Yunan sarı sığır cinsinin ortaya çıkmasında Halkidiki’nin Paleokostra bölgesinden Aleksandros Zagoritis’in vizyonu ve uğraşları bulunuyor.
1970’li yılların sonunda ilk kez kendi hayvan çiftliğinde genetik iyileştirme çalışmaları yapan Zagoritis, o dönem için yeni ve gelişmekte olan Fransız Blond d’Aquitaine sığır cinsinde karar kıldı. Bu cinsi yıllarca süren çabalar sonrası Yunan Sikia (İncir) sığır cinsiyle birleştirmesinden bugün Yunan sarı sığırı (Elliniki Ksanthohromi) olarak bilinen cinsi elde etmeyi başardı.
Sarı sığır cinsi Yunanistan’ın tanınmış ve tescilli iki sığır cinsinden birini teşkil ederken, etinin oldukça kaliteli olduğu biliniyor. Zagoritis’in ise, kişisel ve bürokratik sorunları aşarak yıllar içerisinde Yunanistan’daki hayvancılığın Yunan tarım-gıda ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlamasını başarmak için uğraş vermeye devam ettiği belirtiliyor. Bugün için son derece modern hayvan çiftliğinde 550 büyükbaş hayvanı bulunuyor.
Her ne kadar sarı sığır cinsi tescilli bir Yunan sığır cinsi olsa da gerek hayvan besicilerin gerekse de devletin etinin kalitesiyle meşhur bu hayvan cinsinin ülke ekonomisine sunabileceği katkının önemini henüz idrak edebilmiş değil. Zagoritis de “Bu cinsle ilgili devlet tarafından ne bir plan ne bir proje var. Hayvan üreticileri de kalite-fiyat orantısından hiçbir kazanç sağlayamıyor” diye sitem ediyor.
İthal etin Yunan hayvancılık sektörünün gelişme olasılığını sıfırladığını ifade eden tecrübeli hayvan besicisi “Yunanistan’da üretilen et çok az, %5-10 oranında. Sarı sığır cinsinin piyasaya çıkabilmesi için tutarlılık ve devamlılık gerekli. Bu işbirliğiyle olabilir. Maalesef bu konuda Yunanistan en kötü dönemini yaşıyor” ifadelerini kullanıyor.
Azınlıkça'yı Google Haberlerde takip et
Azınlıkça'yı Facebook'ta takip et
Azınlıkça'yı Twitter'da takip et