İnsanlar neredeyse çırılçıplak durumdaki derileriyle, primatlar arasında benzersizdir.
Sülalemizin tüm diğer üyeleri, çoğu başka memeli türünde olduğu gibi kalın bir kürke sahiptir. Biz insanların da kafasında ve birkaç başka yerinde daha kıl olduğu doğru. Ama yine de akrabalarımıza kıyasla en kıllı insan bile kel sayılabilir.
Peki nasıl bu kadar kılsızlaşabildik? Bilimciler yüzyıllar boyunca bu soruya kafa yordu. Yanıt bulmak ise kolay değildi. İnsan evrimindeki en önemli geçişler (örneğin dik yürüyüşün ortaya çıkışı gibi), atalarımızın fosillerinde doğrudan kayıt altına alınmış durumdaydı. Fakat kalıntıların hiçbirinde insan derisine ilişkin kesin izler korunamamıştı.
Neyse ki son yıllarda araştırmacılar, kıllarımızı yitirmemize ilişkin birtakım dolaylı ipuçlarının fosil kayıtlarında mevcut olduğunun farkına vardı. Bu ipuçlarının ve geçtiğimiz on yılda genomik ile fizyoloji sayesinde kazanılan anlayışın ışığında, antropolog Nina G. Jablonski ve çalışma arkadaşları insanların ne zaman ve neden kürklerinden kurtulduklarını ikna edici biçimde açıklamayı başardı. Görünüşümüzün garipliklerinden birini açıklamasının yanı sıra, bu senaryoya göre kılsız derinin kendisi de diğer karakteristik insan özelliklerinin evriminde rol oynamış. Buna beyin büyüklüğümüz ve konuşma diline bağımlılığımız da dahil.
Kıllandırıcı Durumlar
Atalarımızın vücut kıllarını neden yitirdiklerini anlamak için öncelikle diğer türlerin neden kürklerinin olduğunu düşünmemiz gerek. Kıllar, memelilere özgü bir vücut örtüsüdür. Bu canlı grubunun tanımlayıcı özelliklerinden birinin kürk olduğuna kuşku yoktur: Neredeyse tüm memeliler hiç değilse bir miktar kıla sahiptir; çoğunun da yoğun bir kürkü olur. Kıllar sıyrılmaya, ıslanmaya, güneşin zararlı ışınlarına ve potansiyeler tehlikeleri olan parazit ya da mikroplara karşı yalıtım ve koruma sağlar. Ayrıca yırtıcıların kafasını karıştıracak bir kamuflaj görevi görür. Ayırt edici desenleri sayesinde de aynı türün üyelerinin birbirlerini tanımalarını kolaylaştırır. Dahası, memeliler kürklerini saldırganlık ya da huzursuzluk ifade etmek için de kullanırlar: Örneğin bir köpek boyun kıllarını kabarttığında, karşısındakine açık bir “uzak dur” sinyali vermiş olur.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et