Özçekim, ya da selfie, yazılı olarak ilk kez 2002’de Avustralya’da bir haber sitesinde geçti. Popüler literatüre girmesi ise 2012 yılına dayanıyor.
Akıllı telefonlarla gelen selfie modası, gün içinde birçok kez fotoğraf çekilmemize neden oldu. Artık dijital baskılara ihtiyaç duymadığımız için en beğendiğimiz pozu yakalayana kadar ısrarla fotoğraf çekilmeye devam ediyoruz.
Selfie’leri normal fotoğraflara kıyasla, beğenme oranımız daha düşük. Böyle olmasının bir nedeni var. Selfie, kolay görünse de, uzaktan çekimlere göre daha zordur. Yüzümüz sandığımız kadar simetrik bir yapıya sahip olmadığı için doğru açıyı yakalayamazsınız ve olduğunuzdan kötü görünebilirsiniz. Aynada görmeye alıştığınız yüzünüz size güzel gelebilir, ancak ‘selfie’lerde aynı oranı yakalamanız zor.
Yapılan bir araştırmaya göre ön kamera ile çekilen fotoğraflarda burnunuzun yüzde 30 daha büyük çıktığını biliyor muydunuz?
Ne kadar mükemmel bir burna sahip olduğunuz değil, kamerayı hangi açıda tuttuğunuz daha önemli.
Amerika‘da yapılan bu anketin sonuçlarına göre hastaların yüzde 55‘i, sosyal medyadaki görüntülerinden rahatsız olduğu için estetik operasyon geçirmek istiyor. Mesela fotoğraflarsa, güzel çıkmak için estetik operasyonları geçirmenize gerek yok. Telefonunuzun kamerasını doğru kullanarak bunu başarmak mümkün.
Her kameranın odaklama açısı ve lensi birbirinden fark gösterir.
Kameranızın teknik özelliklerine hakim olun, sonra sizin için ideal açıyı yakalamaya çalışın.
Unutmayın, kamera yüzünüze ne kadar çok yaklaşırsa açıyı ayarlamak o kadar zor olacaktır. – ahval
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et