Koku körlüğü hastalığını tanıyalım: Anozmi - Azınlıkça
Yaşam

Koku körlüğü hastalığını tanıyalım: Anozmi

Koku körlüğü hastalığını tanıyalım: Anozmi

Kalabalık bir otobüste ter kokusu duymamak kulağa hoş gelebilir. Peki, fırından yeni çıkmış kekin kokusu?

Anozmi (koku körlüğü) hastalığı hakkında merak edilenleri araştırdık.

Patrick Süskind’in Koku romanının, kokulara karşı şaşırtıcı şekilde duyarlı olan kahramanı Jean-Baptiste Grenouille, dilediği kokuları üretme konusunda cinayet bile işlemekten kaçınmıyordu. Kayıp Zamanın İzinde adlı eserinde ise Proust, bir parça keki ıhlamur çayına batırdığında ortaya çıkan koku nedeniyle yıllar öncesine, halasının yanında geçirdiği çocukluk günlerine geri dönmüştü. Bu iki olay da kurgusal olmakla beraber, kokunun insan hayatında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu örnekliyor. Yediğin yemeğin lezzetini aslında koku ve aromasından aldığını göz önünde bulundurursan, koku duyusu olmadan geçen hayatın ne kadar sıkıcı olabileceğini tahmin edersin.

“Anozmi” adı verilen koku körlüğü hastalığı toplumun beşte birini etkiliyor. Bu aslında oldukça büyük bir oran… Kimilerinde doğuştan, kimilerinde ise sonradan görülebilen bu durumun pek çok nedeni var. Mayıs ayında düzenlenen Uluslararası Koku ve Tat Sempozyumu’nun başkanlığını yapan Acıbadem Taksim Hastanesi KBB Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, “Koku alma bozukluğunun burun ve sinüs hastalıkları, üst solunum yolu enfeksiyonları ve kafa travmaları gibi sık bilinen nedenleri var” diyor ve ekliyor; “Diyabet, hipotiroidi gibi hastalıkların yanı sıra hava kirliliği gibi pek çok toksik faktör de koku alma bozukluğuna yol açarak, yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürüyor.”

Bu rahatsızlığa kulak-burun-boğaz (KBB)hastaları arasında da çok sık rastlandığını vurgulayan Almanya Dresden Tıp Fakültesi Koku ve Tat Kliniği’nden Prof. Dr. Thomas Hummel, koku alamamanın sosyal yaşamda ve iş hayatında zorluklar yarattığını söylüyor: “Çoğu hasta bu kısıtlamalarla başa çıkabiliyor ancak az bir oranda da olsa bazı hastalarda yaşam kalitelerini etkileyen önemli kısıtlamalar ve depresyon gözlemleniyor.”

Koku duyusunu kaybetmek dendiğinde akla ilk gelen şeylerden biri de, yemekten zevk alamamak. Ancak bunun yanı sıra hastalar, bozuk yemeğin kokusunu alamama nedeniyle gıda zehirlenmesi ya da duman kokusunu fark edememe gibi yaşamsal öneme sahip sorunlarla karşılaşabiliyor. Kokunun kültürel tarihiyle ilgili araştırmalar yapan Vedat Ozan, “Olası bir gaz kaçağı ya da zehirli maddelere maruz kalındığında koku duyusu erken uyarı sistemi gibi çalışır. Bu nedenle koku duyusunu kaybedenler ölümcül risklere karşı savunmasız kalıyor” diyor.

Yeniden Kazanılabiliyor

Eskiden koku duyusunu yitiren hastalara tıpta bir çözüm olmadığı söyleniyordu. Ancak Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, güncel tedavi metotları ve erken teşhis sayesinde pek çok hastanın koku alma yeteneğini tekrar kazanabildiğini söylüyor.

Anozmi tanısı konmuş hastalara, anozmiye sebep olan ana sorunu bulmak için ayrıntılı tetkikler yapılıyor. Ardından koku testi yapılarak hastanın koku alma yeteneği ölçülüyor. Sonrasında burun ucundan başlayıp koku alanı, koku soğancığı, beyindeki koku merkezi gibi koku fizyolojisindeki tüm aşamaları ayrıntılı takip etmeye yardım eden koku fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (FMR) çekiliyor. Daha sonra ise anozminin sebebine göre bir tedavi protokolü uygulanıyor. Anozmiye yol açan patolojinin ortadan kaldırılmasının yanı sıra, koku antrenmanı (olfactory training) adı verilen tedavi süreci başlıyor.

Altundağ, “Vücudumuzun kendini yenileme, telafi etme, alışma ve adaptasyon mekanizmaları tahmin edemediğimiz kadar yüksek. Bizim amacımız bu mekanizmalara doğru yön vererek hastanın yararına çevirmek.

Örneğin bir yerimizde kesik oluştuğunda dikiş atılır. Dikiş atarak aslında biz onarım yapmaktan ziyade yara uçlarını anatomisine uygun olarak yaklaştırmayı amaçlarız -ki cilt yenilenirken doğru şekilde iyileşsin. Koku egzersizi tedavisinde de koku hücrelerinin doğru şekilde yenilenmesini sağlamayı amaçlıyoruz.”

Tedavi hastanın yaşı, hastalığın sebebi, tedavi sürecine uyum gibi birçok faktörden etkileniyor ve süresi bir aydan dokuz aya kadar değişiyor. Ama en önemlisi şu: Koku duyunu kaybetmek, artık geri dönülemez bir yola girmek anlamına gelmiyor.

ANOZMİK OLABİLİR MİSİN?
Yemek yaparken yenibahar yerine yanlışlıkla tarçın koyman dünyanın sonu değil. Ancak baharatların kokusunu birbirinden asla ayıramıyorsan bir problem olabilir. Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, koku körlüğünden şüphelenen kişilerin -mümkünse önce bir araştırma yaparak- koku sorunuyla yakından ilgilenen bir KBB uzmanına görünmelerini öneriyor. Çünkü koku duyusu ile ilgili hastalıklar özel bir ilgi ve ek tecrübe gerektiriyor.

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.