Günümüzde akılı telefon ve internet bağımlılığının ciddi boyutlarda olduğunu belirten uzmanlar “Kişi internetsiz ve telefonsuz ortamda krize giriyorsa sorun başlamıştır” diyor.
Nomofobi, İngilizce “no mobile phobia” kelimelerinden türetilen bir sözcük… Telefonsuz kalma korkusu olarak tanımlanıyor. Üsküdar Üniversitesi Rektörü-Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan uyarıyor. Netlessfobi ise internetsiz kalma korkusu anlamına geliyor. Nomofobi ile netlessfobi ülkemizde de günden güne artıyor ve bağımlı olan bireylerde cep telefonundan ve internetten uzaklaşmak endişe ve paniğe yol açıyor.
Bu belirtilere dikkat!
Teknolojinin beyindeki ödül-ceza sistemini boğmasıyla bağımlılık ortaya çıkıyor. Buna ‘ödül yetmezliği sendromu’ deniyor. Beyindeki ödül-ceza sistemi haz duygusuyla ilgili. Haz duygusunun temel maddesi de dopamin… İnternet de aynı bu madde gibi ödül yetmezliği yapıyor. Bir kişi internet olmayan ortamda krize giriyorsa, kendini kötü hissediyorsa, bağımlılık başlamış demektir. Kişi normalden daha fazla internet kullanıp günlük işlerini aksatıyorsa bu; aynı madde kullanımı gibi bağımlılık işaretidir. Örneğin kişi telefonunu evde unutmuşsa atlayıp 90 km gidip telefonunu alıyor ya da araç kullanırken mesaj atmaya çalışıyor, internete ve sosyal mecralara bakıyorsa bunlar tehlike habercisidir.
Nelere yol açar?
Bağımlı olmuş bireylerin başta yakın çevresi ve aile bireyleriyle iletişimi ve ilişkileri bozulur. Kişinin akademik başarısı düşer, profesyonel hayatta sorunlar yaşamaya başlar. İş hayatında başarısızlıklar baş göstermeye başlar. İngiltere’de Manchester Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre 16-25 yaş arasındaki gençler dijital bağımlılık nedeniyle sosyal izolasyon yaşıyor ve yalnızlık sorunuyla karşı karşıyalar. Bu gençler sıcak yemek yemiyor, kişisel bakımlarına özen göstermiyor. Dişlerini fırçalamıyor. Sonuç olarak dijital bağımlılık, bireyin yaşam kalitesini düşürüyor ve ilişkilerini zedeliyor.
Tedavisi var mı?
Nomofobi ve netlessfobi, zihinde aşırı uğraş oluşturmaktadır. Bu bağımlılık türlerinde tedavi iki aşamada gerçekleştirilmektedir. Beynin kimyası bozulduğu için 2-3 haftalık bir ilaç tedavisi uygulanır. Yani kişi hastaneye yatırılır. İlaçla beraber birey akıllı cihazlardan ve internetten yoksun bırakılır. Sonrasında ise bireysel ve grup terapileri ile tehlikeli ve zararlı kullanım algısı oluşturulur.
İşte başa çıkma yolları
Öncelikle televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar gibi taşınabilir cihazların “mutluluk verici” olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bu konuda en önemli tavsiye sadece şu; anı değil 5-10 sene sonraki mutluluğun düşünülmesidir. Ailemize ve sevdiklerimize daha çok zaman ayırmalı, birlikte zaman geçirmeye gayret etmeliyiz. Özellikle aile için sofra önemlidir. Yemek saatlerini sadece bir araya gelmek için bir fırsat olarak değerlendirmek, ortak kararlar almak için aile bireylerinin buluşması ve iletişim kurması önemlidir.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et