Uzmanlar fazla güneşlenenleri uyarıyor.
Dr. Ata Nejat Ertek, fazla güneşlenenler için uyarılarda bulundu. Dermatoloji Uzmanı Dr. Ata Nejat Ertek, “Göz çevresinde zengin bir damarsal ağ yapısı vardır. Zamanla derinin ince ve hassas olması nedeniyle de alt kapakta ödem ve torbalanma meydana gelmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Daha yaşlı ve yorgun görünmemize genetik faktörler, göz altı yağ yastıkçıları, hormonal ve metabolik düzensizlikler ve alerjik faktörler sebep olabilir. Aşırı tuz tüketiminden kaçınmak ve yeterli su tüketmek bu noktada oldukça önemlidir. Ayrıca bu sorunun olası (böbrek, tiroid, alerji ) tıbbi nedenler ve kullanılan kozmetikler açısından araştırılması gerekir. Gözyaşı kanallarını tıkayabilen uygun olmayan kozmetik ürünlerin kullanımı şişkinliğin artmasına neden olabilir. Kafein içeren göz kremlerinin torbalanma belirtilerinde azalma olduğu bildirilmektedir. Çünkü kafein kan dolaşımını uyaran, yapılandıran ve kılcal damarlardan sıvı akışını kontrol eden güçlü bir antioksidandır. Ürün seçimi ve ayrıntı için mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulması gerekir” dedi.
GÖZ ALTI MORLUKLARININ İLK NEDENİ GENETİK FAKTÖRLER
İHA’nın haberine göre; göz altı derisinin vücudun en ince ve zayıf derisi olduğunu ifade eden Dr. Ertek, “Bu bölgedeki kılcal damarlarında o derece fazla görünür hale geldiği bir alandır. Göz altı morluklarının ilk nedeni genetik faktörlerdir. Fakat dengesiz tek yönlü beslenme, uykusuzluk, stres, alerjik hastalıklar, fazla güneşlenme cilt morluklarını arttıran faktörlerin arasındadır. Tedavide eğer varsa altta yatan hastalıkların tedavisi uygun olur. Soğuk kompres uygulanması, uyku düzeninin sağlanması ve yatarken ekstra bir yastık kullanılması göz altı toplar damarlarındaki dolgunluğu azaltarak kısmen etkili olabilmektedir. Lokal etkili kremlerden C,E ve K vitamini içeren kremler, retinol ve glikolik asit içeren ürünlerden faydalanmak uygun bir yaklaşımdır.
Sivilce problemi sonrası kırmızı lekeler ve izler bir çok kişinin sorunu arasındadır. Deride bir bölgede tekrar sivilce çıkmazsa genel bir kural olarak 2-4 ay içinde gerilemektedir. Ancak bir sivilce derin ve uzun süreli ise kırmızı leke bırakma olasılığı da bir o kadar yüksektir. İşte bu yüzden erken dönemde akne tedavisine başlanılması gerekir. Eğer kırmızı lekemiz varsa ilk hedef yeni sivilce çıkışını durdurmak ve var olan akneleri yok etmektir. Tedavi için bir yandan akne tedavisini sürdürmek eş zamanlı olarak da A vitaminli kremler, kimyasal ve meyve asitli peelingler, lazer tedavileri, derma terapi gibi yöntemlerin uygulanması gereklidir” diye konuştu.
GECE KREMİ CİLT SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMLİ
Gece kreminin cilt sağlığı için önemli olduğunu kaydeden Dr. Ertek, “Çünkü gece deriden su kaybı en yüksek düzeyde gerçekleşir. Ayrıca deri hücrelerinin yenilenme ve onarım işlevi gece uyku sırasında olur. Bu sebeple gün boyu biriken toksik maddelerin arındırılması ve yeni sağlıklı deri hücrelerin oluşabilmesi için en uygun zaman dilimi gecedir. Gece kremleri uzun bir zaman deride kaldıkları için yüzeydeki nem kaybının daha etkin bir şekilde önlerler ayrıca ciltteki kuruluk ve çevresel hasarların neden olduğu hasar gece kremleriyle daha başarılı giderilir. Şeker cildin düşmanları arasında olan bir besindir. Cildin daha parlak ve sağlıklı bir yapıda olması için kandaki şeker miktarının sürekli kontrol altında tutulmasına özen gösterilmelidir. Şeker bağışıklık sistemini zayıflatırken bakterilere karşı savaşan antikorların üretimini baskılayabilir. Zayıflayan bağışıklık sistemi ciltte lekeler, sivilce ve aknelere yol açabilir. Yine şekerli içeceklerde cildin kurumasına neden olabilir. Bu nedenle cildin sıvı ihtiyacını su ile karşılamak en doğru seçenek olacaktır. Yani basit şeker olarak adlandırdığımız pek çok şeker ve şekerleme türü aslında vücudumuzun olduğu kadar cildimizin de düşmanıdır. Özellikle cilt üzerinde elastin ve kolejen liflere zarar vererek kırışıklara neden olabiliyor. Sağlıklı bir cilt için şekeri hayatımızdan tamamen çıkarmak gerekiyor” açıklamalarında bulundu.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et