Tuvalet krizleri hayatı zindan edebilir - Azınlıkça
Yaşam

Tuvalet krizleri hayatı zindan edebilir

Tuvalet krizleri hayatı zindan edebilir

Açlığımızı, susuzluğumuzu, en temel ihtiyaçlarımızı kontrol altına alırız ama onu asla! Toplantıda, en önemli görüşmelerimizde, uykumuzun en tatlı yerinde, uçakta başımızın belası zamansız “WC krizleri” hayatı zindan ediyor.

Arabaya bindiğim gibi litrelerce su içesim geliyor, içmelere doyamıyorum. Yolum kısaysa sorun olmuyor ama uzun yolculuklarda başım fena halde derde giriyor. Benzinliklerin, restoranların tuvaletleri hayatımı kurtarıyor. Bir gün yetişemeyecek olmaktan korkmuyor değilim. HT Pazar’dan Sema Ereren’in haberi…

En temel fizyolojik ihtiyaçlarımızdan biri tuvalete gitmek. Ancak olur olmaz yerlerde boncuk boncuk terletecek kadar sıkışıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız sizin durumunuz da benimki gibi vahim. Bilhassa yolculukta, sinemada, toplantılarda, mülakatlarda, sınavlarda WC krizleri bizi epey zor bir duruma sokuyor. Yaşamayan anlayamaz!

Evet, dürüst olmakta fayda var. Çok sıkıştıysam önüme çıkan ilk restoranın tuvaletine dalmaktan utanmam. Daha açık sözlü olmam gerekirse, zor durumda kalırsam gözüm hiçbir şeyi görmez ve “Az sonra sipariş vereceğim” stratejisiyle bulduğum ilk WC’ye kendimi atarım. Benim gibi fazla temkinli, pimpirikli davrananların bilin ki bir vukuatı vardır. Başa gelebilecek en kötü şey altınıza kaçırmak. Bunun yaşla alakası yok, durumun aciliyetini kavrayamayan herkesi, 7’den 70’e vurabilir.

İşim sebebiyle çok seyahat ettiğimden ihtiyacımı her koşulda gidermeye kendimi şartladım, tabii iyi ya da kötü bir tuvalet bulabilirsem. Dışarıda tuvalet ihtiyacını giderememe fobisi olarak açıklanan ‘WC anksiyetesi’ ne yazık ki günümüzde hâlâ pek çok kişiyi sıkıntıya sokuyor. Bilhassa tuvalete gidemeyeceğinizi biliyorsanız inadına ihtiyacınız geliyor ve krizi yönetmesi neredeyse imkânsız. Uzun uçuşlar ve az mola verilen otobüs yolculuklarıysa başka bir kaos. Üstelik kaçacak yeriniz de olmaz

Bu kişiler genel olarak bedensel sağlığına aşırı duyarlı, kontrolcü kişilik özelliklerine sahip ve endişeli olabilir ama daha derinlere inecek olursak temel sebebi çocukluğumuza dayanır. “Pis, mikrop kaparsın” gibi telkinlerde bulunan annelerin çocuklarının kaygılı bir kişilik yapısı geliştirme ihtimali yüksek. Büyüdüklerinde herhangi bir durumda tehdit ya da risk olup olmayacağını ayırt edebilecek bilince ulaşsalar bile açıkça tehlike unsuru taşımayan durumlarda bile kaygı ve korku yaşarlar. Yakın çevrenizdekilerin tutumu da zamanla sizi bu hale getirebilir. Anksiyete bozukluğu gösterenlerin ebeveynleri de endişeli, kaygılı, kontrolcü ve titizdir.

Diğer yandan umumi tuvaletler konusunda birbirimize saygı duymayı da bir türlü öğrenemedik gitti… Evde ne yaptığınız hiçbirimizi ilgilendirmez ama umumi tuvalette uzun dakikalar geçirenler, bu tuvaletleri temiz kullanmayanlar da içinde bulunduğunuz durumu iyiden iyiye çıkmaza sokar.

KONTROL ALTINA ALMAK MI DEDİNİZ?

Susuzluğu, açlığı bastırabiliriz ama kontrol altına alamayacağımız en temel ihtiyacımız tuvalet… Bir anda bastıran bu ihtiyaç, iş mülakatı öncesi ya da sırasında size soğuk terler döktürebilir, mülakattaki performansınızı tepetaklak edebilir. Zira konuştuğunuz kişiye odaklanamaz, boncuk boncuk terlersiniz. Dahası sosyal hayatınızı da olumsuz etkiler.

Peki bu sorun en çok nelerden kaynaklanır? Elbette her konuda olduğu gibi bu meselede de kafaya takmak ilk sebep. Zira en çok stres, WC krizlerini tetikliyor. Ancak iş, sakin kalmayı başarmakla da bitmiyor. Mesela aşırı aktif mesane probleminiz de olabilir.

Diğer yandan durum hamilelik belirtisi de olabilir. Çünkü hamilelikte vücudunuz Beta HCG olarak adlandırılan hormonu salgılar ki bu daha sık tuvalet ihtiyacı hissetmenize sebep olur. Bebek büyüdükçe size uyguladığı baskı artınca bu sıklık daha da artar. Dahası London Doctors Clinic’den Dr. Seth Rankin, bunun diyabet belirtisi olabileceğinin de altını çiziyor. Dr. Rankin de az evvel sözünü ettiğimiz gibi meselenin stres ile kesinlikle bağlantısı olduğunu savunuyor. Ancak idrar yolu enfeksiyonunun ve kimi ilaçların da tetiklediği aşikâr.

Alkol tüketiminin de etkisinden söz etmeden olmaz. New Castle Üniversitesi’nden Prof. Oliver James, alkolün idrar söktürücü etkisine dikkat çeken ve araştırmalar yürüten uzmanlardan sadece biri… James “Alkolden sonra tuvalete gidilir, 1 saat geçtikten sonra sanki yeni içmişsiniz gibi tekrar sıkışabilirsiniz” diyor.

%70 Harvard Üniversitesi’ne göre, meselenin önüne geçmek için gerekli önemleri alan ve sonuçtan tatmin olan kadınların oranı yüzde 70.

YA ŞİMDİ GELİRSE?

“Ya şimdi gelirse” diye diye olur olmadık yerlerde tuvalet ihtiyacımızı getiririz. Sonra ne olur? Genel olarak gidecek tuvalet bulamaz, daha da strese girer ve tuvaletimizi tutmak zorunda kalırız ki bu enfeksiyonlara sebep olabilir. Bunun önüne geçmek için içtiğimiz su miktarını abartmak doğru değil ama olur olmaz yerlerde tuvaletimiz gelmesin diye kısıtlamak da bir o kadar zararlı… Sürekli tuvalete gitmek zorunda kalmaktan rahatsız oluyorsanız, muhtemelen zaten içtiğiniz su miktarını sınırlıyorsunuz demektir. Ancak içtiğimiz su, toksinleri atmaya yardımcı olur. Eğer daha az su içerseniz, daha az tuvalete gidersiniz. Fakat bu durum üriner sistem enfeksiyonlarına, böbrek taşlarına ve diğer rahatsızlıklara yol açabilir. Çoğu insan seyahatte veya çalışırken bunun rahatsızlığından kaçınmak için su içmez ama bu dehidre olmanıza neden olur.

SOSYAL FOBİYE DÖNÜŞMESİN

Küçümsemeyin! Mayo Clinic, WC krizlerinin uyku kalitenizin düşmesine, seyahat etmekten bile caydırabilecek noktaya getireceğine, meselenin sosyal fobiye dönebileceğine işaret ediyor. Elbette özel hayatımızda, en romantik anlarımızda da başımızın belası. Peki nasıl kontrol altına alacağız? Öncelikle kafaya takmamayı öğrenmek gerekiyor. Aktif mesanelerin daha da aktif hale gelmesine yol açan çikolata, soda, çilek, patlıcan, domates, kimi baharatlar, turşu, sütlü tatlıları da tuvalet bulamama ihtimalinizin yüksek olduğu zamanlarda tüketmekten kaçının. Dahası mülakat, toplantı ve seyahatler öncesi çay, kahve ve su çok içmeyin. Özellikle kahve içtikten sonra tuvalet ihtiyacı hissetmenizin sebebi kahvenin kalınbağırsaktaki kasların kasılmasını tetiklemesi.

Uzmanlar, günde ortalama 30 dakikalık hafif tempolu yürüyüşler yapmanın da faydalı olabileceğini söylüyor ama mesane kaslarınızı kontrol altında tutmayı öğrenmek için özel egzersizler öğrenmek de iyi sonuçlar almanızı sağlayabilir. Ürojinekoloji uzmanı Lauri Romanzi pelvik kasları güçlendirmek için kegel egzersizlerini öneriyor. Eh son olarak, seyahat ederken cam kenarı koltuğu satın almayın, toplantılarda kimseye çaktırmadan kolay çıkabileceğiniz bir yere oturarak stres seviyenizi azaltın.

Kaynak: http://www.haberturk.com/wc-krizleri-1974621

”Google

Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et

Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et

Azınlıkça'yı Twitter'da takip et

About author

Articles

Editor-in-Chief of Azınlıkça. Journalist and podcaster based in Komotini, covering Thrace, Greece and Cyprus.