Fazla Su İçmek Zararlı mı: Su zehirlenmesi nedir? - Azınlıkça
Yaşam

Fazla Su İçmek Zararlı mı: Su zehirlenmesi nedir?

Fazla Su İçmek Zararlı mı: Su zehirlenmesi nedir?

İddia: “Su içmek yaşam için vazgeçilmez olsa da, suyun da zehirli olabildiği bir doz vardır. Yani aşırı su tüketimi bir insanı hasta edebilir; hatta öldürebilir!”

İddianın Kökeni

İnternette aralıklarla popüler olan bir görselde, çeşitli kimyasalların ölümcül oldukları dozlar yazılmış ve su için ölümcül doz 6 litre olarak belirtilmiş. Bu durum, insanlar arasında tartışmalara neden oldu ve haklı olarak “Su içmek insana zarar verebilir mi?” sorusunu doğuruyor.

Su, bizler için öylesine sağlıklı ve canlılık için öylesine vazgeçilmez bir maddedir ki, onun bize zarar verebileceğini hayal etmekte güçlük çekeriz. Buna bağlı olarak, suyun hiçbir seviyede zararlı olamayacağına, en fazla fazla idrar atımı ve şişkinliğe neden olabileceğine dair bir algı vardır. Bu, suyun belli dozlar üzerinde zehirli olduğu gerçeğinin unutulmasına veya göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Halbuki tek seferde kilogram başına 90 gramdan fazla su tüketen bir kişinin bu tüketimi dolayısıyla hayatını kaybetme ihtimali %50’dir. Herhangi bir miktar su tüketiminin %50 ihtimalle ölümcül etkiye sahip olabileceğini bilmek, birçokları için sıra dışıdır.

Bilgiler

Su, bildiğimiz anlamıyla yaşam için vazgeçilmez bir moleküldür. Su olmaksızın yaşam var olabilir miydi veya halen bir yerlerde var olabilir mi, bundan bile henüz emin değiliz.

Ancak su, bildiğimiz hemen her madde gibi kimyasal yapılıdır. Bir madde kimyasal yapıdaysa, biyolojik organizmalar için faydalı ve zararlı olduğu dozlar bulunmak zorundadır. Dünya üzerindeki hiçbir kimyasal madde, buna oksijen de dahil, arsenik de dahil, su da dahil, bir canlı için mutlak olarak faydalı veya mutlak olarak zararlı değildir. Öyle ki, oksijen gibi bir diğer vazgeçilmez madde, günümüzden 2.4 milyar önce atmosfere ilk defa büyük miktarlarda salınmaya başladığında, devasa bir kitlesel yok oluşa neden olup canlılığın neredeyse tamamının ölmesine neden olmuştur. Çünkü yükselen dozlarda oksijene adaptif tür sayısı yok denecek kadar azdı ve “normal” (“sağlıklı”) dozun üzerine çıktığında, türleri öldürmeye başladı.

Doz, Her Şeydir!

Su için de aynı durum geçerlidir. Suyun da sağlıklı olduğu ve zararlı olduğu dozlar bulunmaktadır. Aslına bakarsanız şu asla unutulmamalıdır: Eğer söz konusu kimyasal maddelerse, doz, her şeydir! Her ne zaman bir kimyasal madde ve bu maddenin canlılık üzerindeki etkilerinden söz ediyorsanız, dozdan bahsetmek zorundasınızdır. Çünkü doz sadece genel olarak bir maddenin zararlı olduğu miktarı tespit etmenizi sağlamaz; aynı zamanda türler arasındaki farklı yarar/zarar miktarlarını tespit etmenizi de sağlar. Çünkü bir yılan için ölümcül olan su dozu, insanınkinden farklıdır. Bu canlılar, farklı çevresel koşullara göre evrimleştikleri için, su ihtiyaçları ve hangi dozda suyun zararlı olduğu gibi etmenler de evrimsel süreçte şekillenmiştir.

Bir canlı için ölümcül olan doz miktarı, yaygın olarak LD50 adı verilen bir sayı ile belirlenir. LD50’nin açılımı, Lethal Dose 50%‘tir. Yani bir denek grubundan %50’sinin ölümüne sebep olan doz miktarı. Çünkü sadece türler arasında değil, tür içinde de kimyasal maddelere yönelik direnç çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik sayesinde türler, değişen çevre koşullarına adapte olup, evrimleşebilirler. Bu nedenle türün sadece 1 bireyi üzerinde yaptığınız deney ile tür için ölümcül olan dozu belirleyemezsiniz. En azından birkaç on adetdeneğiniz olmalıdır ve bu deneklerin %50’sinin ölümüne neden olacak dozu belirlemelisiniz.

Sofra tuzunu ele alalım. Tuzun sağlık üzerinde belli olumsuz etkileri olduğunu zaten biliyorsunuzdur; ancak tuz tüketiminin bir kişiyi öldürebileceğini öğrenmek sizi şaşırtabilir. Sofra tuzunun insanlar için ölümcül olduğu doz, kilogram başına 12.3 gramdır. Yani 80 kilogramlık bir insan, tek seferde 984 gramdan fazla tuz tüketecek olursa, %50 ihtimalle ölecektir. Ancak örneğin fareler için bu doz kilogram başına 3 gramdır. Yani 2 kilogramlık bir fare, sadece 6 gram sofra tuzu tüketirse, %50 ihtimalle ölecektir.

Suyun Ölümcül Dozu

Su için ölümcül doz, kilogram başına 90 gram civarındadır. Yani 88 kilogramlık bir insan için 8 litre su içmek %50 ihtimalle ölümcül olacaktır. Bu miktar arttıkça, ölüm ihtimali de artmaktadır.

Örneğin 2007 yılında Kaliforniyalı bir kadın sadece 3 saatte 25 bardak (yaklaşık 6 litre) su içtikten kısa bir süre sonra su zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2005 yılında yine Kaliforniya’daki bir erkek öğrenci grubu, bir yarışma sırasında 21 yaşındaki bir gence aşırı miktarda su içirerek ölümüne neden olmuştur.

Su Nasıl Zehirliyor?

Sorunun cevabı hücrelerimizde gizlidir. İçtiğimiz suların içerisinde çok az miktarda “elektrolit” bulunur. Elektrolitler, sodyum veya potasyum gibi yüklü iyonlardır. Hücrelerimize kıyasla suyun içerisinde bu kimyasallardan yok denecek kadar az bulunur. Bu elektrolitler, normalde vücudumuz içerisindeki kaslar ve sinirler gibi hücrelerin düzgün çalışmasını sağlarlar, kan basıncı ve hacminin düzenlenmesinde görev alırlar. Bunlar olmaksızın vücudumuz düzgün işleyemez. Normalde hücreler ile hücrelerin etrafındaki elektrolit oranı sorun yaratmaz, çünkü böbreklerimiz fazladan olan suyu sürekli olarak vücut dışına atarak dengeyi sağlarlar. Ancak ne yazık ki böbreklerimiz kusursuz veya akıllı pompalar değildir. Suyu, sadece belli bir oranda dışarı atabilirler ve bu oranın üzerine pek fazla çıkamazlar. Dolayısıyla, bir anda, çok fazla su içecek olursanız, böbrekleriniz bu suyu dışarı atamaz. Bu da, hücre içi ile dışı arasındaki basınç farkından ötürü suyun hücre içine hücum etmesine (ozmos) neden olur.

Su hücre içerisine hücum ettikçe, hücre içerisindeki elektrolit oranını azaltmaya başlar ve hücrelerin şişmesine neden olur. Normalde bu şişme birçok organ için aşırı sorun teşkil etmez. Eğer ki abartılı sürelere çıkılmazsa, birçok organ bu şişmeyi tolere edebilir. Ne yazık ki beynimiz bir istisnadır. Onu sıkı sıkıya koruyan kafatasımız da bu şişmeden kaynaklı basıncın rahatlamasına izin verecek bir yapıya sahip değildir. Aşırı miktarda su, çok kısa bir süre zarfında içildiğinde, beyin şişerek kafatasına baskı uygulamaya başlar. Bu da, aşırı baş ağrılarıyla, kafa karışıklığıyla, daha ilerleyen müddette nöbetlerle, komayla, nefes yetmezliğiyle ve nihayetinde ölümle sonuçlanır.

Su zehirlenmesinden en çok muzdarip olan grup, maraton koşucularıdır. Her 6 maraton koşucusundan 1 tanesinde orta şiddette su zehirlenmesine rastlanmaktadır. Ancak bu da, aşırı su tüketiminden ziyade, zor koşullar altında vücudun aşırı korumacı davranmasındandır. Maraton gibi zorlu koşullarda vücudumuz suyu ekstradan tutmaya çalışır, çünkü tehlikeli bir durum olduğunu zanneder. Bu da, sürekli susayan maraton koşucusunun sadece fazla su tüketmesine değil, aynı zamanda az su boşaltmasına da neden olur. İşte bu sebeple bu tür sporlarda su zehirlenmesine rastlanabilir.

Günde 8 Bardak veya 2 Litre Ek Su İçmek Gerekmez mi?

Halk arasında (ve hatta doktorlar arasında da) sıklıkla tavsiye edilen, günde 8 bardak (yaklaşık 2 litre) su içilmesi yönündedir. Ancak bu sayı oldukça rastgele belirlenmiştir ve herkes için geçerli olan bir “sağlıklı olmak için gereken su miktarı” bulunmamaktadır. Daha da önemlisi, insanların günde 2 litre su içmesi gerektiğini gösteren tek bir bilimsel araştırma bile bulunmamaktadır; tam tersine, akademik çalışmalar bu “günde 2 litre su” fikrinin bir mit olduğunu göstermektedir.

Bu konularla ilgili tüm detayları “Günde En Az 2 Litre Su İçmemiz Gerekir Mi?” ve “Vücudumuzun Su Alışverişi” başlıklı yazılarımızda okuyabilirsiniz.

İşin özü ise şu: Aslında vücudumuzun ihtiyacı olan suyu günlük yiyeceklerimizden çoğu zaman rahatlıkla (ve hatta fazlasıyla) alırız. Tek yapmamız gereken, vücudumuz su istediğinde her zaman yaptığı şeyi, “susamayı” hissettiğimizde bu hissi giderecek kadar su içmektir.

Elbette günde düzenli olarak 2 litre su içmek kimseye zarar vermez ve eğer ki fazla katı yiyeceklerle besleniyorsanız, vücudunuzun eksiğini rahatlıkla kapatabilir. Ancak eğer içmeyecek olsanız da, vücudunuz susayarak sorunu size bildirecektir. Tabii vücudunuza inatla ayak direyecek olursanız, su noksanlığı cilt problemlerinden böbrek yetmezliğine kadar sayısız hastalığın önünü açmaktadır. Dolayısıyla garantiye almak için en azından 1 litre civarında ek suyu vücudunuza hor görmemenizi tavsiye ederiz.

Endişelenmeli misiniz?

Pek sayılmaz. Çünkü su zehirlenmesi aşırı nadir görülen bir olaydır. Yukarıda sözünü ettiğimiz 8 litre sınırı, dinlenme halindeyken, birkaç dakika içerisinde bu kadar fazla su içilecek olursa geçerlidir. Biraz düşünecek olursanız, bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu görebilirsiniz.

Normalde marketten alıp tükettiğimiz sular yarım litredir. Bunlardan 16 tanesini üst üste ve hiç ara vermeden içebilir misiniz? Pek sanmıyoruz. Kaldı ki kişiden kişiye bu 8 litre sınırı da vücut büyüklüğüne göre değişebilmektedir. Daha kilolu insanlar, daha çok su tüketebilirler.

Uzun lafın kısası, susadıkça su içtiğiniz sürece su zehirlenmesinden korkmanıza gerek yoktur. Ancak arkadaşlarınızla iddiaya girip de bu tür bir şey yapmak suretiyle arkadaş çevrenizde su içmekten ötürü ölen ilk kişi olmak istemezsiniz.

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.