoasidine dönüşmesi sonucu oluşan bu hastalık, kaslardaki klor kanallarını etkileyerek kasların klor geçirgenliğini düşürür. Bu hastalığa sahip kişilerin kaslarındaki klor geçirgenliğinin düşmesi nedeniyle kaslar bir kez uyarıldıklarında, arka arkaya gelen aksiyon potansiyellerine daha fazla tepki verirler ve kontrolsüz olarak kasılırlar.
Bu sırada keçilerde de, insanlarda da bilinç kaybı yaşanmaz; sadece kaslar kasıldığı için geçici felç durumu görülür.
Bu Özellik Nasıl Evrimleşti?
İlk etapta bu özelliğin don, kaç ya da sıvış olarak bilinen ve birçok hayvanın avcı veya tehdit baskısı altında verdiği tepkinin bir uzantısı olduğu düşünülebilir. Dolayısıyla evrimsel bir avantaj sağladığı için bu keçilerde bunun süreç içinde ortaya çıktığı düşünülebilir. Ancak bu doğru değildir.
Bilincin korunup da kasların kontrolsüz bir şekilde kasıldığı bir özelliğin vahşi doğada pek bir avantajı bulunmamaktadır. Don, kaç veya savaş tepkisinde gördüğümüz “donma” durumu da genellikle avcılar henüz spesifik yer tespiti yapamamışken, avların hiç hareket etmeden kalarak avcıların dikkatinden kaçmak gibi bir avantajı olduğu için evrimleşmiştir. Bu durum, kimi zaman geyiklerin hızla gelen arabaların altında kalması gibi talihsiz sonuçları olsa da, içinden otoyol geçmeyen doğal ortamda genellikle çalılar gibi korunaklı alanlarda sessiz ve hareketsiz kalmak yoluyla avcılardan korunmak gibi bir avantajı bulunmaktadır. Bu nedenle donma tepkisi gerçekten de doğal seçilim yoluyla evrimleşmiştir; ancak miyotonik keçiler için durum bu değildir.
Söz konusu bayılan keçiler olduğunda, tıpkı insanlarda olduğu gibi, bu özellik bir hastalık olarak ortaya çıkmıştır. Sonradan yapay seçilim yoluyla insanlar tarafından yetiştirilen bu soy hattı belli bir popülasyona ulaşmıştır. Yani tekil bireylerde oluşan mutasyonlar haricinde, doğadaki vahşi keçiler miyotonik değillerdir.
Miyotonik keçiler insan koruması altında oldukları için dikkate değer bir tehlike altında bulunmamaktadırlar. Dahası, evcilleştirilmiş keçilerin tamamında da bu özellik görülmemektedir; daha önceden de söylediğimiz gibi sadece spesifik bir soy hattında bu özellik görülür. Bu soy hattı da bayılma özelliğine göre seçilmemiş olsa da; 1900’lü yılların başında hayvan yetiştiriciliği profesyonel bir şekilde hız kazanırken Tennessee’de bulunan bir keçi grubunun kendi aralarında çiftleştirilmek yoluyla yapay seçilime uğratılması nedeniyle hastalığın bu soy hattında yaygınlaştığı düşünülmektedir.
Daha sonradan bu soy hattına “Tennessee Keçileri”, “Tahta Bacak Keçileri”, “Bayılan Keçiler” gibi isimler verilmiştir. Bu soy hattı, 43-64 santimetrelik boyları ve 27-79 kilogramlık kütleleriyle diğer keçilerden biraz daha küçüktür. Kökenlerinin 1880 yılına kadar ve Tennessee’nin Marshall bölgesine kadar uzandığı tespit edilmiştir. Bu keçiler 1980’lerde bir darboğazdan geçtikten sonra, şimdilerde yeniden popülerleşmektedir.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et