Daha önce hiç duydunuz mu: Torschlusspanik nedir? - Azınlıkça
Yaşam

Daha önce hiç duydunuz mu: Torschlusspanik nedir?

azınlıkça

Torschlusspanik terimini daha önce duymadıysanız yazımızı okuyun.

Pazar akşamları anksiyete ve dehşet arası o his yavaşça içinize süzülür. Cuma akşamı bitmesi gereken çizelgeyi hala bitirmediniz. Ya da cumartesi günkü partiden sonra temizlik yapmadınız. Ya da köpeğinize banyo yaptırmadınız veya kendinize… Üstelik gece yarısına beş dakikanız var.

Bizim genelde deyimlerimizle ifade ettiğimiz hisleri Almanların tek bir kelimeyle anlatmak gibi esrarengiz bir yeteneği var; bu dehşet anına

Torschlusspanik diyorlar. Kelimenin doğrudan çevirisiyle, “kapı kapalı paniği”. Aslında bu, orta çağlarda gece çökmeden önce kale kapılarından güvenli bir şekilde geçememe korkusunu anlatıyor. Modern kullanımıyla, eyleme geçmek, başarmak, size sunulan veya kafanızda belirlediğiniz son teslim tarihlerine yetişmek için zamanınızın kalmamasından duyduğunuz korkuyu anlatıyor. Torschlusspanik, gereğinden fazla hırslı hazırlanmış haftasonu ev işleri listesi gibi önemsiz nedenlerle veya diyelim ki önemli bir toplantıya hazırlanmak için bir saatten az vaktiniz varken sohbet etmek için odanıza gelip gitmek bilmeyen patronunuzun sürpriz ziyaretiyle tetiklenebilir. Sıklıkla, bu hisle dolmanız için gereken tek şey, erteleme ve de eylemsizlikten doğan bir suçluluk duygusudur. (“Bu kadar karmaşık bir projeyi son dakikaya bırakmamalıydın!”) Veya daha büyük ölçekte, dikey bir kıyaslamayla, siz henüz hangi ipleri kullanacağınızı anlamaya çalışırken kendinizi neredeyse dağın zirvesinde olduğunu düşündüğünüz biriyle karşılaştırmanızdır.

Zamanınızın kalmadığına dair korku nuz ister kısa süreli ister daha büyük olsun, bu duyguyu geçersiz kılmanın yolları mevcut:

BU SAAT

Raporunuzu bitirmek, “acil” e-postalara cevap vermek ve haftalık halı saha etkinliğinize oyuncu bulmak için son bir saatiniz varsa, aynı anda üç görevle mücadele etmek akıllıca görünebilir. Ancak çalışmalar tersini kanıtlıyor: Birden çok görevi aynı anda yürütmeye çalışmak dikkat aralığınızı azaltır, stresi artırır ve her görevin daha uzun sürmesine yol açar. Bu nedenle, Duke Üniversitesi Fuqua School of Business’tan “multitasking”, yani çoklu görev yürütmeyi araştıran Jordan Etkin, işi basit tutmanızı söylüyor. Son teslim sürelerinize 60 dakika veya daha kısa zaman kaldığında:

1- YAPILACAKLAR LİSTENİZİ KIRPIN

Çok başarılı kişiler öncelik sırası konusunda acımasızdır, diyor Etkin: “Bir an durup düşünün, neyin en önemli olduğunu anlayın ve bunun üzerine çalışın.”

2- BU SAATE FARKLI AÇIDAN BAKIN

Duke araştırmacıları, sınava çalışan öğrencilerin bir saati 60 dakika olarak düşündüğünde saatin onlara daha uzun geldiğini, daha verimli hissettiklerini ve konunun daha ilgi çekici olduğunu düşündüklerini keşfetti.

3- ON YAVAŞ NEFES ALIN

Herkesin size stresli hissettiğinizde “karnınızdan nefes almanızı” söylediğini biliyoruz. Bu yanlış bir bilgi değil: Çok sayıda çalışma, derin nefeslerin sinir sisteminin stres treninde bir fren gibi çalışan kısmını etkinleştirerek işleri tamamlamak için yeterince odaklanmanıza yardımcı olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle, bu nefesler baskı altında olduğunuzda daha az “Bunu başaramam” endişesiyle dolmanızı ve bir şeylerin üstesinden gelmekte daha başarılı olmanızı sağlıyor.

BUGÜN

Şimdi, elinizde 24 saat var. Kum saatinin üst kısmında hala kum varmış gibi hissetmenin püf noktası, meşgul olmayı yüceltmeyi bırakmaktır. Kültürümüz eyleme değer verir, bu nedenle öğle yemeği arası boyunca çalışmak daha verimli ve daha az suçlu hissetmemizi sağlar. Ancak sonu gelmeyen çalışma, bizi daha verimsiz kılar. Bunun yerine:

90 DAKİKALIK ARALIKLARLA ÇALIŞIN

“İnsanlar doğrusal bir şekilde çalışmak üzere programlanmamıştır,” diyor performans danışmanlığı firması Energy Project’in yönetici müdürü Andrew Deutscher. “Dalgalar gibi aralıklı vuruşlara göre yapılmışız.” Bu nedenle her 90 dakikada bir işten uzaklaşın; bunu yapan kişilerin odaklanma seviyesi, bir mola veren veya hiç mola vermeyen kişilerinkine kıyasla yüzde 28 daha yüksek.

DOĞANIN YARDIMINA İZİN VERİN

Doğal bir manzara yakalayın. 40 saniye boyunca çimenlik bir çatı katına bakan bir grup öğrenci, boş bir beton çatı katına bakanlara kıyasla daha yüksek konsantrasyona sahipti ve dikkat testinde daha az hata yaptı.

NEYİ GÖRMEZDEN GELECEĞİNİZİ BİLİN

Başkan Dwight D. Eisenhower, gece çökmeden işleri halletmek için “Eisenhower Kutusu” olarak bilinen yöntemi kullandı. Deneyin: Dört kutu çizin, iki tanesi diğer iki kutunun üstünde olsun. Her birine şunlardan birini yazın: Acil ve önemli günlük görevler, önemli ancak acil olmayan işler, acil ancak önemli olmayan işler, ne acil ne de önemli olanlar. Neyi göz ardı edeceğinize, daha sonraya bırakacağınıza, devredeceğinize veya hemen yapacağınıza karar vermek için kullanın.

BU YIL/BU ÖMÜR

Bu satırlar belki de aklınızdan geçmiştir: Ne çabuk mart geldi! Bir aile ya da girişim sermayesi şirketi kurmadan, karşı kültür devrim başlatmadan bu yaşa nasıl geldim? (Twitter’da 10.000 takipçiye bile hala ulaşamadım.) Bu, yapacak çok fazla şeyiniz olmasının verdiği geçici panikten daha derin bir düzeyde korku. Bu, kendi beklentilerinizi karşılayamamaktan kaynaklı anksiyetenin, bunlara ulaşmak için yeterince vaktinizin olmadığı hissiyle birleşmesidir. Bu hisle dolduğunuzda nefes alın ve:

DAHA BÜYÜK SORULAR SORUN

Sormanız gereken soru, hepsini nasıl bir araya sıkıştıracağınız değil, kendiniz için belirlediğiniz tüm o şeyleri neden yapmanız gerektiğini düşündüğünüz, diyor Austin, Texas Üniversitesinden Raj Raghunathan. İş unvanları ve kazanılan derecelerden oluşan bir hayat yerine, anlamlı bir yaşamın ne olduğunu yeniden düşünmenizi söylüyor.

DAHA ÇOK DIŞARI ÇIKIN

Arkadaşlarıyla haftada bir kereden daha fazla buluşan kişiler, hiç arkadaşı olmayan veya yılda yalnızca birkaç kez bir araya gelenlere kıyasla hayatlarından yüzde 27 daha memnun olmaya eğilimlidir.

AŞIRI DÜŞÜNMEYİN

Yapabileceğimiz şeylere dair pişmanlıklar da Torschlusspanik’i tetikleyebilir. Bunlar, yapmamız gereken şeylere dair (arkadaşınızın oğlunun düğününe gitmek gibi) pişmanlıklarımızdan daha uzun süre peşimizi bırakmamaya meyillidir, diyor Cornell psikoloğu Tom Gilovich. Bu nedenle, ekstra zaman harcayarak “ya öyle olsaydı” ve “keşke şunu yapsaydım” gibi şeylerle kendinizi yiyip bitirmeyi bırakın ve düşünmeden işe girişin. Sonuçta, kapı kapanıyor. Ancak geçmek için hala zaman var.

HABERİ KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.